7 hocayla aşı savunması
Türk Pediatri Kurumu, düzenlediği basın toplantısında geleceğin sağlığını etkileyecek en önemli unsurların başında gelen 'Aşı' ve 'Yenidoğan Tarama Programı' konusunda bilgilendirme yaptı.
21.01.2018 00:00:00
Toplantıya Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Vural, Türk Pediatri Kurumu Genel Sekreteri Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, Doç. Dr. Ayşe Çiğdem Aktuğlu Zeybek, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden 4 profesör daha konuşmacı olarak katıldı.
Prof. Dr. Mehmet Vural, yaptığı açıklamada, Türkiye'de çocukların Sağlık Bakanlığının aşılama programına göre 7 farklı aşı ile 13 değişik hastalığa karşı aşılanarak korunduğunu ifade etti.
Vural, şunları söyledi: "Aşılar, öncelikle çocukların hastalıklardan, bu hastalıkların neden olabileceği komplikasyonlardan ve sakatlıklardan; hatta ölümden korunmasını sağlar. Aşısı bilinen bir hastalığa karşı aşılanmak ve o hastalıktan korunmak her çocuğun hakkıdır. Ayrıca, aşıların kitlesel olarak uygulanmasıyla toplum sağlığının korunması, iş ve okul günü kaybının önlenmesi, hastalıkların ülkeye getirdiği tedavi ile ilgili doğrudan, ya da dolaylı harcamaların azaltılması amaçlanır. Veba, çiçek, sıtma, gibi hastalıklar, orta çağdan itibaren geniş kitlesel ölümlere, orduların hastalıklardan kırılarak savaşların kaybedilmesine, yeni toplumsal alışkanlıkların oluşmasına ve ülkelerin nüfus yapılarının değişmesine yol açmışlardır. Çiçek hastalığı 1977 yılında dünya yüzünden silinmiştir ve 1980'lerden itibaren aşısı yapılmamaktadır. Çiçek aşısının tarihten silinmesinde, biz Türklerin de önemli katkıları olmuş, ilk aşı uygulamaları bu topraklarda başlatılmıştır. Bu çok büyük bir başarıdır."
Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, aşılarda demans ya da Alzheimer'e yol açtığı ifade edilen alüminyumun esre miktarda bulunduğunu, bunun da aşının etkisini artırmak için kullanıldığını kaydetti.
Çokuğraş, şunları söyledi: "Çocukluk çağı aşıları bu bilgi kirliliğinden nasibini almakta ve ne yazık ki halkımızın kafası karıştırılmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de aşı karşıtı gruplar bulunmaktadır. Bunların bazıları aşıların olası yan etkilerini abartarak ve bir kısmı da aşıların içerisindeki koruyucu maddelerin insan sağlığına zarar verdiğini iddia ederek aşılara karşı çıkmaktadırlar. Tabii daha da kötüsü, tıp camiasından gelen aşı karşıtlıklarıdır. Aşıların içerdiği koruyucu maddelerin otizm gibi bazı nörolojik bozukluklara yol açtığı iddiası çok araştırılmıştır. Sonuçta aşılar ile otizm arasında bir ilişkinin olmadığının defalarca kanıtlanmasına rağmen, bu iddia tekrar tekrar gündeme getirilmektedir."
ŞEVKET TEPETAŞ/İSTANBUL
Prof. Dr. Mehmet Vural, yaptığı açıklamada, Türkiye'de çocukların Sağlık Bakanlığının aşılama programına göre 7 farklı aşı ile 13 değişik hastalığa karşı aşılanarak korunduğunu ifade etti.
Vural, şunları söyledi: "Aşılar, öncelikle çocukların hastalıklardan, bu hastalıkların neden olabileceği komplikasyonlardan ve sakatlıklardan; hatta ölümden korunmasını sağlar. Aşısı bilinen bir hastalığa karşı aşılanmak ve o hastalıktan korunmak her çocuğun hakkıdır. Ayrıca, aşıların kitlesel olarak uygulanmasıyla toplum sağlığının korunması, iş ve okul günü kaybının önlenmesi, hastalıkların ülkeye getirdiği tedavi ile ilgili doğrudan, ya da dolaylı harcamaların azaltılması amaçlanır. Veba, çiçek, sıtma, gibi hastalıklar, orta çağdan itibaren geniş kitlesel ölümlere, orduların hastalıklardan kırılarak savaşların kaybedilmesine, yeni toplumsal alışkanlıkların oluşmasına ve ülkelerin nüfus yapılarının değişmesine yol açmışlardır. Çiçek hastalığı 1977 yılında dünya yüzünden silinmiştir ve 1980'lerden itibaren aşısı yapılmamaktadır. Çiçek aşısının tarihten silinmesinde, biz Türklerin de önemli katkıları olmuş, ilk aşı uygulamaları bu topraklarda başlatılmıştır. Bu çok büyük bir başarıdır."
Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, aşılarda demans ya da Alzheimer'e yol açtığı ifade edilen alüminyumun esre miktarda bulunduğunu, bunun da aşının etkisini artırmak için kullanıldığını kaydetti.
Çokuğraş, şunları söyledi: "Çocukluk çağı aşıları bu bilgi kirliliğinden nasibini almakta ve ne yazık ki halkımızın kafası karıştırılmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de aşı karşıtı gruplar bulunmaktadır. Bunların bazıları aşıların olası yan etkilerini abartarak ve bir kısmı da aşıların içerisindeki koruyucu maddelerin insan sağlığına zarar verdiğini iddia ederek aşılara karşı çıkmaktadırlar. Tabii daha da kötüsü, tıp camiasından gelen aşı karşıtlıklarıdır. Aşıların içerdiği koruyucu maddelerin otizm gibi bazı nörolojik bozukluklara yol açtığı iddiası çok araştırılmıştır. Sonuçta aşılar ile otizm arasında bir ilişkinin olmadığının defalarca kanıtlanmasına rağmen, bu iddia tekrar tekrar gündeme getirilmektedir."
ŞEVKET TEPETAŞ/İSTANBUL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.




























































































