Prof.Dr.Haydar Baş, "Büyük İslam İlmihali: Namaz" eserinde cenazelerin kefenlenmesi hakkında şu bilgilere veriyor:
"İmam Rıza (a.s.) buyurdu ki: "Neden ölen kimsenin kefenlenmesi emredilmiştir, diye sorulacak olursa şöyle cevap verilir: Yüce Rabbine temiz bir bedenle gidip görüşmesi içindir. Teşyî edip defneden kimselere avretinin görülmemesi, halka bazı durumu vücudunun çirkin yerleri ve değişen kokusu vs. bilinip görülmemesi içindir. Ayıbı, eksikliği, çirkinliği olana çok bakılması kalbin taşlaşmasına sebep olur. Kefen giydirilmesi hayatta olanlara daha hoş gelmesi içindir. Aksi takdirde dostu, ondan nefret edip dostluk ve sevgisini unutmasına, ondan geri kalanları koruyup vasiyet ve emrettiklerini; ister vacib, ister müstehab olanları yapmayıp terk etmesine sebep olacaktır." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Rıza, s.345).
Ölüler yıkandıktan sonra, kefen denen bezle sarılarak bütün vücutları örtülür. Ölüyü bilinen bezlere sarmaya da "tekfîn" denilmektedir. Ölen erkek veya kadın her Müslümanı bedenini örtecek şekilde bir giysi ile kefenlemek farzdır. Bu farz görevini yapmayan Müslümanlar günahkâr olurlar.
Ebû Katâde (r.a.)'dan; Allah Resûlü (s.a.a.) şöyle buyurdu: "Biriniz kardeşini kefenlediğinde iyi kefenlesin." (Tirmizî, No.995; İbn Mâce, No.1474).
Her şahsın kefeni kendi malından karşılanır. Ölünün kefen ücreti terekesinden alınır. İmam Ali (k.v.) demiştir ki: "Kefen sermayeden alınır." (Beyhaki, Sünen, c.4, s.7).
Şâyet malı yoksa hayatta iken geçimi üzerine düşen en yakın veresesi tarafından karşılanır. Böyle bir kimsesi bulunmazsa, hazine tarafından karşılanır. Bu da mümkün olmazsa, Müslümanlar tarafından kefen ihtiyacı karşılanır. Kefen harcamaları, borçtan, yapılan vasiyetten ve vâris hakkından öncedir. Ancak borç karşılığı olarak bırakılan rehin maldan kefene harcama yapılmaz. Rehin alanın hakkı daha önde gelir. Kadınların kefenleri, zengin olsalar dahi, kocalarına aittir. Fetva buna göredir.
İmam Muhammed'e göre, yalnız mal bırakmayan kadınların techiz ve tekfin masrafları, nafakalarını vermekle yükümlü olan kimselere aittir. Eğer kadınların malları varsa, masraflar o maldan karşılanır. (İmam Şafiî'ye göre de böyledir).
Bir ölünün techiz ve tekfinini vârislerinden biri yerine getirse, bu masrafları terekesinden alabilir. Fakat vâris olmayan yabancı bir kimse, ölünün akrabasından olsa bile, vârislerin iznini almaksızın bu harcamaları yapsa, yaptığı masrafı terekesinden alamaz. İsterse yapacağı masrafı ölünün geriye bıraktığı maldan (terekesinden) alacağına dair şahit tutsun, ister tutmasın, hüküm aynıdır.
Bir ölünün mezarı açılıp kefeni çalınmış olursa, bakılır: Eğer cenaze bozulmamışsa (kokup çürümemişse), yeniden kefene sarılır. Bu kefen, terekesi henüz bölünmemiş ise, bu maldan karşılanır. Terekesi bölünmüş ise vârisleri tarafından temin edilir.
Kefenin beyaz renkte pamuk bezinden olması daha faziletlidir. Gelenek olarak da beyaz patiskadan yapılmaktadır. Semure (r.a.)'dan; Allah Resûlü (s.a.) şöyle buyurdu: "Beyaz elbiseleri tercih ediniz. Dirileriniz beyaz giysin. Ölülerinizi de beyaz kumaş ile kefenleyiniz. Çünkü beyaz elbise en iyi giysinizdir." (Nesâî, cenâiz 38, IV,34; Tirmizî No. 2810).
Kefenin yenisi ve yıkanmışı birdir. Âişe (r.anha)'dan; Ebû Bekir'in yanına girdim. Dedi ki: "Allah Resûlü (s.a.a.)'i kaç elbise ile kefenlediniz?" "Üç beyaz elbise ile" dedim. "Hangi gün öldü?" "Pazartesi günü!" "Bugün nedir?" "Bugün de pazartesi." "Onunla aramda bir gece olmasını umarım" dedi. Sonra üzerindeki elbisesine baktı. O elbisenin içinde hastalanmıştı. Üzerinde zaferan lekesi vardı. Dedi ki: "Bu elbisemi yıkayın. Üzerine iki elbise daha koyun ve beni bu elbiseler içinde kefenleyin!" Dedim ki: "Bu eskidir!" "Yenisini dirilerin giymesi daha elverişlidir" dedi. (Ebû Bekir) Ertesi gece öldü. Sabahtan önce de defnedildi. (Buhârî,Cenâiz,94,II,106; Rezîn, Malik cenâiz 6, s.224).
Kefenler mümkün olduğu kadar güzel ve ölünün varlığına uygun olmalıdır. Hayatta iken giyilmesi mubah olmayan bir elbise ile ölünün kefenlenmesi mekruhtur. Erkeklerin kefenleri, cuma ve bayram günlerinde, kadınların kefenleri de babalarını ziyaret edecekleri günlerde giydikleri elbiselere kıymet bakımından uygun bulunmalıdır. Bu bir ölçüdür. Kadınlar için ipekten kefen ve zaferan ile usfur denilen boyalarla boyanmış bezlerden de kefen yapılabilir. Câbir (r.a.)'dan; Allah Resûlü (s.a.a.) şöyle buyurdu: "Sizden biri öldüğünde eğer maddî imkân bulursa onu (çizgili Yemen kumaşı olan) hibre kumaşıyla kefenlesin." (Ebû Dâvud, No.3150; Beyhakî,III,403)." (devam edecek…)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Gökhan Demir / diğer yazıları
- Büyük Ortadoğu Projesi'nin hedefi Türkiye / 26.06.2025
- ABD ve İsrail’i gölgede bıraktılar… / 28.10.2024
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- ABD ve İsrail’i gölgede bıraktılar… / 28.10.2024
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020

































































































