Şanlıurfa'da, 1996 yılında sezaryenle doğum sırasında verilen kandan, bebeğiyle birlikte AIDS hastalığına yakalanan Müzeyyen Işıkgöz, ishal ve mide bulantılarının artması üzerine eşi Sedat Işıkgöz tarafından Ankara'ya götürüyor.
Siverek İlçesi'nde yaşayan Müzeyyen Işıkgöz, 3 gün önce fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Tifo ve burusella teşhisi konulan Müzeyyen Işıkgöz, dün sabah yeniden rahatsızlanınca, Ankara Numune Hastanesi'ne sevk edildi.
Sedat Işıkgöz, 3 gün önce rahatsızlanan eşine tifo ve burusella teşisi konulduğunu ve verilen ilaçları düzenli kullanmalarına karşın, eşinin durumunda iyileşme görülmediğini söyledi.
Kimse ilgilenmiyor
Işıkgöz, eşini hastaneye yatırmak istediğini, ancak hiç kimsenin kendileriyle ilgilenmediğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Eşimde, aşırı ishal ve kusma var. Sabah da çok ağırlaştı. Ben de Ankara'ya götürmeye karar verdim. Param olmadığı için Sağlık Müdürlüğü'nden ambulans, kaymakamlıktan uçak bileti parası istedim vermediler. Kendi çabanla götür dediler. Ben de komşularımdan aldığım borç para ile eşimi otobüsle götürmeye karar verdim. Sağlık Bakanlığı ve Kızılay, ocağımı söndürdü. Kızım Rukiye öldü. Eşim Müzeyyen ölmek üzere. Oğlum İbrahim Halil ve ben perişan durumdayız. Son çare olarak Ankara'ya gidiyoruz."
Devlet tazminatı ödemiyor
Şanlıurfa Doğumevi'nde 1996 yılında sezaryenle doğum yaptığı sırada Şanlıurfa Kızılay Kan Merkezi'nden verilen kanın kullanılması sonucu, Müzeyyen ve kızı Rukiye Işıkgöz AIDS'e yakalanmış, Rukiye Işıkgöz yaklaşık 1.5 yıl önce ölmüştü.
Şanlıurfa 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen dava sonuçlanmış, Sağlık Bakanlığı ve Kızılay Genel Müdürlüğü'nün, Işıkgöz ailesine, 142 milyar 500 milyon maddi, 10 milyar lira da manevi tazminat ödenmesine karar verilmişti. Ancak ne Sağlık Bakanlığı ne de Kızılay, şimdiye kadar sözkonusu tazminatı ödemeye yanaşmadı.
Siverek İlçesi'nde yaşayan Müzeyyen Işıkgöz, 3 gün önce fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Tifo ve burusella teşhisi konulan Müzeyyen Işıkgöz, dün sabah yeniden rahatsızlanınca, Ankara Numune Hastanesi'ne sevk edildi.
Sedat Işıkgöz, 3 gün önce rahatsızlanan eşine tifo ve burusella teşisi konulduğunu ve verilen ilaçları düzenli kullanmalarına karşın, eşinin durumunda iyileşme görülmediğini söyledi.
Kimse ilgilenmiyor
Işıkgöz, eşini hastaneye yatırmak istediğini, ancak hiç kimsenin kendileriyle ilgilenmediğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Eşimde, aşırı ishal ve kusma var. Sabah da çok ağırlaştı. Ben de Ankara'ya götürmeye karar verdim. Param olmadığı için Sağlık Müdürlüğü'nden ambulans, kaymakamlıktan uçak bileti parası istedim vermediler. Kendi çabanla götür dediler. Ben de komşularımdan aldığım borç para ile eşimi otobüsle götürmeye karar verdim. Sağlık Bakanlığı ve Kızılay, ocağımı söndürdü. Kızım Rukiye öldü. Eşim Müzeyyen ölmek üzere. Oğlum İbrahim Halil ve ben perişan durumdayız. Son çare olarak Ankara'ya gidiyoruz."
Devlet tazminatı ödemiyor
Şanlıurfa Doğumevi'nde 1996 yılında sezaryenle doğum yaptığı sırada Şanlıurfa Kızılay Kan Merkezi'nden verilen kanın kullanılması sonucu, Müzeyyen ve kızı Rukiye Işıkgöz AIDS'e yakalanmış, Rukiye Işıkgöz yaklaşık 1.5 yıl önce ölmüştü.
Şanlıurfa 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen dava sonuçlanmış, Sağlık Bakanlığı ve Kızılay Genel Müdürlüğü'nün, Işıkgöz ailesine, 142 milyar 500 milyon maddi, 10 milyar lira da manevi tazminat ödenmesine karar verilmişti. Ancak ne Sağlık Bakanlığı ne de Kızılay, şimdiye kadar sözkonusu tazminatı ödemeye yanaşmadı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.