Amerika'nın dışarıda kredibilitesi ve güvenilirliği kalmamıştır. Dünyada özellikle de Orta Doğu'da, her bir ülkenin vatandaşları tarafından sevilmeyen, nefret edilen Amerika'nın, girdiği her ülkeye felaket ve sömürü getirdiği kanaati gitgide yaygınlaşmaktadır. Giriş cümlesi olarak kullandığı Demokrasi, insan hakları ve özgürlükler artık ülkelere samimi gelmemektedir.
Amerika, çok yüzlü, acımasız, pragmatist, kullandığı partnerini işi bittiğinde cezalandıran vefasız bir medeniyetten beslendiğini icraatlarıyla ortaya koymuştur.
Amerika, kendisine güvenilemeyeceğini stratejik ortak olarak ilan ettiği her partnerine finalde attığı kazıklarla da ispatlamıştır.
İçeride de huzuru kalmamış, toplumsal barışı bozulmuş Amerika, vatandaşının kendi iradesinin dışında doğuştan gelen teninin rengiyle de kavga eder duruma gelmiştir. Kapitalizmin bir neticesi olarak ortaya çıkan açlık ve yoksulluk, milyonlarca Amerikan vatandaşının kaderi haline gelmiştir. En temel ihtiyaçlardan olan barınma sorununu bile çözememiş Amerika'da milyonlarca evsiz, işsiz insan mutsuz olarak yaşamaktadır.
Amerikan devleti geleceğini savaşa ve işgal edeceği ülkelerin zenginliklerine bağlamış durumdadır. Bu düşünceye kapitalizm, kaynaklara getirdiği gerçek dışı koskocaman bir yalanla destek vermiştir.
Kapitalizmin bu yutturmacasını Prof. Dr. Haydar Baş, "Kaynakların sınırsız ihtiyaçların sınırlı olduğu" gerçeğiyle yok etmiştir.
Prof. Dr. Haydar Baş, Ulus-Milli devletlerin, mazlum milletlerin "Milli Para" teziyle sömürü düzeni kapitalizmle nasıl baş edeceklerini ortaya koyarak sadece bu asrın değil bundan sonraki asırların da kurtuluşu olacaktır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın dünyanın geleceği MEM uygulanmasına göre şekillenecektir.
Ulusal devletler, ekonomik tam bağımsızlıklarını "Milli Ekonomi Modeliyle" kazanacaktır.
Bunun anahtarı da "Milli Para" olacaktır. Bu yeni dönem, dünya insanlığının sömürüden kurtulacağı, mazlum milletlerin haklarının iade edileceği, zalimlerin yaptıkları zulmün karşılığını göreceği dönem olacaktır.
Kapitalizm hiçbir ülkeye mutluluk getirmediği gibi başkenti olan Amerika'ya da getirmemiştir.
Gelir dağılımındaki adaletin hiçbir yerde olmadığı kadar bozuk olduğu Amerika'da, üreten reel sektörle, sermayeyi elinde bulunduran güçlerin hesaplaşması yüksek sesle yapılmaya başlanmıştır.
Amerikan başkanı kim olursa olsun ABD'nin dış politikası değişmeyecektir. Bu politika iki partinin (Cumhuriyetçiler ve Demokratlar) arkasındaki iradenin stratejisidir ve ortak kararıdır. Halkın siyasi iradesi, beklentileri bu iki siyasi parti tarafından aynı iradeye boyun eğdirilmiştir.
Trump'ın yeni (Vatansever) parti kurma girişimi bu açıdan çok önemlidir. İki parti arasında sıkışmış kalmış kendisini ifade edemeyen halkın beklentisi açısından olumlu bir gelişmedir. Bu mevcut sistemin tekerine çomak sokmaktır. Sistemi kurup iki parti ile idare eden iradeye karşı bir başkaldırı, bir alternatif harekettir.
Gelişmeler Amerikan başkanının değişmesiyle suların durulmayacağı, daha da hızlanacağı görüntüsü vermektedir.
Uzatmaları oynayan sömürünün başkentinden ve rüyasından dünya insanının kurtulması an meselesidir. Amerika'nın 1971'de karşılığı olmayan kendi parasını, dünyada rezerv para olarak ilan etmesi, çöküşünün başlangıcı olmuştur.
Burada çok ilginç bir durum var. Karşılığı insanın emeği ve üretimi olan "Milli Para" tezi, insanlığı sömüren kapitalizmden kurtarırken, kapitalizmin batışının da doğal nedeni olacaktır. Bu güneşin doğuşuyla, karanlığın yerini aydınlığa bırakması gibi bir şeydir. Milli parayı tercih eden ulus devletler, ekonomik bağımsızlıklarını kazanırken buna ters orantılı olarak Amerika'nın batışına da tanık olacaklardır.
Küresel derin devletin faturasını mazlum Amerikan halkının çekmemesinin bir yolu yok mu diye aklınıza bir soru gelebilir, çok net olarak ifade ediyorum onun cevabı da MEM'in satır aralarında var. O satır aralarındaki çözümü başta BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş ve Haydar Baş hocamın yetiştirdiği kadroları biliyor, hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Devlet olarak, olan bitenlerden ders çıkararak yeniden ekonomik, siyasi tam bağımsızlığımızı kazandıracak sisteme yüzümüzü çevirmemizin zamanı gelmiştir. Kendi göbek bağımızı hiçbir kimsenin yardımı olmadan kesmeliyiz. Bölgede, komşu devletlerin güvenliğini biz sağlamalıyız.
Devlet olarak, bölgemize barışı ve huzuru getirecek, dünyaya örnek olacak, dosta güç ve güven verecek, bölge adına huzurumuzu bozacak, düşmana caydırıcı unsur olacak seviyeye ulaşmalıyız.
İnsanlığın kurtuluşunun, dünyada cennet hayatı yaşamasının tek bir yolu var, o da Haydar Baş hocamın ifadesiyle "T.C. Devletinin Kâinat Devleti" olması bir zorunluluktur. Formülü belli, kadrosu hazırdır.
- Sizler hangi kitabın Müslümanısınız / 20.02.2025
- İktidarın muhalefete ihtiyacı var / 24.01.2025
- Aydınlığa nasıl çıkacağız? / 23.01.2025
- Bir kongreden fazlası / 19.01.2025
- Cumhuriyetten rahatsız olanlar / 16.01.2025
- Selam olsun alnı açık, dik yürüyenlere / 06.01.2025
- Acırım senin haline / 01.01.2025
- Asgari ücret 75 bin TL olmalı / 31.12.2024
- En büyük zararı sen veriyorsun / 30.12.2024