Bir milletin namuslu bir varlığa ve şerefli bir hayata sahip olabilmesi için, öncelikle o milletin her şeyin üstünde tuttuğu özel bir niteliğe, milli bir benliğe sahip olması gerekir. Zira; milletlerin hayatı ve varlığı, millet olma benliklerini korumalarıyla doğru orantılıdır.
Milli benlik, vatanın bütünlüğünün, milletin birlik ve beraberliğinin, devletin bağımsızlığının temel harcıdır. Gücünü; milletin can damarı olan milli ve manevi değerlerinden aldığı için, milli kimlik ve şuurunu kaybetmiş milletlerin hayatta kalmaları mümkün olamamaktadır. Böyle milletler ya tarih sahnesinden silinmişlerdir yahut da başka milletlerin boyunduruğu altında asimile olmuşlardır.
Benliğini, kimliğini koruyamayan milletlerin uluslararası ilişkilerde nasıl eriyip gittiklerine tarih, acı örnekler ile şahittir. Nitekim; 800 yıllık Endülüs İslam medeniyetinden bugün bir iz bile kalmamıştır. Bulgar ve Macarların soy bakımından Türk oldukları kaydedilse de, milli benliklerini yitirdikleri için bu toplumlar asimile olmuşlardır... Bilinmelidir ki, dünya sahnesinden silinmek istenen milletlerin öncelikle öz benliğini oluşturan değerlerlerinin yozlaştırılmasıyla işe başlanmıştır. İnancı, tarihi, örfü, geleneği, bağımsızlığı, vatanı, bayrağı, etrafında ciddi tahribatlar yapılan; milli karakteri sarsıntıya uğrayan milletlerin kendiliğinden bölünüp parçalanmaları sağlanmıştır.
Esasen, bir topluluğun millet sayılabilmesi o kadar kolay da değildir; dillere destan bir tarih gerektir; şefkatle merhametin beslediği yüksek bir ruh gerektir; canın ve kanın suladığı bir vatan gerektir; müşterek sevincin, rahmetin, bereketin koruyup yücelttiği bir gelenek; bir kültür, bir inanç gerektir... Kahramanlık gerektir, fedakârlık gerektir, çile ve alınteri gerektir; tüm insanlığa örnek bir insan, çağları aşan bir medeniyet gerektir ki; millete millet densin!..
Müslüman-Türk Kimliği ile aziz milletimiz ise, tarihin her dönem ve devrinde insanlığa örnek olmuş medenî bir millettir. Çünkü, Türk milletinin inanç atmosferi ve sahip olduğu insanlık vasıfları, dünyanın hiç bir milletinde yoktur. Çünkü; Müslüman-Türk merttir, yiğittir, alperendir, vatanperverdir, dürüsttür, izzet-i nefis sahibidir, namus ve haysiyet timsalidir, hürriyetinden asla ödün vermeyen şerefli bir karaktere ve bağımsız yaşama arzusuna sahiptir. Çünkü, Türk Milleti; ne kadar zengin ve müreffeh olunursa olunsun, milli benliğinden ve bağımsızlığından mahrum bir milletin insanlık âlemi karşısında uşak olmaktan kendini kurtaramayacağını çok iyi bilmektedir..
Bu itibarla, yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize verilecek eğitimin niteliğinin her şeyden önce Türkiye'nin istiklaline, milli benliğine ve milli geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele lüzumu öğretilmelidir. Çünkü, böyle bir mücadelenin gerektirdiği yüksek ruhla donatılmayan fertler ve böyle fertlerden meydana gelmiş toplumlarda hayat ve istiklal yoktur. Çünkü, Türk Milleti haysiyetine düşkün, izzet-i nefis sahibi, kabiliyeti yüksek ve büyüktür. Ve bu millet esir yaşamaktansa yok olmayı yeğlemektedir.
Milli benlik, vatanın bütünlüğünün, milletin birlik ve beraberliğinin, devletin bağımsızlığının temel harcıdır. Gücünü; milletin can damarı olan milli ve manevi değerlerinden aldığı için, milli kimlik ve şuurunu kaybetmiş milletlerin hayatta kalmaları mümkün olamamaktadır. Böyle milletler ya tarih sahnesinden silinmişlerdir yahut da başka milletlerin boyunduruğu altında asimile olmuşlardır.
Benliğini, kimliğini koruyamayan milletlerin uluslararası ilişkilerde nasıl eriyip gittiklerine tarih, acı örnekler ile şahittir. Nitekim; 800 yıllık Endülüs İslam medeniyetinden bugün bir iz bile kalmamıştır. Bulgar ve Macarların soy bakımından Türk oldukları kaydedilse de, milli benliklerini yitirdikleri için bu toplumlar asimile olmuşlardır... Bilinmelidir ki, dünya sahnesinden silinmek istenen milletlerin öncelikle öz benliğini oluşturan değerlerlerinin yozlaştırılmasıyla işe başlanmıştır. İnancı, tarihi, örfü, geleneği, bağımsızlığı, vatanı, bayrağı, etrafında ciddi tahribatlar yapılan; milli karakteri sarsıntıya uğrayan milletlerin kendiliğinden bölünüp parçalanmaları sağlanmıştır.
Esasen, bir topluluğun millet sayılabilmesi o kadar kolay da değildir; dillere destan bir tarih gerektir; şefkatle merhametin beslediği yüksek bir ruh gerektir; canın ve kanın suladığı bir vatan gerektir; müşterek sevincin, rahmetin, bereketin koruyup yücelttiği bir gelenek; bir kültür, bir inanç gerektir... Kahramanlık gerektir, fedakârlık gerektir, çile ve alınteri gerektir; tüm insanlığa örnek bir insan, çağları aşan bir medeniyet gerektir ki; millete millet densin!..
Müslüman-Türk Kimliği ile aziz milletimiz ise, tarihin her dönem ve devrinde insanlığa örnek olmuş medenî bir millettir. Çünkü, Türk milletinin inanç atmosferi ve sahip olduğu insanlık vasıfları, dünyanın hiç bir milletinde yoktur. Çünkü; Müslüman-Türk merttir, yiğittir, alperendir, vatanperverdir, dürüsttür, izzet-i nefis sahibidir, namus ve haysiyet timsalidir, hürriyetinden asla ödün vermeyen şerefli bir karaktere ve bağımsız yaşama arzusuna sahiptir. Çünkü, Türk Milleti; ne kadar zengin ve müreffeh olunursa olunsun, milli benliğinden ve bağımsızlığından mahrum bir milletin insanlık âlemi karşısında uşak olmaktan kendini kurtaramayacağını çok iyi bilmektedir..
Bu itibarla, yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize verilecek eğitimin niteliğinin her şeyden önce Türkiye'nin istiklaline, milli benliğine ve milli geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele lüzumu öğretilmelidir. Çünkü, böyle bir mücadelenin gerektirdiği yüksek ruhla donatılmayan fertler ve böyle fertlerden meydana gelmiş toplumlarda hayat ve istiklal yoktur. Çünkü, Türk Milleti haysiyetine düşkün, izzet-i nefis sahibi, kabiliyeti yüksek ve büyüktür. Ve bu millet esir yaşamaktansa yok olmayı yeğlemektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Oğuz Köroğlu / diğer yazıları
- Nereden geldiğini unutma ki Nereye gideceğini unutmayasın / 22.01.2012
- İmam Hüseyin'in şehadetine ağlamak / 06.12.2011
- "Ben Kerbelâ şehidiyim" / 05.12.2011
- İmam Hüseyin'in kıyamı ve şehadeti / 04.12.2011
- İmam Hüseyin'in kıyamı ve şehadeti / 02.12.2011
- Türk Milleti'ne açık mektup / 11.06.2011
- Milli Ekonomi Modeli mutlaka meclise girmeli / 10.06.2011
- Prof. Dr. Haydar Baş'ın projeleri iktidar olmalıdır / 09.06.2011
- Baba devlete giden yol: Milli Ekonomi Modeli / 08.06.2011
- Küresel oyunları bozacak tek lider: Prof. Dr. Haydar Baş / 04.06.2011
- İmam Hüseyin'in şehadetine ağlamak / 06.12.2011
- "Ben Kerbelâ şehidiyim" / 05.12.2011
- İmam Hüseyin'in kıyamı ve şehadeti / 04.12.2011
- İmam Hüseyin'in kıyamı ve şehadeti / 02.12.2011
- Türk Milleti'ne açık mektup / 11.06.2011
- Milli Ekonomi Modeli mutlaka meclise girmeli / 10.06.2011
- Prof. Dr. Haydar Baş'ın projeleri iktidar olmalıdır / 09.06.2011
- Baba devlete giden yol: Milli Ekonomi Modeli / 08.06.2011
- Küresel oyunları bozacak tek lider: Prof. Dr. Haydar Baş / 04.06.2011