AKP ve CHP’nin ortak hedefi

Öngörü, basiret, feraset, Furkan sahibi diye kavramlar vardır kültürümüzde. Dünden, tarihten ders almak diye tabirlerde vardır. Bir bilene sor, diye ilahi emir de vardır.

Hele insanları yönlendiren kişilerin bu değerlerin tamamına ihtiyacı vardır. 

Hadi hepsini geçtik, diyelim! Düşmanlıklarını açıkça itiraf var, işgal hedefleri de açıkça dile getiriyorlar, tehditler var. Güncel haritalarında bile bize yer vermiyorlar. 

Haliyle ülkemizi yönetenlere, yönetme hedefinde olanlara sormak istiyorum; Hala batıyı, diğer ifadeyle haçlıyı, bir diğer ifadeyle emperyalistleri tanıyamadınız mı?

Bu batı hayranlığınızın, güveninizin, teslimiyetinizin sebebi nedir? Ortaklık mı, korkaklık mı?

Daha net sorayım; Haçlı Batının, Türkiye üzerindeki hedeflerini AKP ve CHP'yi yönetenler bilmiyor mu?

Haç ile Hilal'in tarih, kültür, inanç ve medeniyet olarak asla bir araya gelmeyeceği gerçeğini Sayın Erdoğan ve Sayın Kılıçdaroğlu bilmiyor mu?

Diğer taraftan, 'Biz, Viyana kapılarına dayanmış, bir mektupla batıda dans yasaklatmış bir ecdadın torunlarımız' deyip, Avrupa'ya bu denli sadakatin bir açıklaması var mı?

Ya! 'Biz, emperyalistleri dize getirmiş, yedi düveli dize getirmiş Atatürk'ün partisiyiz, Mustafa Kemal'in askerleriyiz' deyip de her alanda referansı batıda arayanları nasıl tarif etmeliyiz?

Bakın! Sayın Erdoğan'ın 18 yıldır değişmeyen tek söylemi; 'AB, nihai hedefimizdir' cümlesidir.

Sayın Kılıçdaroğlu'nun; 'AB, temel hedefimizdir' cümlesini de yan yana getirdiğimizde aralarında ki fark nedir?

Birisi din, iman, Kur'an diyor. Diğer demokrasi, hukuk, Atatürk, diyor. Sonra ikisi de yüzünü batıya dönüyor. 

Bu nasıl çelişkidir Ya Rabbi? 

Bir soru sorayım; Coğrafyamızda hesabı olmayan kaç AB devleti var?

Örneğin Güneydoğu'da, İsrail'in hesabı var. Amerika'nın da hesabı var. Fransa'nın, İngiltere'nin hesabı var. 

Trakya'ya da, İstanbul'da devlet olarak Yunanistan'ın, inanç olarak Hıristiyan dünyasının ortak hedefi ve hesabı var. 

Ege'de, Akdeniz'de Yunanın, Rumların, İtalyanların, Fransızların hesabı var. 

Karadeniz'de, Doğu Anadolu'da Ermenilerin, Rumların, Rusların hesabı var.

Hayır, böyle bir şey yok, diyebilecek bir tek kişi var mı? 

Öyleyse bu hedefin, sadakatin, teslimiyetin bir başka adı olmalıdır! Korkaklık mı, ortaklık mı yoksa vefa borç mu?

(Allah'ın selamı üzerine olsun) Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız yıllarca Haçlı Batının ülkemiz, milletimiz ve İslam coğrafyası üzerine oynadığı oyunları,  planları yazdı, anlattı. Siyaseten devlet yöneticilerini, itikaden de milletimizi uyardı. 

Bakın Baş Hocamız; "Talep enflasyon sadece mallarda olmuyor. Ülkelerin de enflasyonu var. Bizim bulunduğumuz coğrafya bizi öyle bir noktaya taşıdı ki, bize talep fazla oldu. Türkiye'ye talep fazla" diyordu merhum Prof. Dr. Haydar Baş hocamız ve devam ediyordu;

"Biz farklı bir coğrafyadayız. Allah bizi öyle bir yere koydu ki, Avrupa'nın, Ortadoğu'nun, Türk-İslam dünyasının, Rusya'nın bir noktada şalterleri bize bağlı.

İşte bunun için bizde düğmeye basıldığı zaman Balkanlar harekete geçiyor, Avrupa harekete geçiyor, Asya harekete geçiyor, Uzakdoğu harekete geçiyor, Türk Cumhuriyetleri harekete geçiyor. 

Cenab-ı Hak, bizi enteresan bir coğrafyaya koydu. Dengemiz çok farklı. Farklı olan bu coğrafi yapıya bütün gözler, dost gibi görünse de maalesef "kem nazarla" bakıyor. İşte asıl mesele de bu bakışlara bağlı.

Ben şahsen, Türk Milleti ile kendi milletimizin dışında dost olacak bir millet bulacağımızı hiç zannetmiyorum." 

Bu gerçeği artık herkesin anlaması lazım. Ona göre bir duruş göstermesi lazım. Yoksa bu hedefin neticesi işgaldir, değerlerinin tamamını kaybetmiş bir millettir.

Anlamayanlara, Prof. Dr. Haydar Baş'ın şu sözünü hatırlatalım: "Biz, hicretini tamamlamış bir milletiz. Türkler, Türkiyeli değildir. Türkiye, Türklerindir."  

Kendine gelme vakti gelmedi mi Türk milleti?