Bu sefer aldanmayın!

Yarın ülkemiz ve milletimiz için bir dönüm noktası?Her ne kadar ismi "yerel" de olsa yarınki seçimler Türkiye'nin geleceğini belirleyecek.IMF, AB ve ABD'nin "son "vuruş" diyebileceğimiz, Türkiye'yi mutlak bir karanlığa itecek olan en önemli taviz maddeleri kapımızda birikmiş durumda.Ya mevcut taşeron anlayışa "devam" diyerek bu son vuruşa izin vereceğiz, ya da vereceğimiz akıllı bir kararla bu gidişata dur diyeceğiz.Ne demek istediğimi biraz açayım.AKP iktidarı 2007 genel seçimlerinde yüzde 47'lik bir oyla iş başına geldi.Eğer yarınki yerel seçimlerde de benzer ya da ona yakın bir oy alırsa bu "Millet olarak verdiğin ve vereceğin tavizlerin arkasındayız" anlamına gelecektir.Bundan cesaret alan iktidar IMF, AB ve ABD tarafından önüne konulan şu tavizlere imza atma cesaretini bulacaktır:Fiili olarak her türlü ilişki kurulan Kuzey Irak'taki yönetim Kürdistan olarak resmen tanınacaktır.PKK'ya genel af çıkartılarak, PKK'nın siyasi sürece dahil olması sağlanacak ve ülkemiz hızla federasyona, yani bölünmeye doğru itilecektir.Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, birleşik Kıbrıs hedefi doğrultusunda feshedilecek, askerimiz oradan geri çekilmek durumunda kalacaktır.Sözde soykırım sopalarıyla, ilişkilerin normalleşmesi adı altında Türkiye, Ermenistan'ın her talebini yerine getirir duruma gelecektir.Masada bekletilen ve devletin payını yüzde 1'lere kadar düşüren petrol yasası devreye konulacak, yabancılar ülkelerine, yıllardır "petrol yok" dedikleri Türkiye'den oluk oluk petrol transfer edeceklerdir.Özgürlükleri genişletme adı altında oluşturulan ve Türk milletinden önce ilk defa ABD'de öğrenilen yeni anayasa devreye konulacak ve bu şekilde federasyona ciddi bir adım atılacaktır.Fener Rum Patrikhanesi ve Heybeliada Ruhban Okulu ile ilgili ABD ve AB'nin bastırdığı süreç tamamlanacak ve sur içinde Vatikan benzeri bir devlet yapılanması oluşturulacaktır.Irak'taki ABD askerlerinin Türkiye'den geçişi sağlanacak, böylece Irak işgaline destek olan Türk siyaseti önemli bir desteğe! daha imza atacaktır.Belki de bu ABD askerlerinin bir kısmının, 1 Mart tezkeresinde talep edildiği gibi Türkiye'de konuşlanmasına imkan verilecektir.Afganistan'da barış amaçlı bulunan Türk askerleri muharip hale getirilecek ve Türk ordusunun Müslümanlara karşı ilk defa Haçlı safında savaşması sağlanacaktır.Trabzon üssü ve limanı ABD'nin hizmetine açılacak, bulunduğu her yerde bölücülüğü teşvik eden ABD'ye önemli bir üs daha temin edilmiş olunacaktır. Bu durum hem Pontus hayaliyle yanıp tutuşanlara kapı açarken, Rusya'ya karşı da bizi topun ucuna koyacaktır.Ekonomi konusunda elimiz kolumuz biraz daha bağlanacak, borçlarımız daha da artacak, dünyaya tüketimi teşvik edin diye nasihatlerde bulunanlar, Türkiye'ye tüketimi daraltıcı baskılar yapmaya devam edecekler, fabrikalar daha da kapanacak, işsizlik daha da artacak, icralar, hacizler, intiharlar daha da fazlalaşacak.Ekonomik olarak daha da kıskaca alınan Türkiye, işgale doğru hızla sürüklenecek.İşte vereceğimiz yanlış bir kararın sonucu olarak bu ve benzeri bütün tehlikelere maruz kalacağız.Bu sebeple çözümü sadece IMF'de, AB'de ve ABD'de gören bütün siyasi anlayışları bu seçimde sandığa gömmekle mükellefiz.Eğer bu gidişatı gerçekten durdurmak istiyorsak, bugüne kadar aldandığımız bütün senaryolara, tiyatrolara dur deyip, milli çözümü olan, bu badirelerden ülkemizi kurtaracak olan iradeye desteğimizi vermeliyiz.Görünen o ki, ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli ile projesi olan tek siyasi parti Bağımsız Türkiye Partisi'dir.BTP, Prof. Dr. Haydar Baş'ın sunduğu Milli Ekonomi Modeli ile Türkiye'yi bir taraftan ekonomik olarak güçlendirirken bir taraftan da dışa bağımlılık sebebiyle yukarıda vermek zorunda bırakıldığımız iç ve dış tavizlere de artık dur diyecektir.Eğer yine aldanırsanız, oyunuza sahip çıkmazsanız bundan sonraki olumsuz sürecin en önemli suçlusu sizler olursunuz.Bilmiyorduk, duymadık, fark edemedik demek de hiçbir anlam ifade etmeyecektir.