Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) kongrelerinin her biri birbirinden daha kalabalık ve daha muhteşem bir atmosferde geçiyor. Bunu bizzat son gerçekleştirilen BTP Kocaeli İl Kongresi'nde yaşadık. Genel Başkan Hüseyin Baş Bey'e ilgi ve alaka her geçen gün artıyor ve BTP çığ gibi büyüyor.
Türk siyasetinin en aktif ve en donanımlı, çözüm ve çare üreten tek lideri pozisyonundaki Hüseyin Baş, tüm ülkeye ümit olmasının yanında; yalancıların ve yanlış yapanların da ipliğini pazara çıkarıyor. Anlayacağınız Hüseyin Baş'ın da kendi deyişiyle "RA-HAT-SIZ" etmeye devam ediyor.
Ülkeyi haraç-mezat babalarının çiftlikleri gibi satıp-savuşturup özelleştirecekler, buna ses çıkarmayacaksınız…
Din, iman, ahlak bozulacak, sus-pus olacaksınız…
Müslümana, Filistin'e, Gazze'ye yardım yerine sadece gaz almak için miting yapacaklar, dillendirmeyeceksiniz...
Cennet vatan ülkeyi cehenneme çevirip yaşanmaz kılacaklar, eyvallah diyeceksiniz…
Atanamayan öğretmenler, çocuğuna bez alamayan anneler, evladına pantolon alamayan babalar intihar edecek, yazıp, çizip haber yapmayacaksınız…
Adalet dağıtması gereken hukuku siyasallaştırıp sopa olarak kullanacaksınız…
Hülasa bu olumsuz tabloyu saatlerce dile getirebilirsiniz.
Mafyavari tehditlerle, trollerle korku salarak ülke yönetmek Türk milletinin ahlakı olamaz. Hukuk bir gün herkese lazım olur. Hükümeti arkasına alarak meyhane ve sokak jargonu ile konuşup zırvalayanlar ve topyekûn herkes bilmelidir ki; "korku Kerbela'da bırakılmıştır…"
Bağımsız Türkiye Partisi hareketi Bedir'den Uhud'a, Çanakkale'den Kurtuluş Savaşı'na kadar bir şehadet mücadelesidir. Bugün haçlı ile bir ve beraber olup İslam topraklarını peşkeş çekerek her tarafı Kerbela yapanlar, yarın Hakk'ın divanında bunun hesabını veremezler.
İyi ve yol gösterici insanların konuşması ve ikaz etmesi her zaman bir rahmettir ve şefkat elidir. Bu Hüseyin Baş'ın rahmet elini tutan kurtulur, tutmayan zelil olur. Asıl korkulması gereken şey Hüseyin Baş'ın susması, konuşup ikaz etmemesidir…
Hüseyin Baş Bey'in uzattığı rahmet eli ve ortaya koyduğu çözümler ülkenin kurtuluşu, zengin olması ve bolluğa kavuşmasıdır.
Bugün ülkenin çözülmeyecek hiçbir meselesi yoktur sevgili okurlar. Ufak dokunuşlarla ülkeyi zenginler yurdu, mutlu ve müreffeh yapabiliriz. Bu, yağdan kıl çeker gibi çok kolay ve basittir. Bu ülkede olan şey, baştakilerin niyet bozukluğu ve bu işi bilmemeleridir.
20 yıldır ülkenin geldiği nokta ortada. Bilmeyen, yapamayan insanın bırakması, bir bilenden akıl alması da bir fazilet ve bir erdemdir. Battıkça batan daha doğrusu BAT-MIŞ enkaz bir ülke var. Ekonomik bir sayfa düşüncesi, makalesi olmayan bu insanlardan ne beklenir ki? Ortada gün gibi, güneş gibi parlayan dünya ülkeleri tarafından uygulanan bir Milli Ekonomi Modeli var. Al uygula, elveda fakirlik merhaba zenginlik de, iki yakan bir araya gelsin.
BTP lideri Hüseyin Baş Bey'in çağrısı budur. Her konuşmasında ülkedeki en büyük bozgunun özelleştirme bozgunu olduğunu dile getiren genç lider, nasıl babalar gibi sattılarsa tekrar babalar gibi geri alacağız diyor.
22 yıllık özelleştirmelerden kasamıza giren para 62 milyar dolar ve faize her yıl 57 milyar dolar para ödüyoruz. Şu an millet ve devlet olarak faize batmışız, bankalara çalışıyoruz. Faiz ödemesi yapmak için Maliye Bakanı Şimşek'in gitmediği ve para dilenmediği ülke kalmadı. Dünya arenasında rezil rüsva, dilenci pozisyonundayız.
Ülkenin aydınlık yarınlara kavuşması BTP liderinin ortaya koyduğu çözüm ve çarelerde. Bundandır ki, kendilerine müthiş bir teveccüh var. Emperyalistler ve işbirlikçilerinin korkuları da, mafyavari debelenmeli de bundan ibaret… İt ürür, kervan yürür…
Ülkenin aydınlık geleceği, genç genel başkana selam olsun…
Türk siyasetinin en aktif ve en donanımlı, çözüm ve çare üreten tek lideri pozisyonundaki Hüseyin Baş, tüm ülkeye ümit olmasının yanında; yalancıların ve yanlış yapanların da ipliğini pazara çıkarıyor. Anlayacağınız Hüseyin Baş'ın da kendi deyişiyle "RA-HAT-SIZ" etmeye devam ediyor.
Ülkeyi haraç-mezat babalarının çiftlikleri gibi satıp-savuşturup özelleştirecekler, buna ses çıkarmayacaksınız…
Din, iman, ahlak bozulacak, sus-pus olacaksınız…
Müslümana, Filistin'e, Gazze'ye yardım yerine sadece gaz almak için miting yapacaklar, dillendirmeyeceksiniz...
Cennet vatan ülkeyi cehenneme çevirip yaşanmaz kılacaklar, eyvallah diyeceksiniz…
Atanamayan öğretmenler, çocuğuna bez alamayan anneler, evladına pantolon alamayan babalar intihar edecek, yazıp, çizip haber yapmayacaksınız…
Adalet dağıtması gereken hukuku siyasallaştırıp sopa olarak kullanacaksınız…
Hülasa bu olumsuz tabloyu saatlerce dile getirebilirsiniz.
Mafyavari tehditlerle, trollerle korku salarak ülke yönetmek Türk milletinin ahlakı olamaz. Hukuk bir gün herkese lazım olur. Hükümeti arkasına alarak meyhane ve sokak jargonu ile konuşup zırvalayanlar ve topyekûn herkes bilmelidir ki; "korku Kerbela'da bırakılmıştır…"
Bağımsız Türkiye Partisi hareketi Bedir'den Uhud'a, Çanakkale'den Kurtuluş Savaşı'na kadar bir şehadet mücadelesidir. Bugün haçlı ile bir ve beraber olup İslam topraklarını peşkeş çekerek her tarafı Kerbela yapanlar, yarın Hakk'ın divanında bunun hesabını veremezler.
İyi ve yol gösterici insanların konuşması ve ikaz etmesi her zaman bir rahmettir ve şefkat elidir. Bu Hüseyin Baş'ın rahmet elini tutan kurtulur, tutmayan zelil olur. Asıl korkulması gereken şey Hüseyin Baş'ın susması, konuşup ikaz etmemesidir…
Hüseyin Baş Bey'in uzattığı rahmet eli ve ortaya koyduğu çözümler ülkenin kurtuluşu, zengin olması ve bolluğa kavuşmasıdır.
Bugün ülkenin çözülmeyecek hiçbir meselesi yoktur sevgili okurlar. Ufak dokunuşlarla ülkeyi zenginler yurdu, mutlu ve müreffeh yapabiliriz. Bu, yağdan kıl çeker gibi çok kolay ve basittir. Bu ülkede olan şey, baştakilerin niyet bozukluğu ve bu işi bilmemeleridir.
20 yıldır ülkenin geldiği nokta ortada. Bilmeyen, yapamayan insanın bırakması, bir bilenden akıl alması da bir fazilet ve bir erdemdir. Battıkça batan daha doğrusu BAT-MIŞ enkaz bir ülke var. Ekonomik bir sayfa düşüncesi, makalesi olmayan bu insanlardan ne beklenir ki? Ortada gün gibi, güneş gibi parlayan dünya ülkeleri tarafından uygulanan bir Milli Ekonomi Modeli var. Al uygula, elveda fakirlik merhaba zenginlik de, iki yakan bir araya gelsin.
BTP lideri Hüseyin Baş Bey'in çağrısı budur. Her konuşmasında ülkedeki en büyük bozgunun özelleştirme bozgunu olduğunu dile getiren genç lider, nasıl babalar gibi sattılarsa tekrar babalar gibi geri alacağız diyor.
22 yıllık özelleştirmelerden kasamıza giren para 62 milyar dolar ve faize her yıl 57 milyar dolar para ödüyoruz. Şu an millet ve devlet olarak faize batmışız, bankalara çalışıyoruz. Faiz ödemesi yapmak için Maliye Bakanı Şimşek'in gitmediği ve para dilenmediği ülke kalmadı. Dünya arenasında rezil rüsva, dilenci pozisyonundayız.
Ülkenin aydınlık yarınlara kavuşması BTP liderinin ortaya koyduğu çözüm ve çarelerde. Bundandır ki, kendilerine müthiş bir teveccüh var. Emperyalistler ve işbirlikçilerinin korkuları da, mafyavari debelenmeli de bundan ibaret… İt ürür, kervan yürür…
Ülkenin aydınlık geleceği, genç genel başkana selam olsun…
Adem Birinci / diğer yazıları
- Uhud savaşında İmam Ali ve Zülfikar / 03.01.2025
- ‘Biz korkuyu Kerbela’da bıraktık’ / 31.12.2024
- Hacı Ömer Hüdai Baba / 27.12.2024
- Mikdad bin Esved / 19.12.2024
- Ammar bin Yasir / 16.12.2024
- Hz. Abdulmuttalip ya da ikinci İbrahim / 15.12.2024
- Halid Bin Zeyd Ebu Eyyub El-Ensari / 11.12.2024
- Hz. Hatice Annemiz ve İmam Ali / 03.12.2024
- Hz. Abdullah / 27.11.2024
- Cihat Müslümanı Atatürk / 22.11.2024
- ‘Biz korkuyu Kerbela’da bıraktık’ / 31.12.2024
- Hacı Ömer Hüdai Baba / 27.12.2024
- Mikdad bin Esved / 19.12.2024
- Ammar bin Yasir / 16.12.2024
- Hz. Abdulmuttalip ya da ikinci İbrahim / 15.12.2024
- Halid Bin Zeyd Ebu Eyyub El-Ensari / 11.12.2024
- Hz. Hatice Annemiz ve İmam Ali / 03.12.2024
- Hz. Abdullah / 27.11.2024
- Cihat Müslümanı Atatürk / 22.11.2024