Uluslararası Adalet Divanı'nın kararından sonra Birleşmiş Milletler Genel Kurulu da İsrail'in Batı Şeria'da inşa ettiği duvarı yıkmasını istedi.
Uluslararası Adalet Divanı'nın kararı Kurul'da 6'ya karşı 150 oyla kabul edildi.
Peki şimdi ne olacak?
İsrail bu kararı uygulayacak mı?
Şaron Yönetimi kararın bağlayıcılığının bulunmadığını, tavsiye niteliğinde olduğunu söyleyerek bildiğini okuyacağını üstüne basa basa vurguladı.
Peki herhangi bir tecrit ya da yaptırım gelecek mi?
Daha önceki kararlarda olduğu gibi. Hayır.
Sözkonusu Filistin, İran, Irak ve Suriye gibi ülkeler olduğunda ayrı; Kuzey Kore, Ermenistan, Hindistan ve İsrail gibi ülkeler olduğunda ise daha ayrı uygulamalar yapılıyor.
Nükleer silahlara sahip olduğunu ABD'nin gözleri içine baka baka bağıran Kuzey Kore'ye ABD Neoconları'ndan tepki gelmiyor.
Kuzey Kore yönetimi yaptırıma tabi tutulamıyor. Dolaylı yollardan müdahaleler ise, Çin, Güney Kore ve Japonya gibi komşu ülkeler eliyle uygulamaya konuyor.
Hindistan füze denerken görmezden geliniyor, Pakistan başlık geliştirirken ortalık toza dumana katılıyor.
İsrail'in nükleer kimyasal ve biyolojik tesislerine es geçiliyor, İran ve Suriye'ye heyet üstüne heyet yollanarak ekonomik ve siyasal kıskaç düşünülüyor.
Irak işgalinden sonra İran'ı kafaya takan ABD yönetimi,bulamadığı nükleer silahların acısını ülkedeki iç karışıkları tırmandırarak çıkarıyor.
Durumun farkına varan İran, tüm tesislerini UAEA gibi uluslararası kurumlara açarak paçayı sıyırdı.
Durumun vehametini ve ABD'nin kanlı dişini gören Kaddafi de aynı yolu tercih etti.
Şu sıralar ABD, Suriye'ye odaklanmış halde.
Suriye'ye dair son raporlar masada.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Muhammed El Baradei, Suriye'nin gizli nükleer faaliyetlerinin bulunduğuna dair "hiçbir kanıt olmadığını" söylüyor.
Bakalım, siyasal seyir nasıl gelişecek?
Irak'ta bulunamayan kitlesel silahlar ne İran'dan çıktı ne de Suriye'den.
Komşu ülkelere kaçırıldığı iddia edilen füzelerin esamesi de okunmuyor.
Sanal gerekçelerle işgal kurgusu yapan ABD'nin Ortadoğu sorunu bırakın çözmesini, bu bölgeyi karıştırmaması için ayak oyunlarını ve ikiyüzlü tavrını bırakması lazım.
ABD reel düzlemde sanal tehditlerle ülkeleri vuruyor.
BM Adalet Divanı'nın aldığı karar ve Genel Kurul oylamasından sonra İsrail'e karşı nasıl bir adaletin tecelli edeceğini merakla beklerken, Ortadoğu ateşinin de biran evvel dinmesini temenni ediyoruz
Uluslararası Adalet Divanı'nın kararı Kurul'da 6'ya karşı 150 oyla kabul edildi.
Peki şimdi ne olacak?
İsrail bu kararı uygulayacak mı?
Şaron Yönetimi kararın bağlayıcılığının bulunmadığını, tavsiye niteliğinde olduğunu söyleyerek bildiğini okuyacağını üstüne basa basa vurguladı.
Peki herhangi bir tecrit ya da yaptırım gelecek mi?
Daha önceki kararlarda olduğu gibi. Hayır.
Sözkonusu Filistin, İran, Irak ve Suriye gibi ülkeler olduğunda ayrı; Kuzey Kore, Ermenistan, Hindistan ve İsrail gibi ülkeler olduğunda ise daha ayrı uygulamalar yapılıyor.
Nükleer silahlara sahip olduğunu ABD'nin gözleri içine baka baka bağıran Kuzey Kore'ye ABD Neoconları'ndan tepki gelmiyor.
Kuzey Kore yönetimi yaptırıma tabi tutulamıyor. Dolaylı yollardan müdahaleler ise, Çin, Güney Kore ve Japonya gibi komşu ülkeler eliyle uygulamaya konuyor.
Hindistan füze denerken görmezden geliniyor, Pakistan başlık geliştirirken ortalık toza dumana katılıyor.
İsrail'in nükleer kimyasal ve biyolojik tesislerine es geçiliyor, İran ve Suriye'ye heyet üstüne heyet yollanarak ekonomik ve siyasal kıskaç düşünülüyor.
Irak işgalinden sonra İran'ı kafaya takan ABD yönetimi,bulamadığı nükleer silahların acısını ülkedeki iç karışıkları tırmandırarak çıkarıyor.
Durumun farkına varan İran, tüm tesislerini UAEA gibi uluslararası kurumlara açarak paçayı sıyırdı.
Durumun vehametini ve ABD'nin kanlı dişini gören Kaddafi de aynı yolu tercih etti.
Şu sıralar ABD, Suriye'ye odaklanmış halde.
Suriye'ye dair son raporlar masada.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Muhammed El Baradei, Suriye'nin gizli nükleer faaliyetlerinin bulunduğuna dair "hiçbir kanıt olmadığını" söylüyor.
Bakalım, siyasal seyir nasıl gelişecek?
Irak'ta bulunamayan kitlesel silahlar ne İran'dan çıktı ne de Suriye'den.
Komşu ülkelere kaçırıldığı iddia edilen füzelerin esamesi de okunmuyor.
Sanal gerekçelerle işgal kurgusu yapan ABD'nin Ortadoğu sorunu bırakın çözmesini, bu bölgeyi karıştırmaması için ayak oyunlarını ve ikiyüzlü tavrını bırakması lazım.
ABD reel düzlemde sanal tehditlerle ülkeleri vuruyor.
BM Adalet Divanı'nın aldığı karar ve Genel Kurul oylamasından sonra İsrail'e karşı nasıl bir adaletin tecelli edeceğini merakla beklerken, Ortadoğu ateşinin de biran evvel dinmesini temenni ediyoruz
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005