ABD ile İran arasında, Tahran'ın nükleer enerji araştırmaları nedeniyle devam eden sorun, dünyanın da geleceğini ilgilendiren bir nitelik taşıyor. Krizin gelişmesinde, Rusya ve Çin gibi güçlerle ABD'nin iç kamuoyu rol oynayacak. Birinci senaryo: İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad, İran'ın nükleer programının barışçı amaçlarla geliştirildiğini iddia etmeye devam etti, ABD'ye ve İsrail'e meydan okumalarını da sürdürdü. ABD, Çin'in ve Rusya'nın sorunun diplomatik yollarla masada çözülmesini öngören tutumlarını değiştirmemesi nedeniyle BM Güvenlik Konseyi'nden İran'a ciddi ekonomik ve askeri yaptırımlar öngören kararı çıkaramadı. NATO'nun devreye sokulması gayretlerinde ciddi sonuçlar alınamadı. İsrailli uzmanlar İran'ın bir yılda nükleer silah yapma kapasitesine ulaşabileceğini açıkladı. Önce ABD Dışişleri Bakanı Rice, sonra Başkan Bush eldeki tek seçeneğin askeri müdahale olduğunu ilan etti. İran içinde rejime muhalif unsurlarca başlatılan küçük çaplı girişimler şiddetle bastırıldı. Bush, iç kamuoyunu oluşturmak ve dünyaya İran'ın mutlaka önlenmesi gereken tehlikeli bir macera içinde olduğunu anlatmak için kampanya başlattı. İngiltere, Diego Garcia ve ABD'deki B-2 stratejik bombardıman filoları alarma geçti, Körfez Bölgesi'ndeki filolar takviye edildi. Uçak ve savaş gemileri Körfez'e yerleşti. Bush, ulusa sesleniş konuşmasında, ABD'nin küresel sorumlulukları olduğunu ve İran'ın nükleer gayretlerini sona erdirmenin bu sorumluluklar içinde öncelik kazandığını; İran'ın nükleer programından vazgeçtiğini açıklamasını, aksi durumda bedelinin ağır olacağını açıkladı. İran'ın 'istikrarsızlık' kozu Bu şartlarda Ahmedinecad, beklenmeyen en ciddi kozunu satranç masasına sürdü, İran'ın bölgesel istikrar ve dünya barışı için nükleer programını süresiz askıya aldığını ilan etti ve Bush'un tüm kozlarını elinden aldı. Bu açıklama Bush ve ABD yetkilileri tarafından tarihi bir zafer olarak tanımlandı. Bush, ABD'nin küresel sorumluluklarının gerektirdiği tedbirleri ciddiyetle uygulama devam edeceğini bildirdi. ABD kamuoyu ciddi bir psikolojik tatmin yaşadı, Ahmedinecad ise halka seslenişinde bu kararın geçici bir tedbir olduğunu, İran'ın küresel güç olma gayretlerini şartlar oluşunca sürdürmeye devam edeceğini söyledi. Sonuçta İran nükleer programını gizlenmiş tesislerde sürdürdü. İran'ın enerji kaynakları ABD şirketlerine açılamadı. İran'daki rejim değiştirilemedi ve İran'ın coğrafyası kontrol edilemedi. Çin ve Hindistan enerji şirketleri İran'daki yatırımlarını hızlandırdı. İran enerjisi, ABD'nin gerçek rakipleri Çin ve Hindistan'a akmaya devam etti. Asında kaybeden ABD, kazanan İran oldu. Nejat Eslen/ Radikal
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.