AKP’nin siyaset anlayışı, ülkeyi yönetme şekli, yaşanan gerçeklerle söylenen sözlerin yüz seksen derecelik bir açı oluşturması artık komedinin ötesinde bir drama dönüştü. Neden mi?
Laf sanatında ustalık dönemini yaşayan Erdoğan, taktikte de ustalığını gösterdi. Artık kongrelerini, toplantılarını statlarda yapıyor. On binler alkışa hazır hale getiriliyor. Pankartlar ona göre hazırlanıyor ve usta sahnede. Gövde gösterisi başlıyor.
Şu “usta” lakabına millet niye sahiplendi hiç düşündünüz mü?
Öyle ustalık dönemini yaşıyoruz, söylemlerinden filan değil. En çok izlenen dizilerden biri olan Kurtlar Vadisinde bir tipleme var. Hani İncirlik üssüne 5 dakikada girip ABD’yi madara eden, İsrail’in katilliğini tescil eden bir tipleme. Polat Alemdar. Lakabı ne? “Usta”. İşte benim vatandaşım Polat Alemdar ile Tayyip Erdoğan’ı karıştırıyor. Çünkü ABD Erdoğan’ın kadim dostu, İsrail ise ne yaparsa yapsın, ne derse desin “eyvallah” dediği bir ülkedir.
Geçtiğimiz Cumartesi, Zana ile görüştü Erdoğan ve Ankara il kongresinde kalabalıkların önüne çıktı ve konuşmaya başladı.
Zana ile yaptığı görüşme için “oldukça tatmin olduğunu” açıkladı. Zana ise soru sorulmasına müsaade etmeden “Oslo sürecinin devam ettirilmesi gerektiğini” açıkladı.
Oslo’da nasıl bir süreç yaşanmıştı?
Hani PKK ile görüştüğümüzü iddia edenler bunu ispatlamasa şerefsizdir… vs. hakaretleri ile kalabalıkların alkışını alan ve daha sonra “benim emrimle görüşüldü ve gerekirse yine görüşülür” açıklamasının yapıldığı süreç.
Yani PKK’nın, yani senin evlatlarına kurşun sıkanın yine senin seçtiklerin tarafından muhatap alınıp, bir çok isteğine evet, denilen süreç. Tamamı “küpte” saklı bir süreç. Erdoğan’ın sır küpünde yani Hakan Fidan’da.
Erdoğan’ın 10 yıldır yönettiği ülkemizde, PKK terörü artık zaman ayrımı bile yapmıyor. Gece, gündüz asker, polis demeden saldırıyor. Şehitler veriyoruz. Büyükşehir, küçük şehir, dağ kenarı, yol kenarı demeden bomba tuzakları kuruyor, patlatıyor. Kayıpların yanında korku memleketi haline geldik.
İşte bu şartlarda Erdoğan çıkıyor tribünlerin önüne özetle şöyle diyor;
Dünyada savunma sanayinde büyük atılımlar yapmış, ekonomisi güçlü bir Türkiye var ve bu büyümemiz hem çevremizde, hem uzaklardaki birilerinin zoruna gidiyor…
İşte bu zoruna giden ülkeler “Oslo’da masaya oturdukları” örgütü besliyor ve üzerimize salıyorlarmış. Ama bunları dert etmeye lüzum yok. Hepsini aşar geçermişiz. Çünkü terör örgütlerine, teröre yataklık yapan çevrelere, Türkiye haddini, hududunu bildirecek güce sahiptir… Diyor.
Bu sözleri kalabalıklar çılgınca alkışlıyor.
Hani başta dram dedim ya, merak ediyorum bu alkışlayanların aklına; Ey Erdoğan!
Bu terör örgütünü besleyen yakın ve uzak ülkeler kim?
Savunma sanayiinde bu kadar ilerlediysek neden hala İsrailli Heron ve Amerikan Predator’leri, teröristleri niye gördü, görmedi tartışmaları yapıyoruz?
2004’te, PKK sorunu yok Kürt sorunu var, derken şimdi Kürt sorunu yok, PKK sorunu var, dönüşünün sebebi nedir?
Barzani’nin hakiki PKK’lı olduğunu ilkokul 1. Sınıf talebeleri bile bilirken, bu zevat neden muhatap alınıyor?
Kandil’e giremeyişimizin sebebi, Irak’ın işgalinde destek verilen ABD’mi?
Bu engelleri aşıp, geçeriz diyorsunuz. İyi, güzel. 10 yılda terörist ve uzantıları ile pazarlık ve verilen tavizler dışında bir mücadele oldu mu?
Türkiye, çevresindeki ülkelerden hangisine haddini bildirdi? Mesela Ermenistan, İsrail, Yunanistan gibi. Hangisine?
İşte bu ve benzeri sorular, bu alkışlayan vatandaşımın aklına hiç mi gelmiyor. En AKP’ci medya kanalları bile artık hükümetin icraatlarına kılıf bulamıyor ama benim vatandaşım hala alkışlıyor.
Neden mi alkışlanıyor? Cevabı herkes kendisi bulsun… Kendi cevabımı bir kaç gün sonra yazacağım…
Bu stat konuşmalarında Erdoğan’ın öncelikli konularının başında hep CHP gelir. Konu fark etmez, vurdukça vurur CHP’ye.
İşte o CHP’nin başkanı gitti Erdoğan’a el uzattı. O zamanda dedik; El verdin, kol gitti, diye. Gerçi daha görüşme öncesi kendisi de (Kılıçtaroğlu) itiraf etmişti; “Koltuğuma da mal olsa bu görüşmeyi yapacağım.”
Artık gerisini kendisi düşünsün…
Laf sanatında ustalık dönemini yaşayan Erdoğan, taktikte de ustalığını gösterdi. Artık kongrelerini, toplantılarını statlarda yapıyor. On binler alkışa hazır hale getiriliyor. Pankartlar ona göre hazırlanıyor ve usta sahnede. Gövde gösterisi başlıyor.
Şu “usta” lakabına millet niye sahiplendi hiç düşündünüz mü?
Öyle ustalık dönemini yaşıyoruz, söylemlerinden filan değil. En çok izlenen dizilerden biri olan Kurtlar Vadisinde bir tipleme var. Hani İncirlik üssüne 5 dakikada girip ABD’yi madara eden, İsrail’in katilliğini tescil eden bir tipleme. Polat Alemdar. Lakabı ne? “Usta”. İşte benim vatandaşım Polat Alemdar ile Tayyip Erdoğan’ı karıştırıyor. Çünkü ABD Erdoğan’ın kadim dostu, İsrail ise ne yaparsa yapsın, ne derse desin “eyvallah” dediği bir ülkedir.
Geçtiğimiz Cumartesi, Zana ile görüştü Erdoğan ve Ankara il kongresinde kalabalıkların önüne çıktı ve konuşmaya başladı.
Zana ile yaptığı görüşme için “oldukça tatmin olduğunu” açıkladı. Zana ise soru sorulmasına müsaade etmeden “Oslo sürecinin devam ettirilmesi gerektiğini” açıkladı.
Oslo’da nasıl bir süreç yaşanmıştı?
Hani PKK ile görüştüğümüzü iddia edenler bunu ispatlamasa şerefsizdir… vs. hakaretleri ile kalabalıkların alkışını alan ve daha sonra “benim emrimle görüşüldü ve gerekirse yine görüşülür” açıklamasının yapıldığı süreç.
Yani PKK’nın, yani senin evlatlarına kurşun sıkanın yine senin seçtiklerin tarafından muhatap alınıp, bir çok isteğine evet, denilen süreç. Tamamı “küpte” saklı bir süreç. Erdoğan’ın sır küpünde yani Hakan Fidan’da.
Erdoğan’ın 10 yıldır yönettiği ülkemizde, PKK terörü artık zaman ayrımı bile yapmıyor. Gece, gündüz asker, polis demeden saldırıyor. Şehitler veriyoruz. Büyükşehir, küçük şehir, dağ kenarı, yol kenarı demeden bomba tuzakları kuruyor, patlatıyor. Kayıpların yanında korku memleketi haline geldik.
İşte bu şartlarda Erdoğan çıkıyor tribünlerin önüne özetle şöyle diyor;
Dünyada savunma sanayinde büyük atılımlar yapmış, ekonomisi güçlü bir Türkiye var ve bu büyümemiz hem çevremizde, hem uzaklardaki birilerinin zoruna gidiyor…
İşte bu zoruna giden ülkeler “Oslo’da masaya oturdukları” örgütü besliyor ve üzerimize salıyorlarmış. Ama bunları dert etmeye lüzum yok. Hepsini aşar geçermişiz. Çünkü terör örgütlerine, teröre yataklık yapan çevrelere, Türkiye haddini, hududunu bildirecek güce sahiptir… Diyor.
Bu sözleri kalabalıklar çılgınca alkışlıyor.
Hani başta dram dedim ya, merak ediyorum bu alkışlayanların aklına; Ey Erdoğan!
Bu terör örgütünü besleyen yakın ve uzak ülkeler kim?
Savunma sanayiinde bu kadar ilerlediysek neden hala İsrailli Heron ve Amerikan Predator’leri, teröristleri niye gördü, görmedi tartışmaları yapıyoruz?
2004’te, PKK sorunu yok Kürt sorunu var, derken şimdi Kürt sorunu yok, PKK sorunu var, dönüşünün sebebi nedir?
Barzani’nin hakiki PKK’lı olduğunu ilkokul 1. Sınıf talebeleri bile bilirken, bu zevat neden muhatap alınıyor?
Kandil’e giremeyişimizin sebebi, Irak’ın işgalinde destek verilen ABD’mi?
Bu engelleri aşıp, geçeriz diyorsunuz. İyi, güzel. 10 yılda terörist ve uzantıları ile pazarlık ve verilen tavizler dışında bir mücadele oldu mu?
Türkiye, çevresindeki ülkelerden hangisine haddini bildirdi? Mesela Ermenistan, İsrail, Yunanistan gibi. Hangisine?
İşte bu ve benzeri sorular, bu alkışlayan vatandaşımın aklına hiç mi gelmiyor. En AKP’ci medya kanalları bile artık hükümetin icraatlarına kılıf bulamıyor ama benim vatandaşım hala alkışlıyor.
Neden mi alkışlanıyor? Cevabı herkes kendisi bulsun… Kendi cevabımı bir kaç gün sonra yazacağım…
Bu stat konuşmalarında Erdoğan’ın öncelikli konularının başında hep CHP gelir. Konu fark etmez, vurdukça vurur CHP’ye.
İşte o CHP’nin başkanı gitti Erdoğan’a el uzattı. O zamanda dedik; El verdin, kol gitti, diye. Gerçi daha görüşme öncesi kendisi de (Kılıçtaroğlu) itiraf etmişti; “Koltuğuma da mal olsa bu görüşmeyi yapacağım.”
Artık gerisini kendisi düşünsün…
Akın Aydın / diğer yazıları
- Medyanın BRICS başlığı ve Putin’in AKP’ye uyarısı / 10.06.2024
- Tarımı da, tarım alanlarını da çiftçiyi de bitirdiler / 09.06.2024
- ‘Tek adam sistemi’ kalemlerimize de sirayet etti / 08.06.2024
- Bu işler ‘ey’ çekmekle olmaz / 07.06.2024
- İktidar, Allah’ın nimetlerini inkar ediyor / 06.06.2024
- İktidarın tek tasarruf kalemi insan eğitimi ve sağlığı / 05.06.2024
- Erdoğan’ın ‘teröristan’ çıkışını samimi buluyor musunuz? / 03.06.2024
- Bu soykırıma hahamlar, Yahudiler neden sessiz? / 02.06.2024
- Kendini tarif edemeyen insanlık / 01.06.2024
- Erdoğan iktidarda olduğunu yine unuttu / 31.05.2024
- Tarımı da, tarım alanlarını da çiftçiyi de bitirdiler / 09.06.2024
- ‘Tek adam sistemi’ kalemlerimize de sirayet etti / 08.06.2024
- Bu işler ‘ey’ çekmekle olmaz / 07.06.2024
- İktidar, Allah’ın nimetlerini inkar ediyor / 06.06.2024
- İktidarın tek tasarruf kalemi insan eğitimi ve sağlığı / 05.06.2024
- Erdoğan’ın ‘teröristan’ çıkışını samimi buluyor musunuz? / 03.06.2024
- Bu soykırıma hahamlar, Yahudiler neden sessiz? / 02.06.2024
- Kendini tarif edemeyen insanlık / 01.06.2024
- Erdoğan iktidarda olduğunu yine unuttu / 31.05.2024