Tarlada 1 lira, çarşıda pazarda 20-30 lira, bilin bakalım nedir?
Bilmece gibi sorunun yanıtını sosyal medyada, haberlerde her gün görüyoruz.
Kavun, karpuz, domates, patates, soğan…
Köylünün, çiftçinin, üreticinin bin bir emekle, bin bir masrafla ürettiği sebze meyveler tarlada kalıyor.
Ürünlerini 3 liraya 5 liraya bile satmaya razı gelir haldeler.
Bu rakamları bile göremeyenler sebzeyi tarlada, meyveyi ağaçta bıraktı.
Bazısı da toplayıp hayvanlarına yem yaptı.
Buraya kadar herkesin bildiğinin altını çizdim aslında.
Peki, herkesin bildiğini yetkililer, Ankara'dakiler bilmiyor mu?
Elbette biliyorlar.
Neden çözüm üretmiyorlar sizce?
Çözüm üretmek istemiyorlar ya da nasıl çözeceklerini bilmiyorlar.
İyi niyetli olup, bilgisiz-kabiliyetsiz olduklarını düşünelim ve tavsiyelerimizi sıralayalım.
Türkiye'de üretim sorunu olmadığını, planlama ve pazarlama sorunu olduğunu anlayarak işe başlayalım.
Bereketli topraklarımızda pirinçten bulgura, aronyadan mangoya dünyada yetişen bakliyat, sebze ve meyvelerin yüzde 99'u yetişiyor.
Ancak hangi bölge, hangi il, hangi ilçe, hangi köy neyi ne kadar üretecek? Bunun bir planlaması yapılması gerekmiyor mu?
Aslında bu dediğimiz 2011 yılına kadar Devlet Planlama Teşkilatı tarafından yapılıyordu.
Bu teşkilatın görev ve yetkileri önce Kalkınma Bakanlığına ardından Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığına aktarıldı.
Ama bu birimin görevini layıkıyla yerine getirmediği aşikar.
Bir yıl domates iyi para yaptı diye ertesi sene çiftçiler bahçeleri domatesle dolduruyor ve ürün fazlalığı sebebi ile domates para etmiyor.
Bu mantıksız döngünün önüne geçmek için Ankara'nın bir adım attığını gördünüz mü hiç?
Ben görmedim.
Çok ciddi bir şekilde her bölgenin, her şehrin, her ilçenin, her köyün toprak analizleri yapılmalı.
Hangi bölgede hangi yıl, hangi ay neler ekileceği kararlaştırılmalı.
Sera yapılacaksa, hangi mevsimde hangi ürünlerin yetiştirileceği belirlenmeli.
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın Milli Ekonomi Modeli Sosyal Devlet Milli Devlet eseri incelendiğinde aslında bunların hepsi mevcut.
Gurur mudur kibir midir bilmiyorum ama böylesine harika bir eseri Ankara'dakiler okumamakta ısrar ediyorlar.
Okuyanlar olsa da anlamadıkları ya da anlamak istemedikleri de aşikar.
Hollanda hep örnek verilir.
Konya'dan az büyükçe bir ülke nasıl olur da Dünyanın tarımda en çok söz sahibi olan 3 ülkesinden biri olabilir?
Bir Hollanda vatandaşı bundan gurur duyuyordur ama ben ülkem adına utanç duyuyorum.
Dünyanın en verimli topraklarını barındıran ülkemize reva görülen bu utanç tablosunun sorumlularını kınıyorum.
Tek tavsiye.
Bilmiyorsan bir bilene sor.
- Memur-Sen'den cevap ve düzeltme / 21.01.2025
- Asıl huzur hakkı vatandaşındır / 20.01.2025
- HPV bataklığında bir toplum / 13.01.2025
- Kafaya bak kafaya! / 06.01.2025
- Bu zihniyettekilere hakkımı haram ediyorum / 30.12.2024
- Taşlar bir cümle ile bir anda yerine oturdu / 23.12.2024
- Taşlar bir cümle ile bir anda yerine oturdu / 23.12.2024
- Çin, çöle neden 1 milyon tavşan bıraktı? / 16.12.2024
- Senin gibi düşünmeyene yaşama hakkı vermeyecek misin? / 09.12.2024