BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, global güçlerin para basma (senyoraj) hakkını kullanmalarını engelleyerek Türkiye gibi devletleri iç ve dış borçlanmaya zorladığını söyledi. BTP Lideri, bu ülkelerde borç ve faiz yükünün tamamını fakirleştirilmiş milletin çekmek zorunda kaldığını belirttiBağımsız Türkiye Partisi'nin kuruluşunun 2. yıldönümü münasebetiyle Milli Ekonomi Modeli'nin temel esaslarını Türkiye ve dünyaya takdim etmeyi sürdüren BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Bursa Almira Hotel'de yaptığı konuşmada, senyorajın, paranın üretim maliyetiyle üzerinde yazılı değer arasındaki fark olduğuna işaret ederek, bu farkın devletin kasasına gelir olarak girmesiyle, devletin vergi toplamadan ya da borçlanmadan harcamalarının bir kısmını karşılayabildiğini belirtti. Günümüz iktisadi ekollerinin devletin senyoraj hakkını kullanmasını adeta ayıp sayarak enflasyon vergisi olarak tanımladıkları söyleyen Prof. Dr. Baş, "Küresel odaklar, devletlere, senyoraj hakkını kullanmak yerine, iç ve dış borçlanmaya gitmelerini tavsiye etmektedirler. Senyaraj hakkına "enflasyon vergisi" olarak tanımlama getiren mantığın asıl maksadı devletin para basma hakkını elinden almak veya kısıtlamaktır. Devletin para basmasını enflasyon kaynağı olarak göstermeye çalışan günümüz iktisat ekolleri aslında "parayla para kazanmayı ve kazandırmayı" alışkanlık haline getiren rant çevrelerinin ekmeğine yağ sürmektedir" şeklinde konuştu.
Rantiyeci sülük gibi emiyor
Dünyanın en yüksek reel faiz geliri elde edilen ülkesi olan Türkiye'de devletin senyoraj hakkını kullanmaması ve bu gelirden mahrum kalması istendiğini belirten Prof. Dr. Baş, "Merkez Bankası devreye konulmadığı ve emisyon arttırılmadığı zaman, piyasada kıt olan para rant kesimlerinden karşılanmaktadır. Devletin senyoraj geliri elde etmek yerine sürekli borçlanması tüketici sınıf üzerine büyük yük getirmekte, piyasa çarkları dönmemekte, adaletsiz gelir dağılımı yapısal bir sorun haline gelmektedir" dedi.
Fakirin ekmeği yabancıya peşkeş çekiliyor
Türkiye'nin para ihtiyacını senyoraj hakkı ile temin etmesi gerekirken, bunun yerine iç ve dış borçlanma adı altında tamamen yabancı para tekellerine borçlanarak yılda 100 katrilyon TL faiz borcu ödemek zorunda bırakıldığına değinen BTP Genel Başkanı, "Devletin gelirinin tamamına yakını olan vergi adı altında milletten alınan paralar, yabancı sermaye sahiplerine peşkeş çekilmekte ve ikram edilmektedir. Halbuki 100 katrilyonluk bir senyoraj hakkını hükümetin kullanması, vatandaşı bu yükten kurtaracaktır. Böylece vatandaşın verdiği vergiler devlet ve millet yararına değerlendirilmiş olacaktır. Bunu yabancı güçlerin telkin ve tavsiyeleriyle yani IMF ve yandaşlarının tavsiyesi ile milleti iç ve dış borca sokup 100 katrilyon gibi bir faiz yükünün altına koyması, bilerek yada bilmeyerek millet varlığını yabancı güçlere peşkeş çekmesi demektir. Senin insanın bir dilim ekmeye muhtaç olacak, sen ise onun karnını doyuracak yerde, elindeki ekmeği alarak yabancı sermaye sahiplerine vereceksin. Bu bir cinayet ve zulümdür" şeklinde konuştu.
Rantiyecilerde
senyoraj paniği
Devletin merkez bankasını devreye sokarak para basmasının, para ile para kazanan servet sahiplerinin elindeki paraya olan talebi ortadan kaldıracağına, dolayısıyla ekonomi anlayışlarının merkezine faizi yerleştiren liberal ve kapitalist iktisat ekollerinin rantiyecilerinin hortumunun kesileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Baş, "Devlet senyoraj geliri elde ettiği takdirde; ne devlet, ne de devlet tarafından para ihtiyacı sağlanmış vatandaş, rant kesiminden yüksek faizle para talep etmeyecektir. Bu sebeple bugünkü iktisat görüşleri devletin senyoraj geliri elde etme hakkına "enflasyon vergisi" demektir" şeklinde konuştu.
Devlet, senyorajda
ölçülü olmalı
Devletin bu gelir hakkını ölçüsünde kullanmak zorunda olduğunun da altını çizen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, "Enflasyon mal ve para dengesizliğinden kaynaklanmaktadır ve senyoraj hakkını kullanan devlet, böyle bir dengesizliğe yol açmamak zorundadır. Piyasada mal ve hizmetten fazla para bulunması talep enflasyonuna, mal ve hizmetten az para bulunması da maliyet enflasyonuna yol açar. Ekonomiler de mal ve hizmetle mevcut para arasındaki denge bu derece önemliyken ve bu dengeyi korumak devletin vazifesiyken, liberal ve kapitalist anlayışlar senyorajı enflasyon vergisi olarak adlandırmaktadırlar" dedi.
Yabancı para oyunu bozulmalı
Devletin senyoraj ile para arzını arttırmasının enflasyona yol açtığını iddia ederek emisyonu yasaklayan anlayışların, konvertibil olan dolar, euro, sterlin gibi paraların ülke ekonomisine rahatlıkla ve karşılıksız girmelerine hiç de ses çıkarmadıklarına dikkat çeken Prof. Dr. Baş, "Dünya ülkelerinin ekonomilerinde dolar ve euronun kabul gören bir para birimi haline gelmesiyle ABD, biraz kağıt ve mürekkep harcayarak dolar banknotlarını basmakta ve doların rağbet gördüğü ülkelerin mal ve hizmetlerini satın almaktadır. Yani ABD maliyetsiz bir biçimde senyoraj geliri elde etmektedir. Yani para basma hakkını kullanma akıllılığını gösteren devlet, bastığı parayı tutma heveslisi devleti bulduğunda, kağıt ve mürekkep maliyetine senyoraj geliri sağlıyor. Bu durumda olan ülkemiz, kendi parasını basmak yerine, dolar ve euroyu ekonomisinde egemen para durumuna getirerek ABD ve AB'ye gelir transferi yapmış oluyor. Enflasyon vergisi denilerek iktisadi bir hastalıkmış gibi lanse edilen senyorajın az gelişmiş ülkelere yasak, küresel güçlere serbest olması bu sebepledir" şeklinde konuştu.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, devletlerin piyasadaki para ihtiyaçlarını kendi milli paralarıyla sağlamaları durumunda, ülke içinde yabancı para ihtiyacının azalacağına ve yüksek faizle borçlanmak zorunda kalınmayacağına dikkat çekerek "Devlet, yabancı paraya ve rantiye kesimine vereceği faiz miktarını senyoraj geliri sayesinde kâr hanesine kaydedecektir. Bu sebeple devlet ölçülü olarak kullanacağı senyoraj hakkı ile emisyonunu arttırmalı; ne kendini ve ne de vatandaşını uluslararası tefecilerin eline düşürmemelidir" dedi.
Rantiyeci sülük gibi emiyor
Dünyanın en yüksek reel faiz geliri elde edilen ülkesi olan Türkiye'de devletin senyoraj hakkını kullanmaması ve bu gelirden mahrum kalması istendiğini belirten Prof. Dr. Baş, "Merkez Bankası devreye konulmadığı ve emisyon arttırılmadığı zaman, piyasada kıt olan para rant kesimlerinden karşılanmaktadır. Devletin senyoraj geliri elde etmek yerine sürekli borçlanması tüketici sınıf üzerine büyük yük getirmekte, piyasa çarkları dönmemekte, adaletsiz gelir dağılımı yapısal bir sorun haline gelmektedir" dedi.
Fakirin ekmeği yabancıya peşkeş çekiliyor
Türkiye'nin para ihtiyacını senyoraj hakkı ile temin etmesi gerekirken, bunun yerine iç ve dış borçlanma adı altında tamamen yabancı para tekellerine borçlanarak yılda 100 katrilyon TL faiz borcu ödemek zorunda bırakıldığına değinen BTP Genel Başkanı, "Devletin gelirinin tamamına yakını olan vergi adı altında milletten alınan paralar, yabancı sermaye sahiplerine peşkeş çekilmekte ve ikram edilmektedir. Halbuki 100 katrilyonluk bir senyoraj hakkını hükümetin kullanması, vatandaşı bu yükten kurtaracaktır. Böylece vatandaşın verdiği vergiler devlet ve millet yararına değerlendirilmiş olacaktır. Bunu yabancı güçlerin telkin ve tavsiyeleriyle yani IMF ve yandaşlarının tavsiyesi ile milleti iç ve dış borca sokup 100 katrilyon gibi bir faiz yükünün altına koyması, bilerek yada bilmeyerek millet varlığını yabancı güçlere peşkeş çekmesi demektir. Senin insanın bir dilim ekmeye muhtaç olacak, sen ise onun karnını doyuracak yerde, elindeki ekmeği alarak yabancı sermaye sahiplerine vereceksin. Bu bir cinayet ve zulümdür" şeklinde konuştu.
Rantiyecilerde
senyoraj paniği
Devletin merkez bankasını devreye sokarak para basmasının, para ile para kazanan servet sahiplerinin elindeki paraya olan talebi ortadan kaldıracağına, dolayısıyla ekonomi anlayışlarının merkezine faizi yerleştiren liberal ve kapitalist iktisat ekollerinin rantiyecilerinin hortumunun kesileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Baş, "Devlet senyoraj geliri elde ettiği takdirde; ne devlet, ne de devlet tarafından para ihtiyacı sağlanmış vatandaş, rant kesiminden yüksek faizle para talep etmeyecektir. Bu sebeple bugünkü iktisat görüşleri devletin senyoraj geliri elde etme hakkına "enflasyon vergisi" demektir" şeklinde konuştu.
Devlet, senyorajda
ölçülü olmalı
Devletin bu gelir hakkını ölçüsünde kullanmak zorunda olduğunun da altını çizen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, "Enflasyon mal ve para dengesizliğinden kaynaklanmaktadır ve senyoraj hakkını kullanan devlet, böyle bir dengesizliğe yol açmamak zorundadır. Piyasada mal ve hizmetten fazla para bulunması talep enflasyonuna, mal ve hizmetten az para bulunması da maliyet enflasyonuna yol açar. Ekonomiler de mal ve hizmetle mevcut para arasındaki denge bu derece önemliyken ve bu dengeyi korumak devletin vazifesiyken, liberal ve kapitalist anlayışlar senyorajı enflasyon vergisi olarak adlandırmaktadırlar" dedi.
Yabancı para oyunu bozulmalı
Devletin senyoraj ile para arzını arttırmasının enflasyona yol açtığını iddia ederek emisyonu yasaklayan anlayışların, konvertibil olan dolar, euro, sterlin gibi paraların ülke ekonomisine rahatlıkla ve karşılıksız girmelerine hiç de ses çıkarmadıklarına dikkat çeken Prof. Dr. Baş, "Dünya ülkelerinin ekonomilerinde dolar ve euronun kabul gören bir para birimi haline gelmesiyle ABD, biraz kağıt ve mürekkep harcayarak dolar banknotlarını basmakta ve doların rağbet gördüğü ülkelerin mal ve hizmetlerini satın almaktadır. Yani ABD maliyetsiz bir biçimde senyoraj geliri elde etmektedir. Yani para basma hakkını kullanma akıllılığını gösteren devlet, bastığı parayı tutma heveslisi devleti bulduğunda, kağıt ve mürekkep maliyetine senyoraj geliri sağlıyor. Bu durumda olan ülkemiz, kendi parasını basmak yerine, dolar ve euroyu ekonomisinde egemen para durumuna getirerek ABD ve AB'ye gelir transferi yapmış oluyor. Enflasyon vergisi denilerek iktisadi bir hastalıkmış gibi lanse edilen senyorajın az gelişmiş ülkelere yasak, küresel güçlere serbest olması bu sebepledir" şeklinde konuştu.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, devletlerin piyasadaki para ihtiyaçlarını kendi milli paralarıyla sağlamaları durumunda, ülke içinde yabancı para ihtiyacının azalacağına ve yüksek faizle borçlanmak zorunda kalınmayacağına dikkat çekerek "Devlet, yabancı paraya ve rantiye kesimine vereceği faiz miktarını senyoraj geliri sayesinde kâr hanesine kaydedecektir. Bu sebeple devlet ölçülü olarak kullanacağı senyoraj hakkı ile emisyonunu arttırmalı; ne kendini ve ne de vatandaşını uluslararası tefecilerin eline düşürmemelidir" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.