Tıp bilimindeki bu durum haberleşme de pek farklı değildir. Yine aynı kaynağın aktardığına bakılırsa Amin Maalouf Nurettin Zengi'nin Albara kalesini kuşatmasını şöyle anlatır:
...Sonra Zengi bütün yolları kesti, hiçbir haberin sızmasına izin vermedi, öylesine ki yol denetimleri çok sıkılaştığından kuşatma altındakiler artık ülkelerinde neler olduğunu bilmiyorlardı. Böylesine bir abluka Arapları hiç etkilemezdi. Bunlar kentlerarası haberleşme için, yüzyıllardan beri posta güvercini kullanılıyordu. Sefere çıkan her ordu, birçok Müslüman şehrine ve kalesine ait güvercinleri beraberinde götürmektedir. Bu güvercinler, mutlaka yuvalarına geri dönecek şekilde eğitilmişlerdi. Bu durumda ayaklarından birine bir haber bağlamak ve kuşu salmak, onların en hızlı habercilerinden daha hızlı giderek, zaferi bozgunu veya bir hükümdarın ölümünü haber vermeleri, kuşatma altındaki bir garnizonun kuşatma isteğini veya onu cesaretlendirme mesajını iletmeleri için yeterliydi. Arapların Frenklere karşı seferberliği düzene girdikçe Şam, Kahire, Halep ve diğer şehirler arasında düzenli posta güvercini servisleri çalışmaya başlamıştır. Hatta devlet, bu kuşları yetiştiren ve eğiten kişilere ücret vermeye başlamıştır. Zaten Frankler güvercin yetiştirme merakını Doğuda bulundukları sırada edinecekler ve bu iş daha sonra ülkelerinde çok revaçta olacaktır. (A.g.e. s. 168)
Batılılar tıp ve haberleşmede olduğu gibi daha birçok alanda Müslüman dünyasından geridedirler. Fakat Haçlı Seferleri'nin sonuçlarına baktığımızda astronomi, kimya, tıp, coğrafya, matematik ve mimarî alanlardaki bilgileri Frenkler Arapça kitaplardan edinmişler ve sonra açmışlardır. Avrupalılar endüstri alanında İslam aleminden kağıt imalatı, deri işleme, dokumacılık, alkol ve şekerin damıtılması yöntemlerini alıp sonra geliştirmişlerdir. Avrupa tarımının Doğuyla teması sonucunda ne kadar zenginleştiği de unutulamaz. Kayısı, patlıcan, sarımsak, portakal, karpuz...
"Arapça" kelimelerin listesi uzayıp gitmektedir. (A.g.e. s. 339)
Mehmet MARUF
...Sonra Zengi bütün yolları kesti, hiçbir haberin sızmasına izin vermedi, öylesine ki yol denetimleri çok sıkılaştığından kuşatma altındakiler artık ülkelerinde neler olduğunu bilmiyorlardı. Böylesine bir abluka Arapları hiç etkilemezdi. Bunlar kentlerarası haberleşme için, yüzyıllardan beri posta güvercini kullanılıyordu. Sefere çıkan her ordu, birçok Müslüman şehrine ve kalesine ait güvercinleri beraberinde götürmektedir. Bu güvercinler, mutlaka yuvalarına geri dönecek şekilde eğitilmişlerdi. Bu durumda ayaklarından birine bir haber bağlamak ve kuşu salmak, onların en hızlı habercilerinden daha hızlı giderek, zaferi bozgunu veya bir hükümdarın ölümünü haber vermeleri, kuşatma altındaki bir garnizonun kuşatma isteğini veya onu cesaretlendirme mesajını iletmeleri için yeterliydi. Arapların Frenklere karşı seferberliği düzene girdikçe Şam, Kahire, Halep ve diğer şehirler arasında düzenli posta güvercini servisleri çalışmaya başlamıştır. Hatta devlet, bu kuşları yetiştiren ve eğiten kişilere ücret vermeye başlamıştır. Zaten Frankler güvercin yetiştirme merakını Doğuda bulundukları sırada edinecekler ve bu iş daha sonra ülkelerinde çok revaçta olacaktır. (A.g.e. s. 168)
Batılılar tıp ve haberleşmede olduğu gibi daha birçok alanda Müslüman dünyasından geridedirler. Fakat Haçlı Seferleri'nin sonuçlarına baktığımızda astronomi, kimya, tıp, coğrafya, matematik ve mimarî alanlardaki bilgileri Frenkler Arapça kitaplardan edinmişler ve sonra açmışlardır. Avrupalılar endüstri alanında İslam aleminden kağıt imalatı, deri işleme, dokumacılık, alkol ve şekerin damıtılması yöntemlerini alıp sonra geliştirmişlerdir. Avrupa tarımının Doğuyla teması sonucunda ne kadar zenginleştiği de unutulamaz. Kayısı, patlıcan, sarımsak, portakal, karpuz...
"Arapça" kelimelerin listesi uzayıp gitmektedir. (A.g.e. s. 339)
Mehmet MARUF