(dünden devam…)
Haricîler Nehrevan Savaşı'nda aldıkları büyük yenilgiden sonra tekrar toparlanmışlardı. Konuştukları herkesin imanını sarsıyorlardı. Fikirlerini yaymak için çok değişik yöntemler kullanıyorlardı. Ziyad b. Ebih, Haricîlerin propagandasını şöyle anlatır: "Onların sözlerinin insanlar üzerindeki etkisi, kamışı yakmaya başlayan ateşten daha yakıcıydı." Söyledikleri bâtıl sözlerin hak olduğunu sanıyor, yaptıkları çirkin işleri güzel sayıyorlardı. Mugiyre b. Şube ise onlar hakkında şöyle diyor: "Onlar bir şehirde iki gün kalsalardı, kendileriyle görüşen herkesi ifsat ederlerdi." (Taberî Tarihi, c.6, s.109).
Şeyh Müfid Hz. Hasan'ın ordusundaki grupları anlatırken 'Şüpheciler' diye bir gruptan söz eder. Muhtemelen bunlar Harici olmadıkları halde onların propagandasının etkisinde kalan, sürekli şüphe içinde olan kimselerdir.
Seyyid Murteza, "el-Emali" adlı eserinin 3. cildinin 93. sayfasında bu şüphecilerden bahsetmiş ve onların kafir olduklarını ima etmiştir. Bunlar Kûfe halkının ayak takımından kimselerdi. Ve fitnecilerin elinde bir oyuncak vazifesi görmüşlerdi.
'Hamra' isimli grup ise, (Taberî'nin rivayetine göre) Kûfe bölüştürülürken müttefik oldukları Ben-i Abdulkays taifesinin bulunduğu tarafta yer alan, Kûfe halkından yirmi bin silahlı kimseden oluşan bir gruptu. Değişik ırklardan ve köle çocuklarından oluşan bir gruptu.
Bunların çoğunun Hicri 12 yılından 17 yılına kadar Aynuttamr ve Celula'da esir olan Farslı cariyelerin çocukları olma ihtimalleri vardır. Bunlar H. 41 ve 61 yıllarında çıkan iki bunalımda yani Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in olaylarında silahlı bir grup olarak rol almışlardır. Yine bunlar yaklaşık H. 51 yılında Ehl-i Beyt taraftarlarına karşı korkunç bir katliama girişen Ziyad b. Ebih'in muhafızlarıydılar. Para karşılığında işlemeyecekleri cinayet yoktu. Her zaman güç sahiplerinin etrafında toplanır ve onların elinde keskin bir kılıç haline gelirlerdi.
Bu grup Hicret'in 1. yılında Kûfe'de birçok fitneye ve çirkin olaylara karıştı. İşi o kadar ilerlettiler ki Kûfe'ye onlara nispetle "Hamra'nın Kûfesi" denildi.
Kûfe'de bu karşı grupların yanı sıra bir de İmam Hasan'ın bağlıları vardı. Bunların arasında, Ensar ve Muhacirler'den İmam Ali'ye uyarak Kûfe'ye yerleşen, Resulüllah'ın sahabeleri de vardı. Resûlullah ile birlikte olduklarından dolayı bu kimselerin halk arasında saygın makamları ve yüksek mevkileri vardı. Bunların hükümet merkezindeki sayıları diğer merkezlere göre daha fazlaydı. Bunların bazıları Kays b. Said b. Ubade, Hucr b. Adiyy, Amr b. Hamık el-Huzai, Said b. Kays el-Hamdani, Habib b. Mezahir, Adiyy b. Hatem, Ziyad b. Sa'saa'dır. Görüldüğü gibi Kûfe Hz. Hasan'ın hilafet döneminde böyle karışık bir manzara arz ediyordu. (Razi Ali Yasin, İmam Hasan'ın Barışı, s. 92-95).
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020