ABD'nin birinci Körfez Savaşı, 1990 ve 1991 yıllarında ABD'nin öncülüğünde kurulan ve 37 devletten oluşan uluslararası koalisyon güçleri ile Irak arasında gerçekleşmiştir.
Sonuç;
Irak, Kuveyt'ten çekildi.
Irak'a uygulanan ambargo devam etti.
Irak ve Kuveyt ağır kayıplar verdi, alt yapıları yok edildi.
Irak'taki uçuşa yasak bölgeler kuruldu.
ABD'yi birinci Körfez Savaşı kesmedi. İkinci Körfez Savaşı'nı 'Irak'ta kimyasal silah var' yalanıyla başlattı.
ABD ikinci Körfez Savaşı'nı;
20 Mart 2003-18 Aralık 2011 yılları arasında, Irak'ı kan gölüne çevirerek, bölerek ve kaynaklarına çökerek tamamladı.
Irak, dile kolay tam 8 yıl 8 ay 28 gün ABD ve yandaşlarına direndi.
İnsan düşünmeden edemiyor.
Başta Türkiye olmak üzere halkı Müslüman devletler, ABD'ye yardım yapmamış ve sınırlarını kapatmış olsalardı ne olurdu?
ABD kazanabilir miydi?
Sıra halkı Müslüman olan tüm devletlerin, bölünüp parçalanmasına gelmişti.
ABD;
Irak savaşının başlamasıyla eş zamanlı diyebileceğimiz 2004 yılında BOP'u dereye koydu.
Ortadoğu'yu bölmek, parçalamak, idarelerini değiştirmek ve kaynaklarını sömürmek amacıyla uygulamaya koyulan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) adım adım ilerliyordu.
ABD;
BOP'un eş başkanlığını, bu projeye aktif hizmet etmek koşuluyla Türkiye'ye verdiler.
Biz de aldık kabul ettik.
2011 yılında başlayan Arap Baharı,
Davutoğlu'nun üstlendiği dış politika misyonu,
Ortadoğu'yu paramparça yaptı.
Sonuç;
Müslümanın kanı döküldü.
Müslüman kadınlara tecavüz edildi.
Çocuklar, kadınlar, savunmasız insanlar ve yaşlılar öldürüldü.
Rejimler değişti.
Topraklar parçalandı.
Ülkeler yaşanmaz hale geldi.
Halkın yiyecek bir lokma ekmeği, giyeceği elbisesi, başını sokacak bir evi kalmadı.
Geriye; dul kadınlar, yetim ve öksüz çocuklar, evladını kaybetmiş ana-babalar, elini, bacağını, gözünü kaybetmiş gaziler kaldı.
Suriye'nin de aynı senaryonun neticesinde toprakları işgal ediliyor, Müslüman kanı akıtılıyor.
Türkiye'nin sınır komşuları değişiyor.
Çember daralıyor.
1991'de başlayan günümüze kadar devam eden tüm bu süreç;
Türkiye'yi komşularıyla düşman ettiler.
Bizi bölgemizde yalnızlaştırdılar.
Sığınmacılar vs. ile demografik yapısını bozdular.
Halkımızı ekonomik olarak açlığa mahkûm ederek, başını kaldıramaz hale getirdiler.
Finalde bizi bir Irak, bir Suriye yapmak istiyorlar.
Topraklarımızda gözü olanlarla stratejik dostluk yapmaktan vazgeçmeliyiz.
Büyük devlet ve siyaset adamı Prof. Dr. Haydar Baş;
1991 yılında birinci Körfez Savaşı'nda Türk milletine ve siyasetine "Aman dikkat edin! ABD şimdilik hedef saptırıyor. ABD'nin asıl, nihai hedefi Türkiye'dir." uyarılarında bulunuyordu.
Onu dinlemedik, kıymetini bilemedik.
Bari oğlunu dinleyelim. Uyarılarına kulak verelim. Eleştirilerinde çözüm barındıran bu genç adama yürek verelim, omuz verelim.
Genç adam iyi ki @huseyinbas_BTP varsın.
- Siz kim adına algı operasyonu yapıyorsunuz? / 07.11.2024
- Liyakat mı yoksa teslimiyet mi? / 02.11.2024
- İslam düşmanı, hem de Osmanlı paşası! / 01.11.2024
- Cumhuriyet Bayramı’nın hatırlattıkları / 30.10.2024
- Samimiyetinizin turnusolü, Said Nursi’dir / 28.10.2024
- Birliğimizi planlı olarak bozuyorlar / 27.10.2024
- Sayın Özel, vatandaşlarımızı niye ayrıştırıyorsunuz? / 26.10.2024
- ABD kurulan Kürt devletini bizden resmen tanımamızı istiyor / 25.10.2024
- FETÖ, Atatürk’ü deccal olarak görüyordu / 23.10.2024