Son günlerde öyle ilginç ve trajikomik olaylarla karşılaşıyoruz ki; eskiden masallarda söylenen şeyler gerçek olmaya başladı. Hikaye edilir; eskiden yaşanan bir krallık devrinde, memlekette kıtlık olmuş. Halk sokaklara dökülmüş, sarayın önünde toplanarak; "ekmek isteriz" diye bağırmaya başlamışlar. Kalabalığın gittikçe çoğalıp, sesini yükseltmesinden kral rahatsız olmuş. Sormuş; - "Bu halk ne istiyor" diye. Vezirler;- "Halk ekmek bulamıyormuş, ekmek isteriz, diye bağırıyorlar" deyince, Kral;- "Bundan kolayı ne var. O zaman pasta yesinler" demiş?Memlekette işsizlik, açlık, yokluk, her gün şekil değiştirerek artmaktayken, son krizin adı "pirinç" oldu. Pirinç fiyatları % 175 artınca, her şeye pratik (!) çözüm bulan AKP Hükümetinin Tarım Bakanı Mehdi Eker'den ilginç bir çağrı geldi; "Pirinç yemeyin. Ya da bulgur yeyin"."Ekmek bulamayan pasta yesin" gibi bir ifadedir bu? AKP iktidarında masallarda dinlediğimiz şeyler de gerçek oluyor.İktidar mensupları, devlet yetkilileri, aslında pirinç konusunda piyasada bir darlık, kıtlık olmadığını dile getiren, piyasada fırsatçılık ve karaborsa zemini oluşturulmak isteyen spekülatörler olduğunu, hatta ve hatta; "gemilerde bekletilen ithalatçı firmalara ait pirinçler" olduğunu, televizyonlardan söyleyecek kadar pişkinlik edenlere rastlıyoruz. Halk aç kalmış, pek de mühim değil "yemesinler efendim."Onlara göre çok büyük bir sorun yok. Halbuki sorunlar çığ gibi büyümekte, bugün pirinç, yarın başka sorunlar kapıda? Sorunlar yumağına ayağı iyiden iyiye dolaşan AKP iktidarının, bu sefer de pirincine taş karıştı. Ayıklayın pirincin taşını ayıklayabilirseniz..! Yaşanan son gıda (pirinç) krizi senelerdir, uygulanan yanlış tarım politikalarının neticesidir. Hiçbir tehlike "davul zurna ile geliyorum" demez ama tarımda gelinecek bu tehlikeleri bilenler haber vermişti. Kimse kendi beceriksizliklerini sihirli sığınak "küresel" dedikoduların arkasına saklanarak gizlemesin.Bu sebeple; 'Tarımın bir ülkenin bağımsızlığında çok önemli bir yer tuttuğunu, dışa bağımlı politikalarla tarımımızın bitirileceğini, bu sebeple mutlaka kendine yeter hale gelmemizi' sürekli dile getiren Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ne kadar haklı olduğunu görmekteyiz. Çözümsüzlükte ısrar etmek kimseye bir yarar sağlamayacağı gibi, geçen zamanların telafisinin de mümkün olmayacağı günler kapıdadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Hüseyin Baş’tan Türkiye’de ‘siyasi kaos’ uyarısı / 27.12.2025
- Asıl pehlivan nefsini yenendir / 26.12.2025
- Rağbet edenin rahmet bulacağı Regaip Gecesi / 25.12.2025
- Recep ayında kılınan namaz hakkında / 24.12.2025
- Üç ayların eşiğinde, Recep ayı / 22.12.2025
- Nefsin üç karanlık yüzü / 21.12.2025
- Asgari ücret tartışmaları ve görmezden gelinen gerçek / 20.12.2025
- Haset, iyiliği yakan gizli ateştir / 19.12.2025
- Münafığın vasıfları ve tehlikeleri / 18.12.2025
- İbadet ve güzel ahlâk kulluğun ayrılmaz parçalarıdır / 17.12.2025
- Asıl pehlivan nefsini yenendir / 26.12.2025
- Rağbet edenin rahmet bulacağı Regaip Gecesi / 25.12.2025
- Recep ayında kılınan namaz hakkında / 24.12.2025
- Üç ayların eşiğinde, Recep ayı / 22.12.2025
- Nefsin üç karanlık yüzü / 21.12.2025
- Asgari ücret tartışmaları ve görmezden gelinen gerçek / 20.12.2025
- Haset, iyiliği yakan gizli ateştir / 19.12.2025
- Münafığın vasıfları ve tehlikeleri / 18.12.2025
- İbadet ve güzel ahlâk kulluğun ayrılmaz parçalarıdır / 17.12.2025





























































































