Ebu Bekir ile Hz. Ali’nin konuşması
Hz. Ali (a.s.) tek erkek şahittir” denilse bile Resulullah’ın (s.a.v.) tek şahit olmasına rağmen, iki kişinin şehadeti yerine şahitliğini kabul ettiği sahabeler vardır
10.08.2023 19:45:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





"Hz. Ali (a.s.) tek erkek şahittir" denilse bile Resulullah'ın (s.a.v.) tek şahit olmasına rağmen, iki kişinin şehadeti yerine şahitliğini kabul ettiği sahabeler vardır.
Resulullah (s.a.v.) Huzeyme bin Sabit'in şehadetini iki kişinin şehadeti yerine kabul etmiştir. Kaldı ki, İmam Ali'nin (a.s.) haktan ayrılmayacağı hakkında pek çok ayet ve hadis ortadadır.
"İmam Ali (a.s.) mescide bulunan Hz. Ebu Bekir'in yanına geldi ve şöyle dedi:
- Ey Ebu Bekir! Niçin Fâtıma'ya Resulullah'tan (s.a.v.) kalan mirasını vermiyorsun? Fâtıma (s.a.v.) Resulullah (s.a.v.) yaşarken bu araziye sahip olmuştu.
Ebu Bekir ona şu karşılığı verdi:
- Burası Müslümanlara kalan bir ganimettir. Resulullah'ın (s.a.v.) burayı kendisine verdiğine dair şahit getirmesi gerekir. Aksi halde buranın üzerinde bir hak iddia edemez.
Bunun üzerine Emirü'l-müminin Ali (a.s.) şöyle dedi:
- Ey Ebu Bekir! Sen, bizim hakkımızda Müslümanlar için verdiğinden farklı bir hüküm mü veriyorsun?
Ebu Bekir, 'Hayır' dedi.
Ali (a.s.) şöyle dedi:
- Müslümanların elinde sahip olukları bir şey varsa, ben gelip bu şey üzerinde hak iddia etsem, kimden belge istersin?
Ebu Bekir, "Senden isterim" dedi.
Bunun üzerine Hz. Ali (a.s.) şu karşılığı verdi:
- Öyleyse şu anda elinde bulunan, üstelik Resulullah'ın (s.a.v.) zamanından O'nun ölümünden sonraya kadar sahip olduğu bir arazi ile ilgili olarak ne diye Fâtıma'dan belge istiyorsun?
Niçin Fâtıma'nın elinde bulunan bu arazi üzerinde hak iddia eden Müslümanlardan, tıpkı Benden istediğin gibi belge ve şahit istemiyorsun?
Ebu Bekir bir şey söylemeden öylece susup kaldı.
Bunu gören Ömer şöyle dedi:
- Ey Ali, bizimle konuşmaya son ver. Çünkü Senin sunacağın kanıtlara karşı koyabilecek güçte değiliz. Ya adil şahitler getirirsin, ya da orası Müslümanlara kalmış ganimettir; Fâtıma'nın da, Senin de orada herhangi bir hakkınız yoktur.
İmam Ali (a.s.) şöyle dedi:
- Ey Ebu Bekir! Allah'ın Kitabı'nı okuyor musun?
- Evet, dedi.
- Peki, bana, "Allah ancak siz Ehl-i Beyt'ten her türlü kötülüğü uzak tutmak ve sizi tertemiz kılmak ister" ayetinin kimin hakkında indiğini söyler misin? Bizim hakkımızda mı yoksa başkalarının hakkında mı inmiştir? dedi.
- Tabii ki sizin hakkınızda inmiştir, dedi.
Bunun üzerine Ali (a.s.) şöyle dedi:
- Bazı kimseler, Resûlullah (s.a.v.)'in kızı Fâtıma'ın hayâsızca bir davranışta bulunduğuna dair şahitlik etseler, Fâtıma'ya ne yaparsın?
Ebu Bekir: Diğer kadınlara uyguladığım gibi, O'na da had cezası uygula¬rım, dedi.
Ali (a.s.) şöyle dedi: O zaman Allah'ın katında kafirlerden olursun.
Ebu Bekir, "Niçin?" dedi.
Ali (a.s.) şöyle cevap verdi:
- Çünkü Allah'ın, O'nun tertemiz olduğuna dair tanıklığını reddetmiş, şahitlerin O'nun aleyhindeki şahitliklerini de dikkate almış olursun.
Tıpkı Allah'ın hükmünü ve Peygamberin (s.a.v.) Fedek'i Fâtıma'ya ait kılan hükmünü reddedip, onun Müslümanlara kalmış bir ganimet olduğunu iddia ettiğin gibi.
Oysa Resûlullah (s.a.v.), "Belge getirmek iddia sahibine, yemin etmek de inkar edene aittir" buyurmuşlardır.
Hz. Ali'nin Fedek'le ilgili bazı ifadelerine baktığımız zaman bu mânâyı görüyoruz." (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Fatıma eserinden)
Resulullah (s.a.v.) Huzeyme bin Sabit'in şehadetini iki kişinin şehadeti yerine kabul etmiştir. Kaldı ki, İmam Ali'nin (a.s.) haktan ayrılmayacağı hakkında pek çok ayet ve hadis ortadadır.
"İmam Ali (a.s.) mescide bulunan Hz. Ebu Bekir'in yanına geldi ve şöyle dedi:
- Ey Ebu Bekir! Niçin Fâtıma'ya Resulullah'tan (s.a.v.) kalan mirasını vermiyorsun? Fâtıma (s.a.v.) Resulullah (s.a.v.) yaşarken bu araziye sahip olmuştu.
Ebu Bekir ona şu karşılığı verdi:
- Burası Müslümanlara kalan bir ganimettir. Resulullah'ın (s.a.v.) burayı kendisine verdiğine dair şahit getirmesi gerekir. Aksi halde buranın üzerinde bir hak iddia edemez.
Bunun üzerine Emirü'l-müminin Ali (a.s.) şöyle dedi:
- Ey Ebu Bekir! Sen, bizim hakkımızda Müslümanlar için verdiğinden farklı bir hüküm mü veriyorsun?
Ebu Bekir, 'Hayır' dedi.
Ali (a.s.) şöyle dedi:
- Müslümanların elinde sahip olukları bir şey varsa, ben gelip bu şey üzerinde hak iddia etsem, kimden belge istersin?
Ebu Bekir, "Senden isterim" dedi.
Bunun üzerine Hz. Ali (a.s.) şu karşılığı verdi:
- Öyleyse şu anda elinde bulunan, üstelik Resulullah'ın (s.a.v.) zamanından O'nun ölümünden sonraya kadar sahip olduğu bir arazi ile ilgili olarak ne diye Fâtıma'dan belge istiyorsun?
Niçin Fâtıma'nın elinde bulunan bu arazi üzerinde hak iddia eden Müslümanlardan, tıpkı Benden istediğin gibi belge ve şahit istemiyorsun?
Ebu Bekir bir şey söylemeden öylece susup kaldı.
Bunu gören Ömer şöyle dedi:
- Ey Ali, bizimle konuşmaya son ver. Çünkü Senin sunacağın kanıtlara karşı koyabilecek güçte değiliz. Ya adil şahitler getirirsin, ya da orası Müslümanlara kalmış ganimettir; Fâtıma'nın da, Senin de orada herhangi bir hakkınız yoktur.
İmam Ali (a.s.) şöyle dedi:
- Ey Ebu Bekir! Allah'ın Kitabı'nı okuyor musun?
- Evet, dedi.
- Peki, bana, "Allah ancak siz Ehl-i Beyt'ten her türlü kötülüğü uzak tutmak ve sizi tertemiz kılmak ister" ayetinin kimin hakkında indiğini söyler misin? Bizim hakkımızda mı yoksa başkalarının hakkında mı inmiştir? dedi.
- Tabii ki sizin hakkınızda inmiştir, dedi.
Bunun üzerine Ali (a.s.) şöyle dedi:
- Bazı kimseler, Resûlullah (s.a.v.)'in kızı Fâtıma'ın hayâsızca bir davranışta bulunduğuna dair şahitlik etseler, Fâtıma'ya ne yaparsın?
Ebu Bekir: Diğer kadınlara uyguladığım gibi, O'na da had cezası uygula¬rım, dedi.
Ali (a.s.) şöyle dedi: O zaman Allah'ın katında kafirlerden olursun.
Ebu Bekir, "Niçin?" dedi.
Ali (a.s.) şöyle cevap verdi:
- Çünkü Allah'ın, O'nun tertemiz olduğuna dair tanıklığını reddetmiş, şahitlerin O'nun aleyhindeki şahitliklerini de dikkate almış olursun.
Tıpkı Allah'ın hükmünü ve Peygamberin (s.a.v.) Fedek'i Fâtıma'ya ait kılan hükmünü reddedip, onun Müslümanlara kalmış bir ganimet olduğunu iddia ettiğin gibi.
Oysa Resûlullah (s.a.v.), "Belge getirmek iddia sahibine, yemin etmek de inkar edene aittir" buyurmuşlardır.
Hz. Ali'nin Fedek'le ilgili bazı ifadelerine baktığımız zaman bu mânâyı görüyoruz." (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Fatıma eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.

















































































