Bu hafta Ahilik ve kültür haftasıdır. Ahilik müessesi günümüzde varlığını yitirmiş olsa da her yıl Ekim ayının ikinci haftası "Ahilik ve Kültür haftası" olarak kutlanmaktadır. Ahilik, Anadolu'nun kültür birliğine ulaşmasında etkili olan kurumların başında gelir. Anadolu'ya Yesevi dervişleri ile birlikte gelen Ahiler, meslek sahibi olmaları nedeniyle daha çok şehir merkezlerine yerleşmeyi tercih etmişlerdir. Ahilik, bir meslek örgütü olmasının yanında, manevi terbiye ocağıdır. Ahi Evren hazretleri, İran'ın Hoy şehrinde, 1169'da doğmuştur. 1220'li yıllarda Moğol istilasında Anadolu'ya gelmiş, Konya'ya yerleşmiştir. Şems Tebriz-i hazretlerine biat edip manevi eğitimini ondan almıştır. Daha sonra Kırşehir'e yerleşip, tekke ve zaviyelerini burada inşa etmiştir. İnsanlığa maddi-manevi hizmetlerine burada devam etmiş, 01 Nisan 1261 tarihinde Kırşehir'de ölmüştür. Tekke ve zaviyenin bulunduğu külliye daha sonraları "Ahi Evren Camii" olarak hizmete açılmış olup, türbesi burada bulunmaktadır. Ahilikle alakalı birkaç temel bilgi vermeye çalışalım: "Ahilikte temel ilke, üye olanların birbirine mutlak eşitliğidir. Üyelerin arsında kardeşliğin tesisi en temel ilkedir. Ancak, küçükten büyüğe doğru bir saygı silsilesi mevcuttur. Ahiliğe girmek isteyen kişinin, başka bir Ahi tarafından önerilmesi gerekmektedir. Küçültücü işlerle uğraşanlar, çevresinde olumsuz tanınanlar, fitne fesat çıkarabilecekler, Ahi olamazlar. Örneğin, hırsızlık, adam öldürme, vs. yüz kızartıcı suç işleyenler kesinlikle Ahiliğe alınmazlar." "Ahi olmak için bir meslek ya da sanat sahibi olma zorunluluğu yoktur. Ahi zaviyelerine işçi ve çıraklardan başka, öğretmenler, müderrisler, kadılar, hatipler, vaizler, emirler, yani bölgenin saygılı ve ulu kişileri devam ederdi. Ahiliğe kabul şartı, iyi ahlaklılık, yardım severlik ve cömertlik olduğundan teşkilata girenler, temiz, ahlaklı ve iyiliksever kişilerdi. Ahiler arasından adil yöneticiler, tabipler, valiler, komutanlar, müderrisler ve kadılar yetişmiştir." Çünkü Ahi dergâhlarında sadece mesleki eğitim verilmeyip, ahlaki eğitimde verilmekteydi. "Ahiliğe giriş özel bir törenle ile olur. Törende Ahi adayına "Şed" kuşandırılır ve tüm insanlara karşı sevgi dolu, saygılı olması, doğruluktan ayrılmaması öğütlenir. Ahiliğe ilk girenden kesin bağlılık ve sonsuz itaat istenir. Ahi olacak kişinin mutlaka Müslüman olması da gerekmektedir. Ahilikte bilgi edinme, sabır, ruhun arındırılması, sadakat, dostluk, hoşgörü gibi özelliklerin kazandırıldığı aşamalardan geçilir. Bu özelliklere sahip olmanın yanı sıra Ahiliğin önemli olan altı ilkesi mevcuttur. Bunlar: Elini açık tut, Sofranı açık tut, Kapını açık tut, Gözünü bağlı tut, Beline sahip ol, Diline sahip ol." "Ahilikte belli aşamalardan geçilir. Bu aşamalarda müride mesleki beceriler, tasavvuf ve dini bilgiler, okuma-yazma, Türkçe, Arapça, Farsça, müzik, matematik ve askeri bilgiler ile Ahiliğin anayasası niteliğindeki Fütüvvetname öğretilir. Ahilikte eğitiminde, dokuz kademeli bir sistem bulunmaktadır. Bunlar: Yiğit, Yamak, Çırak, Kalfa, Usta, Ahi, Halife, Şeyh, Şeyh ül Meşayıh." Ahi Evren yaşadığı dönemde ahlakla sanatın ahenkli birleşimi olan ahiliği öylesine itibarlı duruma getirmiştir ki, bu kurum yüzyıllar süresince bütün esnaf ve sanatkâra yön vermiş, onların işleyişini düzenlemiş, yeniçeriliğin kuruluşunda, önemli roller oynamış, devlet adamları bu kuruluşa girmeyi şeref saymışlardır. Bu bilgiler ışığında toplumun ihtiyaç duyduğu, dürüst esnaf, dürüst sanatkârın yetişmesi hiçte kolay olmadığını takdirlerinize sunuyorum. Şimdiki zamanımızda hangi esnaf ya da sanatkâr örgütüne girmek için bu şartlar aranmaktadır.Vergi mükellefi olabilen, vergisini düzenli ödeyebilen ve teknik bazı şartları yerine getirebilen her vatandaş müessese açabilmektedir. Hangi müessese açılmadan önce ahlakı yeterlilik istenmektedir. Bakın etrafınıza; alışveriş yaparken, tabir yerindeyse "kandırılmadan nasıl alışveriş yapabiliriz" diye endişe duyanlarla doludur. Eğer meslek gurupları kendi içinde Ahiliği devam ettirebilselerdi, insanların alışveriş yaparken emin olunmayanları içlerinde barındırmasaydı, bu hallere düşmezdik. Meslek gurupları, AB süreciyle bize ait her gelenek ve göreneklerimizin yok ettirilmeye çalışıldığı şu günlerde; Ahilik meselesine ne derece eğilebilir bilemem ama çözüm denenmiş ve meydandadır. Ahilik haftasında bütün esnaf ve sanatkâr müesseseleri "Ahilik geleneği" ile alakalı seminerler düzenlemelidir. Hiç olmazsa, Ahilik ile alakalı temel bilgiler üyelere hobi olarak sevdirilmeye çalışılmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Hüseyin Baş’tan Türkiye’de ‘siyasi kaos’ uyarısı / 27.12.2025
- Asıl pehlivan nefsini yenendir / 26.12.2025
- Rağbet edenin rahmet bulacağı Regaip Gecesi / 25.12.2025
- Recep ayında kılınan namaz hakkında / 24.12.2025
- Üç ayların eşiğinde, Recep ayı / 22.12.2025
- Nefsin üç karanlık yüzü / 21.12.2025
- Asgari ücret tartışmaları ve görmezden gelinen gerçek / 20.12.2025
- Haset, iyiliği yakan gizli ateştir / 19.12.2025
- Münafığın vasıfları ve tehlikeleri / 18.12.2025
- İbadet ve güzel ahlâk kulluğun ayrılmaz parçalarıdır / 17.12.2025
- Asıl pehlivan nefsini yenendir / 26.12.2025
- Rağbet edenin rahmet bulacağı Regaip Gecesi / 25.12.2025
- Recep ayında kılınan namaz hakkında / 24.12.2025
- Üç ayların eşiğinde, Recep ayı / 22.12.2025
- Nefsin üç karanlık yüzü / 21.12.2025
- Asgari ücret tartışmaları ve görmezden gelinen gerçek / 20.12.2025
- Haset, iyiliği yakan gizli ateştir / 19.12.2025
- Münafığın vasıfları ve tehlikeleri / 18.12.2025
- İbadet ve güzel ahlâk kulluğun ayrılmaz parçalarıdır / 17.12.2025




























































































