Sayın Cumhurbaşkanı son aylarda, "Dere geçerken at değiştirilmez" atasözünü sıklıkla kullanır oldu. Prof. Dr. Haydar Baş ise senelerden beri, "Elin atına binen, tez iner" atasözümüzü milletimize ve siyasilere hatırlatıyor.
Neden? Çünkü ülkemiz siyaseti her alanda onlarca yıldan beri elin atına biniyor. İç siyasette, dış siyasette, medyacılıkta, bilimde, teknolojide, eğitimde, tarihte, felsefede ve de ekonomide.
O el (atın sahipleri) yeri geliyor, atı altımızdan çekiyor. Aynen 60'da, 70'de, 74'te (Kıbrıs harekatı) 77'de, 80'de, 94'te, 98'de, 2001'de olduğu gibi. Sonra ne oluyor? Yaya kalıyoruz ve başlıyoruz birbirimizi kırmaya. Bugüne kadar öyle olmadı mı!?
Bugün yeni bir kriz, daha doğrusu ekonomik darbe ile karşı karşıyayız. İktidar ve Saray ısrarla bu ekonomik darbenin kendilerine karşı fiiliyata geçirilmek istendiğini iddia etseler de bu ekonomik darbe aynen 77'deki gibi Türkiye'ye yöneliktir, Türk milletinedir.
Bu ekonomik darbeye karşı yöneticilerin bulduğu çare, "Dolar bozdurun, TL kullanın" kampanyası başlatmalarıdır. Başka çare bulamıyorlar.
Oysa Prof. Dr. Haydar Baş'ın dediği gibi 'bizim milli paramız yok'. Yani milletin ürettiği mandalinanın, buğdayın, pamuğun, elmanın, kömürün, sütün, etin vs. karşılığı yok. Yani hükümetin Gayrisafi Milli Hâsıla karşılığında basması gereken para yok.
Ama diyeceksiniz ki, elimizde TL var ve ışığa tutunca içinde Atatürk de gözüküyor. O parada bize ait olan tek değer Atatürk. Gerisi mi? Yine Sayın Baş'ın ifadesiyle; Dolar'ın tercümesi.
Neden milli paramız yok? Başta dedik ya! Elin atına bindik diye. Oysa Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal, Mart 1922'de, Meclis'te yaptığı konuşmada şu tarihi gerçeği ifade ediyordu:
"Bu günkü çabamızın amacı, tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın tamamı ise ancak ekonomik bağımsızlık ile mümkündür. Bir devletin maliyesi bağımsız olmayınca, o devletin bütün yaşamsal kuruluşlarında bağımsızlık felç olmuştur. Çünkü devletin her organı, ancak parasal (mali) kuvvet ile yaşar."
Bu gerçeği maalesef Atatürk'ten sonra gören olmadı. (Ta ki Prof. Dr. Haydar Baş'a kadar) Ülkemiz emperyalistlerin üssü haline getirildi. Hele 1980'den sonra ortaya konan 'liberalizm' anlayışıyla ülke ekonomisi yabancı çayırına dönüştü. Yeri geldi ektiler, yeri geldi biçtiler. Hamallığı, eşekliği bize kaldı.
Bu mantık 2 binli yılların başında özelleştirme ile zirve yaptı ve adeta Dolar milli paramız haline geldi.
2004 yılını hatırlıyorsunuz! Yöneticilerimiz, "para gelsin de nerden gelirse gelsin" diyorlardı. Geldi de. Her taraf Dolar oldu, Euro oldu. Hac ve umreyi bile dolara endekslediler. Akrabalar birbirlerine dolar üzerinden borç vermeye başladılar. Haliyle doldu, doldu, doldu.
Yani elin atına binerek yıllarca sefa sürdüğümüzü sandık. Şimdi el, atını istiyor. Bizimkiler inmem, diyor. Ama inecekler, inmek zorundalar.
Neden, derseniz başta da dediğimiz gibi "milli para"mız yok. Yani "halkın parası" yok. Yani GSMH karşılığı paramız yok.
Milli para nedir?
"Emeği devreye koyan, atıl duran yer altı ve yerüstü kaynaklarını harekete geçirerek ekonomik değer üreten, tüketicinin ihtiyaçlarını talebe dönüştüren, piyasalarda oluşan talebe cevap verecek üretimi devreye koyan, üretim faktörlerini tetikleyen, üretimde ve tüketimde tahrik unsuru olan, mal ve hizmetin karşılığı olan maliyetsiz para, ekonomide her şeydir." (Prof. Dr. Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli sh. 78)
Dikkat! Dikkat!
Dünkü yazımda Hz. İsa'dan bir kıssa anlatmıştım. Hz. İsa (a.s) çöreği yiyeni soruyordu kendisine arkadaş olan kişiye. O kişi de devamlı inkar ediyordu ve sonunda az bir dünyalık karşılığı gerçeği söyledi ama ilk inkar ve gerçeği gizlemesinden ötürü hem dünyalık maldan, hem de canında oldu.
Ben de "milli para" tanımı ve "milli paralar ile ticaret" projeleri kime aittir, diye sormuştum. Bakın! Resmi olarak kopya da veriyorum:
Milli para yani halkın parası yani bağımsız bir devletin GSMH karşılığı piyasaya sürdüğü para tanımını dünya iktisat literatürüne Prof. Dr. Haydar Baş tarafından Milli Ekonomi Modeli (MEM) ile birlikte kazandırılmış, ne olduğu ve nasıl kullanılması gerektiği tarif edilmiş kavramlardır. Milli Ekonomi Modeli, Prof. Dr. Haydar Baş adına tescil edilmiş bir markadır. Türk Patent Enstitüsü'nce 2013/56874 marka numarası ile 26 Haziran 2013'ten itibaren 10 yıl müddetle tescil edilmiştir.
Yarın Arşimet gibi birileri karşınıza çıkıp 'buldum, buldum' derse bilin ki o yalancıdır, kopyacıdır, hırsızdır.
Neden? Çünkü ülkemiz siyaseti her alanda onlarca yıldan beri elin atına biniyor. İç siyasette, dış siyasette, medyacılıkta, bilimde, teknolojide, eğitimde, tarihte, felsefede ve de ekonomide.
O el (atın sahipleri) yeri geliyor, atı altımızdan çekiyor. Aynen 60'da, 70'de, 74'te (Kıbrıs harekatı) 77'de, 80'de, 94'te, 98'de, 2001'de olduğu gibi. Sonra ne oluyor? Yaya kalıyoruz ve başlıyoruz birbirimizi kırmaya. Bugüne kadar öyle olmadı mı!?
Bugün yeni bir kriz, daha doğrusu ekonomik darbe ile karşı karşıyayız. İktidar ve Saray ısrarla bu ekonomik darbenin kendilerine karşı fiiliyata geçirilmek istendiğini iddia etseler de bu ekonomik darbe aynen 77'deki gibi Türkiye'ye yöneliktir, Türk milletinedir.
Bu ekonomik darbeye karşı yöneticilerin bulduğu çare, "Dolar bozdurun, TL kullanın" kampanyası başlatmalarıdır. Başka çare bulamıyorlar.
Oysa Prof. Dr. Haydar Baş'ın dediği gibi 'bizim milli paramız yok'. Yani milletin ürettiği mandalinanın, buğdayın, pamuğun, elmanın, kömürün, sütün, etin vs. karşılığı yok. Yani hükümetin Gayrisafi Milli Hâsıla karşılığında basması gereken para yok.
Ama diyeceksiniz ki, elimizde TL var ve ışığa tutunca içinde Atatürk de gözüküyor. O parada bize ait olan tek değer Atatürk. Gerisi mi? Yine Sayın Baş'ın ifadesiyle; Dolar'ın tercümesi.
Neden milli paramız yok? Başta dedik ya! Elin atına bindik diye. Oysa Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal, Mart 1922'de, Meclis'te yaptığı konuşmada şu tarihi gerçeği ifade ediyordu:
"Bu günkü çabamızın amacı, tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın tamamı ise ancak ekonomik bağımsızlık ile mümkündür. Bir devletin maliyesi bağımsız olmayınca, o devletin bütün yaşamsal kuruluşlarında bağımsızlık felç olmuştur. Çünkü devletin her organı, ancak parasal (mali) kuvvet ile yaşar."
Bu gerçeği maalesef Atatürk'ten sonra gören olmadı. (Ta ki Prof. Dr. Haydar Baş'a kadar) Ülkemiz emperyalistlerin üssü haline getirildi. Hele 1980'den sonra ortaya konan 'liberalizm' anlayışıyla ülke ekonomisi yabancı çayırına dönüştü. Yeri geldi ektiler, yeri geldi biçtiler. Hamallığı, eşekliği bize kaldı.
Bu mantık 2 binli yılların başında özelleştirme ile zirve yaptı ve adeta Dolar milli paramız haline geldi.
2004 yılını hatırlıyorsunuz! Yöneticilerimiz, "para gelsin de nerden gelirse gelsin" diyorlardı. Geldi de. Her taraf Dolar oldu, Euro oldu. Hac ve umreyi bile dolara endekslediler. Akrabalar birbirlerine dolar üzerinden borç vermeye başladılar. Haliyle doldu, doldu, doldu.
Yani elin atına binerek yıllarca sefa sürdüğümüzü sandık. Şimdi el, atını istiyor. Bizimkiler inmem, diyor. Ama inecekler, inmek zorundalar.
Neden, derseniz başta da dediğimiz gibi "milli para"mız yok. Yani "halkın parası" yok. Yani GSMH karşılığı paramız yok.
Milli para nedir?
"Emeği devreye koyan, atıl duran yer altı ve yerüstü kaynaklarını harekete geçirerek ekonomik değer üreten, tüketicinin ihtiyaçlarını talebe dönüştüren, piyasalarda oluşan talebe cevap verecek üretimi devreye koyan, üretim faktörlerini tetikleyen, üretimde ve tüketimde tahrik unsuru olan, mal ve hizmetin karşılığı olan maliyetsiz para, ekonomide her şeydir." (Prof. Dr. Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli sh. 78)
Dikkat! Dikkat!
Dünkü yazımda Hz. İsa'dan bir kıssa anlatmıştım. Hz. İsa (a.s) çöreği yiyeni soruyordu kendisine arkadaş olan kişiye. O kişi de devamlı inkar ediyordu ve sonunda az bir dünyalık karşılığı gerçeği söyledi ama ilk inkar ve gerçeği gizlemesinden ötürü hem dünyalık maldan, hem de canında oldu.
Ben de "milli para" tanımı ve "milli paralar ile ticaret" projeleri kime aittir, diye sormuştum. Bakın! Resmi olarak kopya da veriyorum:
Milli para yani halkın parası yani bağımsız bir devletin GSMH karşılığı piyasaya sürdüğü para tanımını dünya iktisat literatürüne Prof. Dr. Haydar Baş tarafından Milli Ekonomi Modeli (MEM) ile birlikte kazandırılmış, ne olduğu ve nasıl kullanılması gerektiği tarif edilmiş kavramlardır. Milli Ekonomi Modeli, Prof. Dr. Haydar Baş adına tescil edilmiş bir markadır. Türk Patent Enstitüsü'nce 2013/56874 marka numarası ile 26 Haziran 2013'ten itibaren 10 yıl müddetle tescil edilmiştir.
Yarın Arşimet gibi birileri karşınıza çıkıp 'buldum, buldum' derse bilin ki o yalancıdır, kopyacıdır, hırsızdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Bilal Erdoğan-Oktay Saral / 29.12.2025
- Yunus Emre Vakfı ve Ünsal Ban / 28.12.2025
- Komisyon süresi neden uzatıldı? / 27.12.2025
- Toplum önüne geçenler neden illegal yollara kayar? / 26.12.2025
- Kimin hedefindeyiz? / 25.12.2025
- Saadettin Saran, Rümeysa, Nedim Şener ve diğerleri / 24.12.2025
- Raporlar DEM’i bozdu / 22.12.2025
- Saha, söylenenleri doğrulamıyor / 21.12.2025
- Erdoğan ve Bahçeli bu noktaya nasıl geldi? / 20.12.2025
- ‘Haydar Baş haklıymış’ dediğin zaman çok geç olacak / 19.12.2025
- Yunus Emre Vakfı ve Ünsal Ban / 28.12.2025
- Komisyon süresi neden uzatıldı? / 27.12.2025
- Toplum önüne geçenler neden illegal yollara kayar? / 26.12.2025
- Kimin hedefindeyiz? / 25.12.2025
- Saadettin Saran, Rümeysa, Nedim Şener ve diğerleri / 24.12.2025
- Raporlar DEM’i bozdu / 22.12.2025
- Saha, söylenenleri doğrulamıyor / 21.12.2025
- Erdoğan ve Bahçeli bu noktaya nasıl geldi? / 20.12.2025
- ‘Haydar Baş haklıymış’ dediğin zaman çok geç olacak / 19.12.2025

































































































