Çayda hasat başladı
Çayda hasat döneminin başlaması vesilesiyle bir açıklama yapan TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2016 yılında 6 bin 119 ton çay ihraç edebilen Türkiye'nin aynı yıl 16 bin 187 ton çay ithal ettiğini ifade etti.
18.05.2017 00:00:00
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Doğu Karadeniz'de bir milyona yakın insanın geçim kaynağı olan çayda hasadın başladığını bildirerek, "çay hasadının temel iki konusu fiyat ve alım kotalarıdır. Çayda üreticimiz için iyi bir fiyat bekliyoruz. Üreticimiz mağdur edilmemelidir" dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, çay tarımının, Doğu Karadeniz Bölgesi açısından büyük önem taşıdığını, tarım ve sanayide istihdam yaratarak bölgesel göçü önlediğini, ülke ihtiyacını karşıladığını belirtti. 2016 yılı verileriyle 764 bin dekar alanda 213 bin üreticinin, aileleri ve sektörden faydalananlarla birlikte 1 milyona yakın insanın geçimini çayın sağladığına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: "Ülkemizde 1 milyon 350 bin ton yaş çay üretiliyor. Doğu Karadeniz'de yetiştirilen çaylar, ekolojik şartlar nedeniyle kış aylarında kar altında kalmaktadır. Bu doğal özellik dünyada Doğu Karadeniz kıyılarından başka hiçbir bölgede bulunmamaktadır. Gerek ekolojik gerek coğrafi koşullar nedeniyle bu bölgede çay bitkisi üzerinde hiçbir suretle kimyasal ilaçla mücadele yapmaya gerek duyulmamaktadır. Ülkemiz çayının tarım ve sanayinde kimyasal ilaç ve katkı maddesi kullanılmadan üretilmesi çayımızı daha değerli hale getirdiği gibi organik çay tarımı için de önemli bir avantaj olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu avantajdan gereği gibi istifade edilmelidir."
Üretici mağdur olmamalı
Hasadın başladığı çayda henüz fiyatın açıklanmadığını, üreticinin refah payını da dikkate alan, mağdur etmeyen bir fiyat belirlenmesinin en büyük temennileri olduğunu belirten Bayraktar, "bölgenin iklimi ve coğrafi yapısı nedeniyle üreticilerimiz, oldukça zor şartlar altında çay hasadını yapmaktadır. Hasat edilen yaş çayın bekletilmeden işlenmesi gerekiyor. Çayın beklemeye tahammülü yoktur. Ürünün aynı anda hasat olgunluğa gelmesi alımları daha önemli hale getiriyor. Çay alımlarının, ürün kalite kaybına uğramadan ve üreticilerimiz mağdur edilmeden yapılması çok önemlidir" dedi. Üreticilerin Çaykur'un yanı sıra özel sektöre de ürün teslim ettiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: "Zaman zaman üreticilerimiz zararına ürün teslim etmek durumunda bırakılıyor. Ayrıca özel sektörün açıklanan fiyatın altında alım yapması da üreticimizi mağdur ediyor. Özel sektörün de alımlarda hassas davranması ve üreticilerimizi mağdur etmemesi gerekiyor."
Çaykur global oyuncu olmalı
Doğu Karadeniz'in tarım açısından sınırlı bir olanak sunduğunu, bölgede fındık ve çay dışında kırsalın geçimini sağlayacak önemli bir ürün olmadığını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: "Artık kurumlar, şirketler ülke hudutlarıyla kendilerini sınırlamıyorlar. Tüm dünya piyasasını hedefliyorlar. Doğu Karadenizli üreticimizin en büyük güvencesi Çaykur, korunmalı, sermayesi güçlendirilmeli, global bir oyuncu haline getirilmelidir. İngiltere, bir gram bile çay üretmeden tüm dünya çay piyasasını, şirketleri aracılığıyla yönlendiriyor. 2016 yılında 6 bin 119 ton çay ihraç edebildik ve 28.6 milyon dolar döviz geliri sağladık. Buna karşın 16 bin 187 ton çay ithalatına 44.3 milyon dolar döviz ödedik. Uluslararası boyutta bir çay firmamız yok. Bu rolü Çaykur üstlenmelidir. Sadece iç piyasayı düşünmemeli, tüm dünya piyasasını hedeflemelidir."
YENİ MESAJ/MEHMET KELEŞ
Bayraktar, yaptığı açıklamada, çay tarımının, Doğu Karadeniz Bölgesi açısından büyük önem taşıdığını, tarım ve sanayide istihdam yaratarak bölgesel göçü önlediğini, ülke ihtiyacını karşıladığını belirtti. 2016 yılı verileriyle 764 bin dekar alanda 213 bin üreticinin, aileleri ve sektörden faydalananlarla birlikte 1 milyona yakın insanın geçimini çayın sağladığına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: "Ülkemizde 1 milyon 350 bin ton yaş çay üretiliyor. Doğu Karadeniz'de yetiştirilen çaylar, ekolojik şartlar nedeniyle kış aylarında kar altında kalmaktadır. Bu doğal özellik dünyada Doğu Karadeniz kıyılarından başka hiçbir bölgede bulunmamaktadır. Gerek ekolojik gerek coğrafi koşullar nedeniyle bu bölgede çay bitkisi üzerinde hiçbir suretle kimyasal ilaçla mücadele yapmaya gerek duyulmamaktadır. Ülkemiz çayının tarım ve sanayinde kimyasal ilaç ve katkı maddesi kullanılmadan üretilmesi çayımızı daha değerli hale getirdiği gibi organik çay tarımı için de önemli bir avantaj olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu avantajdan gereği gibi istifade edilmelidir."
Üretici mağdur olmamalı
Hasadın başladığı çayda henüz fiyatın açıklanmadığını, üreticinin refah payını da dikkate alan, mağdur etmeyen bir fiyat belirlenmesinin en büyük temennileri olduğunu belirten Bayraktar, "bölgenin iklimi ve coğrafi yapısı nedeniyle üreticilerimiz, oldukça zor şartlar altında çay hasadını yapmaktadır. Hasat edilen yaş çayın bekletilmeden işlenmesi gerekiyor. Çayın beklemeye tahammülü yoktur. Ürünün aynı anda hasat olgunluğa gelmesi alımları daha önemli hale getiriyor. Çay alımlarının, ürün kalite kaybına uğramadan ve üreticilerimiz mağdur edilmeden yapılması çok önemlidir" dedi. Üreticilerin Çaykur'un yanı sıra özel sektöre de ürün teslim ettiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: "Zaman zaman üreticilerimiz zararına ürün teslim etmek durumunda bırakılıyor. Ayrıca özel sektörün açıklanan fiyatın altında alım yapması da üreticimizi mağdur ediyor. Özel sektörün de alımlarda hassas davranması ve üreticilerimizi mağdur etmemesi gerekiyor."
Çaykur global oyuncu olmalı
Doğu Karadeniz'in tarım açısından sınırlı bir olanak sunduğunu, bölgede fındık ve çay dışında kırsalın geçimini sağlayacak önemli bir ürün olmadığını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: "Artık kurumlar, şirketler ülke hudutlarıyla kendilerini sınırlamıyorlar. Tüm dünya piyasasını hedefliyorlar. Doğu Karadenizli üreticimizin en büyük güvencesi Çaykur, korunmalı, sermayesi güçlendirilmeli, global bir oyuncu haline getirilmelidir. İngiltere, bir gram bile çay üretmeden tüm dünya çay piyasasını, şirketleri aracılığıyla yönlendiriyor. 2016 yılında 6 bin 119 ton çay ihraç edebildik ve 28.6 milyon dolar döviz geliri sağladık. Buna karşın 16 bin 187 ton çay ithalatına 44.3 milyon dolar döviz ödedik. Uluslararası boyutta bir çay firmamız yok. Bu rolü Çaykur üstlenmelidir. Sadece iç piyasayı düşünmemeli, tüm dünya piyasasını hedeflemelidir."
YENİ MESAJ/MEHMET KELEŞ