BOP’u başlatan 11 Eylül saldırılarının 22. yıl dönümü
ABD'nin İslam dünyasını işgal projesi olan Büyük Ortadoğu Projesi'nin startını verdiği 11 Eylül saldırılarının üzerinden 22 yıl geçti.
11.09.2023 11:14:00 / Güncelleme: 11.09.2023 11:51:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





11 Eylül 2001 tarihinde ABD'nin Newyork kentindeki ünlü ikiz kuleler tüm dünyanın canlı yayında izlediği saldırılarda yerle bir edildi.
Saldırıda yaklaşık 3 bin kişi hayatını kaybederken kulelerde çalışan Yahudi asıllı Amerikalıların o gün işe gelmemesi dikkat çekti.
İlerleyen süreçte saldırıları bizzat ABD istihbaratının yaptığı yönünde güçlü deliller ortaya çıktı.Hedef ise İslam dünyasına karşı başlatılacak işgal operasyonuna zemin ve gerekçe hazırlamaktı.
Dönemin ABD Başkanı George Bush saldırıdan kısa bir süre sonra yaptığı açıklamada İslam dünyasına karşı uzun yıllar sürecek bir haçlı seferi başlattıklarını açıkladı.
Bu açıklamadan sonra önce Afganistan ardından da Irak işgal edildi. Bu iki ülkede milyonlarca Müslüman katledildi, işkence ve tecavüzler gerçekleştirildi, camiler yerle bir edildi.
Bir süre sonra ABD ağzındaki baklayı çıkardı ve Büyük Ortadoğu Projesi'ni ilan etti.
ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Condelizza Rice'ye göre Büyük Ortadoğu Projesi'nin amacı 22 İslam ülkesinin sınır ve rejimlerini ABD - İsrail ikilisinin çıkarları doğrultusunda değiştirmekti.
İlerleyen yıllarda, İsrail'in Arz-ı Mev'ud hayalinin siyasi ve askeri yansıması olduğu ortaya çıkan Büyük Ortadoğu Projesinde taktik değişikliğine gidildi.
Yeni taktiğe göre hedefteki İslam ülkeleri Afganistan ve Irak gibi askeri işgaller yerine iç çatışma yoluyla ele geçirilecekti.
Bu taktiğin adı ise Arap Baharı idi.
Bu kapsamda hedef ülkelerde muhalif gruplar silahlandırıldı, dışarıdan ithal terör grupları yerleştirildi.
Demokrasi ve özgürlük gibi süslü ifadelerle sokaklara çıkan isyancılar büyük katliam ve yıkımlara imza attı.
Tunus, Mısır, Libya'da sergilenen oyun hedefine ulaştı ve bu ülkeler ABD – İsrail çıkarları doğrultusunda yeniden dizayn edildi.
Hedef ülkelerden biri olan Suriye'de ise işler planlandığı gibi gitmedi.
ABD – İsrail ve bölgesel müttefikleri tarafından desteklenen terör grupları onca katliamlarına rağmen yönetim değişikliğini gerçekleştiremedi.
Bu başarısızlık üzerine yeni bir taktik geliştirildi.
Devreye Müslümanların kafasını kesen, camileri ve türbeleri havaya uçuran DEAŞ terör örgütü sokuldu.
Ağırlıklı olarak Suriye'nin kuzeyinde saldırılar düzenleyen örgüt attığı her adımla bu bölgeden ABD- İsrail ikilisinin hedefinin gerçekleşmesine zemin hazırladı.
Milyonlarca insan yerinden yurdundan edilirken yerel halktan temizlenen bölgelere terör örgütü PKK-YPG yerleştirildi.
Bölgedeki nihai hedefin ise 4 parçalı Kürdistan projesi kapsamında büyük İsrail devletinin temellerini atmak olduğu ifade ediliyor.
4 parçalı Kürdistan Irak'ın kuzeyi, Suriye'nin kuzeyi, İran'ın batısı ve Türkiye'nin güneyinden koparılacak parçalarlarla hayata geçirilmeye çalışılıyor.
Saldırıda yaklaşık 3 bin kişi hayatını kaybederken kulelerde çalışan Yahudi asıllı Amerikalıların o gün işe gelmemesi dikkat çekti.
İlerleyen süreçte saldırıları bizzat ABD istihbaratının yaptığı yönünde güçlü deliller ortaya çıktı.Hedef ise İslam dünyasına karşı başlatılacak işgal operasyonuna zemin ve gerekçe hazırlamaktı.
Hedef İslam dünyası
Dönemin ABD Başkanı George Bush saldırıdan kısa bir süre sonra yaptığı açıklamada İslam dünyasına karşı uzun yıllar sürecek bir haçlı seferi başlattıklarını açıkladı.
Bu açıklamadan sonra önce Afganistan ardından da Irak işgal edildi. Bu iki ülkede milyonlarca Müslüman katledildi, işkence ve tecavüzler gerçekleştirildi, camiler yerle bir edildi.
Bir süre sonra ABD ağzındaki baklayı çıkardı ve Büyük Ortadoğu Projesi'ni ilan etti.
ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Condelizza Rice'ye göre Büyük Ortadoğu Projesi'nin amacı 22 İslam ülkesinin sınır ve rejimlerini ABD - İsrail ikilisinin çıkarları doğrultusunda değiştirmekti.
BOP'ta yeni aşama Arap Baharı oldu
İlerleyen yıllarda, İsrail'in Arz-ı Mev'ud hayalinin siyasi ve askeri yansıması olduğu ortaya çıkan Büyük Ortadoğu Projesinde taktik değişikliğine gidildi.
Yeni taktiğe göre hedefteki İslam ülkeleri Afganistan ve Irak gibi askeri işgaller yerine iç çatışma yoluyla ele geçirilecekti.
Bu taktiğin adı ise Arap Baharı idi.
Bu kapsamda hedef ülkelerde muhalif gruplar silahlandırıldı, dışarıdan ithal terör grupları yerleştirildi.
Demokrasi ve özgürlük gibi süslü ifadelerle sokaklara çıkan isyancılar büyük katliam ve yıkımlara imza attı.
Tunus, Mısır, Libya'da sergilenen oyun hedefine ulaştı ve bu ülkeler ABD – İsrail çıkarları doğrultusunda yeniden dizayn edildi.
Suriye'de yönetimi değiştiremediler
Hedef ülkelerden biri olan Suriye'de ise işler planlandığı gibi gitmedi.
ABD – İsrail ve bölgesel müttefikleri tarafından desteklenen terör grupları onca katliamlarına rağmen yönetim değişikliğini gerçekleştiremedi.
Bu başarısızlık üzerine yeni bir taktik geliştirildi.
Devreye Müslümanların kafasını kesen, camileri ve türbeleri havaya uçuran DEAŞ terör örgütü sokuldu.
Ağırlıklı olarak Suriye'nin kuzeyinde saldırılar düzenleyen örgüt attığı her adımla bu bölgeden ABD- İsrail ikilisinin hedefinin gerçekleşmesine zemin hazırladı.
Yerel halktan temizlenen bölgelere terör örgütü yerleştirildi
Milyonlarca insan yerinden yurdundan edilirken yerel halktan temizlenen bölgelere terör örgütü PKK-YPG yerleştirildi.
Bölgedeki nihai hedefin ise 4 parçalı Kürdistan projesi kapsamında büyük İsrail devletinin temellerini atmak olduğu ifade ediliyor.
4 parçalı Kürdistan Irak'ın kuzeyi, Suriye'nin kuzeyi, İran'ın batısı ve Türkiye'nin güneyinden koparılacak parçalarlarla hayata geçirilmeye çalışılıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.