Yıl 1986 idi. Orta 1'e gidiyorum. O zaman berbere gittiğinizde tek tarife vardı. 3 numara kes. Kafa üç numara. Ayağımızda Trabzon lastiği. Ama kafa zehir gibi çalışıyor. Hocamız tek tek "ne olmak istiyorsun" diye soruyor. Herkes avukat, doktor, öğretmen vs. diyor. Sıra bana geldi. 'Futbolcu olmak istiyorum' dedim. 'Oğlum, sen biraz işin para boyutuna kaçıyorsun' demez mi hocam. 'Yok hocam' dedim. 'Avrupalı topçuları izliyoruz, adamlar sahaya çıkarken, gol atarken bir şeyler yapıyorlar, kendilerini tanıtıyorlar, inançlarını gösteriyorlar ama bizim futbolcularımızdan böyle şeyler görmüyorum, bunun için iyi bir topçu olup, bir şeyler göstermek istiyorum' dedim. Belki çocukça bir hülyaydı, bilemiyorum. Evet, lig bitti. Fener şampiyon. Her sene olduğu gibi yakarışlar, sızlanışlar peş peşe geldi. Bir farkla ki, bu yıl ilk kez bir başbakanın adı şampiyon olma veya olmama sebepleri arasında sayıldı.Futbol, dünyanın bir gerçeği. Yılda yaklaşık 300 milyar doların döndüğü dünyanın 8. Büyük sanayisi. Sosyal anlamda ise (ülkemiz için söylüyorum) çocukların, gençlerin kısadan köşeyi dönmek için gördükleri bir araç. Taraftar için ise adeta içindeki sıkıntıları, hırsları, dışarıda bastırdığı öfkeyi ortaya koyduğu, bağırıp çağırarak, kimi zaman çok ileriye giderek rahatladığı bir sosyal ortam. Daha ilerisi ise tabuya dönüşmüş fanatiklik. Öyle ki, insanlar haftaları kovalıyor. Sonraki maç ne olur hesabında. Hatta ispanya kralına; dünya parlamenter sisteme geçti, siz hala nasıl krallıkla ülkeyi yönetiyorsunuz" diye soranlara statları gösteriyor. Millet futboldan ülkeyi düşünemiyor ki!Futbol zor bir oyundur. Akıl, güç ve hızın, zamanla yarıştığı bir oyun. Ama hem sosyal anlamda hem maddi anlamda bu kadar büyük paya sahip olması normal mi?Ülkemizde bir çok alanda yaşanılan gerileme maalesef futbolda da kendini gösteriyor. Nasıl ki üretimde olsun, sanayide olsun öz kaynaklarımızı bırakıp ithalata yönelip, büyük kayıplar verdiysek, futbolda da aynı mantık iş başında. Genç nüfusuyla övünen bir ülke futbolcu yetiştiremiyor, gidiyor elin adamına milyon dolarlar döküyor. İşin garibi bu milyon dolarları alanları, havaalanlarında omuzlara alan aç vatandaş, bir müddet sonra... Düm düz gidiyor. Bu anlamda, hem yerli teknik adamlara hem de futbolculara gerçekten acıyorum. Paranın iyisini, tezahüratın hasını onlar alıyor, emeği bizimkiler harcıyor. Başarızıklık da onlar için hava hoş ama bizimkiler milletin içinde başı eğik. Özellikle İstanbul takımları artı Trabzonspor bu milyon dolarları hangi mantıkla, nereden kazanıp, nasıl veriyorlar? Hemen şu gelir bu gelir kaynağı, demeyin. Galatasaray'ın 380 milyon dolarlık bir borcu açıklandı. Sadece Beşiktaş kulübünün, başkanına 90 milyon dolar borcu var. Ve bu borçların çoğu dış transfere harcanmış. Yazık değil mi? Bir başka kafama takılan ise berberden, çay ocağından, marketten vergi alan devlet, milyon dolarlara imza atan futbolculardan yüzde kaç vergi alıyor? Artı bir çok işletmeden, sanayi kurumundan daha fazla bütçeye sahip futbol kulüpleri vergi veriyor mu? Veriyorsa ne kadar?Bir başka not; futbol bir spor mudur, yoksa bir kumar oyunu mu? Kumar değil diyorsanız, ortaokul çocuklarının bile iddia bayileri önündeki kuyruklarda ne işi var?Artı toplumda bu kadar geniş kesimlere hitap eden bu oyunu, niçin kapitalizmin eline bırakarak, şifreli kanallara milleti mahkum ediyorsunuz?Son bir not; Bir başkan dünyaca ünlü bir topçuyu, kendi alış-veriş merkezinin açılışına getiriyor. Yanında yine ünlü manken. Adamda bir surat, bir kibir ki sormayın. Milleti eliyle bile tersliyor. Millet ne yapıyor? Millet birbirini eziyor. Neymiş imza alacakmış. Vah, vah, vah...Futbolun başındakiler artık kendi kaynaklarımıza yönelsin. Kendi çocuklarımıza değer verelim. Atatürk'ün dediği gibi, zeki, çevik (en önemlisi) ahlaklı sporcu" yetiştirelim. Hem paramız bizde kalsın, hem geleceğimiz aydınlık olsun...
Akın Aydın / diğer yazıları
- Sosyal devletten demokratik krallığa / 30.11.2024
- Kıbrıs’a NATO kılıfı / 29.11.2024
- Jennifer Lopez, Sudeysi, Kabe ve Erdoğan / 28.11.2024
- AKP ve MHP, Türkiye’nin gerçek düşmanını perdeliyor / 27.11.2024
- Tam bağımsız Türkiye için vakit tamam, söz konusu vatandır / 25.11.2024
- Sinirde Avrupa’da birinci dünyada ikinci olmuşuz / 24.11.2024
- Tarımı bitirdiler… Şahidim Sayın Erdoğan’dır / 23.11.2024
- Ümmü'l-Benin gibi Ehl-i Beyt’i sevmek / 22.11.2024
- Mevzu kılıç kaldırmak değil, Atatürk / 21.11.2024
- AKP, Türkiye’de fakirliği bitiren partidir! / 20.11.2024
- Kıbrıs’a NATO kılıfı / 29.11.2024
- Jennifer Lopez, Sudeysi, Kabe ve Erdoğan / 28.11.2024
- AKP ve MHP, Türkiye’nin gerçek düşmanını perdeliyor / 27.11.2024
- Tam bağımsız Türkiye için vakit tamam, söz konusu vatandır / 25.11.2024
- Sinirde Avrupa’da birinci dünyada ikinci olmuşuz / 24.11.2024
- Tarımı bitirdiler… Şahidim Sayın Erdoğan’dır / 23.11.2024
- Ümmü'l-Benin gibi Ehl-i Beyt’i sevmek / 22.11.2024
- Mevzu kılıç kaldırmak değil, Atatürk / 21.11.2024
- AKP, Türkiye’de fakirliği bitiren partidir! / 20.11.2024