Antalya'da 'Atatürk vatandır' coşkusu
Atatürk Vatandır Sempozyumu'yla her hafta sonu farklı bir şehirde oluşan coşku bu defa Antalya'da yaşandı. Atatürk'ün tüm yönleriyle anlatıldığı sempozyumda konuşan Selim Kotil, "Dün Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkması neyse Prof. Dr. Haydar Baş'ın Hoş Geldin Atatürk eseriyle çıkışı aynı manayı taşıyor" dedi.
04.12.2017 00:00:00
YENİ MESAJ/ANTALYA
Yeni Mesaj Gazetesi tarafından her hafta sonu farklı bir kentte 'Atatürk Vatandır' sempozyumu düzenleniyor. Bu haftaki adres Antalya oldu.
Açılış konuşmasını Yeni Mesaj Gazetesi Genel Koordinatörü Sabri Terzi'nin yaptığı sempozyum iki oturum halinde yapıldı.
Fuat Şengül başkanlığında yapılan ilk oturumda Dr. Abdullah Terzi, Yardımcı Doçent Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, Lütfullah Önder, Hasan Aydın ve Mehmet Emin Koç konuştu.
İkinci oturuma ise Prof. Dr. Ünal Emiroğlu başkanlık yaptı. Bu oturumda da Selim Kotil, Harun Kayacı, Ahmet Erimhan ve Muharrem Bayraktar konuştu.
'Atatürk'ü anlamak için onu yaşamak gerek'
Sempozyumdaki konuşmasında Prof. Dr. Haydar Baş'ın Hoş Geldin Atatürk kitabına dikkat çeken Selim Kotil, "Bu eserde Prof. Dr. Haydar Baş, "gerçek Atatürk'ü anlatıyor" dedi ve şöyle devam etti: "Dün Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkması neyse -ileride göreceksiniz- Hoş Geldin Atatürk eseriyle Prof. Dr. Haydar Baş'ın çıkışı aynı manayı taşıyor. Mustafa Kemal'i en yakınları bile anlamadı. Halide Edip Adıvar 'paşam yapamayız, edemeyiz. Amerikan mandası olalım' diyor. Bu şartlarda Mustafa Kemal 'yapacaklarımı vicdanımda sakladım' diyor. Rauf Orbay'ın dediği gibi, 'Biz olmasaydık o yine muvaffak olurdu ama o olmasaydı biz hiçbir şey yapamazdık.' Mustafa Kemal'i anlamak için önce onunla aynı duyguları yaşamak lazım. Gerçek Atatürk'ü o duyguları yaşayan Prof. Dr. Haydar Baş anlatabilirdi. O yüzden Atatürk'ün hayatına bakarsanız Prof. Haydar Baş'ın hayatını bulursunuz. Haydar Baş'ın hayatına bakarsanız gerçek Mustafa Kemal'i bulursunuz."
'Yazıklar olsun sana Murat Bardakçı'
Antalya'da ki Atatürk Vatandır Sempozyumunun kapanış konuşmasını Yeni Mesaj Gazetesi başyazarı Muharrem Bayraktar yaptı. "Murat Bardakçı Atatürk'ün ateist olduğunu, Kuran'a saygısının olmadığını iddia ediyor" diyen Bayraktar, "Şimdi bakın Prof. Dr. Haydar Baş'ın Hoş Geldin Atatürk kitabının 58. sayfasında yer alan Kazım Yıldırım'ın hatırasını okuyorum. Yıldırım dedesi Emin hocadan anlatıyor, 'İstiklal mahkemeleri kurulunca Atatürk'ün hocaları topladığı haberi geliyor. Dedem de gideceğini söyleyince etrafındakiler 'sakın ha gitme, Atatürk seni asar' diyorlar. Dedem de 'Atatürk çağırdıysa assa da giderim' diyor ve Adana'dan Ankara'ya gidiyor. Onu çağıranlar yere Kuran-ı Kerim koymuşlar. Dedeme ve yanındakilere atlayın bunun üzerinden diyorlar. Dedem emin hoca da 'ben Kuran-ı Kerim'in üzerinden atlamam' diyor. Mustafa Kemal'in ekibi ise 'ya atlarsın ya da kelleni alırız' diyor. Dedem de 'ne yaparsanız yapın ben atlamam' diyor. O zaman diyorlar ki 'tamam sen iyi bir hocasın, geç bu tarafa kazandın sınavı...' Değerli arkadaşlar Atatürk, korkup da Kuran-ı Kerim'in üzerinden atlayan hocaları yanından kovup ekibine almıyordu. Kelleyi koltuğa alıp 'ben Kuran-ı Kerim'e saygısızlık yapmam' diyen hocalarla yürümüştür O. Sen ondan sonra diyorsun ki, Atatürk Kuran-ı Kerim'e saygısızlık yaptı. Yazıklar olsun senin bardağına da tarağına da! Sen baban İlhan Bardakçı'dan utan. Onun babası değerli bir tarihçiydi. Onun değerli belgeleri vardı ama oğlunun belgelerini tuvalet kâğıdı yerine koymuyorum. Yazıklar olsun!" dedi.
'Cübbeli bile Atatürkçü oldu'
"Bunun yanında Cübbeli var, başka bir şey demeye gerek var mı!" diyen Bayraktar, "Neymiş, nalını şerif yapıyormuş, alan cennete girermiş, kefen yapmış bunu giyenleri ateş almaz vs. Şimdi Cübbeli bile Atatürkçü oldu. İzmir'i bilmem kim almış. Yahu kim bu bilmem kim. Atatürk'ün adını bile ağzına almıyordu. 'İzmir'i tefriciyeler kurtardı' diyordu. Nedir tefriciye, bir çeşit dua yani. İzmir'i Atatürk kurtardı diyemeyecek kadar Atatürk'e uzak olan bir insan, şimdi cemaatine Atatürk'e 5 vakit namazda dua edin diyor. Senin duan kabul olur mu? Sen Suriye'ye bu kadar beddua etmiş bir insansın. İşte Murat Bardakçı bu isimlerle beraber" şeklinde konuştu.
Yeni Mesaj Gazetesi tarafından her hafta sonu farklı bir kentte 'Atatürk Vatandır' sempozyumu düzenleniyor. Bu haftaki adres Antalya oldu.
Açılış konuşmasını Yeni Mesaj Gazetesi Genel Koordinatörü Sabri Terzi'nin yaptığı sempozyum iki oturum halinde yapıldı.
Fuat Şengül başkanlığında yapılan ilk oturumda Dr. Abdullah Terzi, Yardımcı Doçent Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, Lütfullah Önder, Hasan Aydın ve Mehmet Emin Koç konuştu.
İkinci oturuma ise Prof. Dr. Ünal Emiroğlu başkanlık yaptı. Bu oturumda da Selim Kotil, Harun Kayacı, Ahmet Erimhan ve Muharrem Bayraktar konuştu.
'Atatürk'ü anlamak için onu yaşamak gerek'
Sempozyumdaki konuşmasında Prof. Dr. Haydar Baş'ın Hoş Geldin Atatürk kitabına dikkat çeken Selim Kotil, "Bu eserde Prof. Dr. Haydar Baş, "gerçek Atatürk'ü anlatıyor" dedi ve şöyle devam etti: "Dün Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkması neyse -ileride göreceksiniz- Hoş Geldin Atatürk eseriyle Prof. Dr. Haydar Baş'ın çıkışı aynı manayı taşıyor. Mustafa Kemal'i en yakınları bile anlamadı. Halide Edip Adıvar 'paşam yapamayız, edemeyiz. Amerikan mandası olalım' diyor. Bu şartlarda Mustafa Kemal 'yapacaklarımı vicdanımda sakladım' diyor. Rauf Orbay'ın dediği gibi, 'Biz olmasaydık o yine muvaffak olurdu ama o olmasaydı biz hiçbir şey yapamazdık.' Mustafa Kemal'i anlamak için önce onunla aynı duyguları yaşamak lazım. Gerçek Atatürk'ü o duyguları yaşayan Prof. Dr. Haydar Baş anlatabilirdi. O yüzden Atatürk'ün hayatına bakarsanız Prof. Haydar Baş'ın hayatını bulursunuz. Haydar Baş'ın hayatına bakarsanız gerçek Mustafa Kemal'i bulursunuz."
'Yazıklar olsun sana Murat Bardakçı'
Antalya'da ki Atatürk Vatandır Sempozyumunun kapanış konuşmasını Yeni Mesaj Gazetesi başyazarı Muharrem Bayraktar yaptı. "Murat Bardakçı Atatürk'ün ateist olduğunu, Kuran'a saygısının olmadığını iddia ediyor" diyen Bayraktar, "Şimdi bakın Prof. Dr. Haydar Baş'ın Hoş Geldin Atatürk kitabının 58. sayfasında yer alan Kazım Yıldırım'ın hatırasını okuyorum. Yıldırım dedesi Emin hocadan anlatıyor, 'İstiklal mahkemeleri kurulunca Atatürk'ün hocaları topladığı haberi geliyor. Dedem de gideceğini söyleyince etrafındakiler 'sakın ha gitme, Atatürk seni asar' diyorlar. Dedem de 'Atatürk çağırdıysa assa da giderim' diyor ve Adana'dan Ankara'ya gidiyor. Onu çağıranlar yere Kuran-ı Kerim koymuşlar. Dedeme ve yanındakilere atlayın bunun üzerinden diyorlar. Dedem emin hoca da 'ben Kuran-ı Kerim'in üzerinden atlamam' diyor. Mustafa Kemal'in ekibi ise 'ya atlarsın ya da kelleni alırız' diyor. Dedem de 'ne yaparsanız yapın ben atlamam' diyor. O zaman diyorlar ki 'tamam sen iyi bir hocasın, geç bu tarafa kazandın sınavı...' Değerli arkadaşlar Atatürk, korkup da Kuran-ı Kerim'in üzerinden atlayan hocaları yanından kovup ekibine almıyordu. Kelleyi koltuğa alıp 'ben Kuran-ı Kerim'e saygısızlık yapmam' diyen hocalarla yürümüştür O. Sen ondan sonra diyorsun ki, Atatürk Kuran-ı Kerim'e saygısızlık yaptı. Yazıklar olsun senin bardağına da tarağına da! Sen baban İlhan Bardakçı'dan utan. Onun babası değerli bir tarihçiydi. Onun değerli belgeleri vardı ama oğlunun belgelerini tuvalet kâğıdı yerine koymuyorum. Yazıklar olsun!" dedi.
'Cübbeli bile Atatürkçü oldu'
"Bunun yanında Cübbeli var, başka bir şey demeye gerek var mı!" diyen Bayraktar, "Neymiş, nalını şerif yapıyormuş, alan cennete girermiş, kefen yapmış bunu giyenleri ateş almaz vs. Şimdi Cübbeli bile Atatürkçü oldu. İzmir'i bilmem kim almış. Yahu kim bu bilmem kim. Atatürk'ün adını bile ağzına almıyordu. 'İzmir'i tefriciyeler kurtardı' diyordu. Nedir tefriciye, bir çeşit dua yani. İzmir'i Atatürk kurtardı diyemeyecek kadar Atatürk'e uzak olan bir insan, şimdi cemaatine Atatürk'e 5 vakit namazda dua edin diyor. Senin duan kabul olur mu? Sen Suriye'ye bu kadar beddua etmiş bir insansın. İşte Murat Bardakçı bu isimlerle beraber" şeklinde konuştu.