Dünyanın güç dengesi 3 ülke arasında paylaşılır hale geldi. ABD, Rusya ve Çin kendi aralarında doğrudan veya vekâleten liderlik yarışı içindeler.
ABD, kadife devrimlerle ve Büyük Ortadoğu Projesi ile liderliğini pekiştirmeye çalışırken; Rusya, Asya ve Avrupa devletlerinden sonra bütün dünyayı nüfuzu altına almanın gayreti içerisinde. Çin ise, yeniden canlanan ipek yolunu ele geçirme çalışmalarına çoktan geçti bile. Değişen iklim koşulları, göç hareketleri, bakir yer altı kaynakları, üretici ve tüketici profillerinin dağılımı, İpek yolunu yeniden canlandırmaya başladı. Çin bu konuda yıllardan beri atak davranıyor.
* * *
Dünyanın paylaşım kavgası her geçen gün hızlanıyor. ABD, Rusya'yı askeri kabiliyetinden dolayı önemli bir tehdit olarak değerlendirdiğini, Çin'in ise 2025 yılına kadar ABD için en büyük tehlike olmasını beklediğini açıkladı. Pentagon (ABD) 1 ay önce açıklama yaptı. Tasarladığı özel füze için 1.2 trilyon dolar bütçe ayırdığını açıkladı. Bu haberden 1 ay sonra Rusya, havadan karadan ve denizden dünyanın her yerine atabilecekleri güdümlü nükleer füzeyi yaptığını açıkladı. ABD, Rusya arasında rekabet bütün hızıyla devam ediyor. Nükleer silahlarda azaltmaya gidilsin kararı alan devletler, söz konusu kendileri olunca hiçbir yasağı dinlemiyorlar.
* * *
ABD, Arap baharı girişimi ile Suriye'ye kadar rahatlıkla geldi. Diğer ülkeleri kendi halkları eliyle birbirine kattı. Kaos bu ülkelerin sıfatı haline geldi. Ancak sıra Suriye'ye geldiğinde işler değişti. Bunun iki sebebi vardı.
Birincisi ABD bu süratle gittiği takdirde Rusya'nın liderlik iddiası ortadan kalkacaktı.
Suriye üzerindeki hesapların bu kadar yoğun olmasının sebeplerinden diğeri ise, bu coğrafyanın köşe başı olmasından kaynaklanıyor. Suriye Asya'yı Avrupa ve Afrika'ya bağlayan bir konumda bulunuyor.
İpek yolu canlanırken Çin, Asya ve Afrika'da neredeyse bütün yeraltı kaynaklarına talip oluyor. Bunun tabii sonucu olarak Suriye'den vazgeçmiyor.
* * *
Aslına baktığımızda bölgemizde yaşanan savaş Arap'ın, Kürt'ün veya Türk'ün savaşı değildir; Alevi'nin, Şii'nin, Sünni'nin de savaşı değildir. Heyhat ki, sahnede etnik ve mezhep kökeninde yapılan savaş olsa da arka planda malı götürenlerin ABD, Rusya ve Çin olduğu gözden kaçmamalıdır.
ABD, kadife devrimlerle ve Büyük Ortadoğu Projesi ile liderliğini pekiştirmeye çalışırken; Rusya, Asya ve Avrupa devletlerinden sonra bütün dünyayı nüfuzu altına almanın gayreti içerisinde. Çin ise, yeniden canlanan ipek yolunu ele geçirme çalışmalarına çoktan geçti bile. Değişen iklim koşulları, göç hareketleri, bakir yer altı kaynakları, üretici ve tüketici profillerinin dağılımı, İpek yolunu yeniden canlandırmaya başladı. Çin bu konuda yıllardan beri atak davranıyor.
* * *
Dünyanın paylaşım kavgası her geçen gün hızlanıyor. ABD, Rusya'yı askeri kabiliyetinden dolayı önemli bir tehdit olarak değerlendirdiğini, Çin'in ise 2025 yılına kadar ABD için en büyük tehlike olmasını beklediğini açıkladı. Pentagon (ABD) 1 ay önce açıklama yaptı. Tasarladığı özel füze için 1.2 trilyon dolar bütçe ayırdığını açıkladı. Bu haberden 1 ay sonra Rusya, havadan karadan ve denizden dünyanın her yerine atabilecekleri güdümlü nükleer füzeyi yaptığını açıkladı. ABD, Rusya arasında rekabet bütün hızıyla devam ediyor. Nükleer silahlarda azaltmaya gidilsin kararı alan devletler, söz konusu kendileri olunca hiçbir yasağı dinlemiyorlar.
* * *
ABD, Arap baharı girişimi ile Suriye'ye kadar rahatlıkla geldi. Diğer ülkeleri kendi halkları eliyle birbirine kattı. Kaos bu ülkelerin sıfatı haline geldi. Ancak sıra Suriye'ye geldiğinde işler değişti. Bunun iki sebebi vardı.
Birincisi ABD bu süratle gittiği takdirde Rusya'nın liderlik iddiası ortadan kalkacaktı.
Suriye üzerindeki hesapların bu kadar yoğun olmasının sebeplerinden diğeri ise, bu coğrafyanın köşe başı olmasından kaynaklanıyor. Suriye Asya'yı Avrupa ve Afrika'ya bağlayan bir konumda bulunuyor.
İpek yolu canlanırken Çin, Asya ve Afrika'da neredeyse bütün yeraltı kaynaklarına talip oluyor. Bunun tabii sonucu olarak Suriye'den vazgeçmiyor.
* * *
Aslına baktığımızda bölgemizde yaşanan savaş Arap'ın, Kürt'ün veya Türk'ün savaşı değildir; Alevi'nin, Şii'nin, Sünni'nin de savaşı değildir. Heyhat ki, sahnede etnik ve mezhep kökeninde yapılan savaş olsa da arka planda malı götürenlerin ABD, Rusya ve Çin olduğu gözden kaçmamalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Dün ile bugün arasında bir düşünce köprüsü / 19.12.2025
- ABD bütçesiyle ayakta tutulan terör / 18.12.2025
- Sınırın gerçeği: Kilis’ten Türkiye’ye / 16.12.2025
- Bir kongre: “Dağ başını duman almış” / 15.12.2025
- Türkiye darboğazda değil, kuşatma altında / 13.12.2025
- Biz atadan geldik, ataya gideriz / 12.12.2025
- Türkiye kuşatılıyor; çıkış Atatürk’ün dış politika aklı ve Haydar Baş’ın çizgisidir / 06.12.2025
- Atatürk’ün reddettiği ayine bugün devlet protokolü müsaade ediyor: Neden? / 05.12.2025
- Dini ve etnik cepheden yürüyen büyük operasyon / 04.12.2025
- Papa’nın Türkiye ziyareti: 1700 yıllık bir sembolik operasyon ve Lozan’ın sınandığı an / 01.12.2025
- ABD bütçesiyle ayakta tutulan terör / 18.12.2025
- Sınırın gerçeği: Kilis’ten Türkiye’ye / 16.12.2025
- Bir kongre: “Dağ başını duman almış” / 15.12.2025
- Türkiye darboğazda değil, kuşatma altında / 13.12.2025
- Biz atadan geldik, ataya gideriz / 12.12.2025
- Türkiye kuşatılıyor; çıkış Atatürk’ün dış politika aklı ve Haydar Baş’ın çizgisidir / 06.12.2025
- Atatürk’ün reddettiği ayine bugün devlet protokolü müsaade ediyor: Neden? / 05.12.2025
- Dini ve etnik cepheden yürüyen büyük operasyon / 04.12.2025
- Papa’nın Türkiye ziyareti: 1700 yıllık bir sembolik operasyon ve Lozan’ın sınandığı an / 01.12.2025

















































































