Şanlıurfa'nın Bozova ilçesi'nde, cinnet getirdiği bildirilen 17 yaşındaki İ.Y, tabancayla babasını vurarak öldürdü. Bozova'ya bağlı Çakmaklı Köyü'nde meydana gelen olayda, bir süredir psikolojik tedavi gördüğü bildirilen 17 yaşındaki İ.Y, evlerinin önünde, aniden bağırarak babası Ramazan Y'ye tabancayla ateş etmeye başladı. Vücuduna 13 kurşun isabet eden Ramazan Y, olay yerinde yaşamını yitirirken, İ.Y, olay yerine gelen güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı.
Nişan sevinci kanlı bitti
Samsun'un Terme İlçesi'ndeki bir nişan töreni sırasında havaya rastgele açılan ateş sonucu 1 kişi öldü, 1 kişi yaralandı. Kumcağız Köyü'nde Kerim Okan'a ait nişan töreni sırasında kimliği henüz belirlenemeyen bir kişinin tabancayla havaya rastgele ateş açması sonucu seken kurşunlardan Selma Karaca (16) ve Esra Çakır (16) yaralandı. Yaralılardan Selma Karaca Çarşamba Devlet Hastanesi'ne kaldırılırken yolda öldü, diğeri tedavi altına alındı.
Alevler can aldı
Altındağ'da çıkan yangında bir kişi dumandan boğularak öldü. Hisar Caddesi Karakuş Sokak'taki bir gecekonduda elektrik sobasının devrilmesi sonucu yangın çıktı. Yangın sonucu evde yalnız yaşayan ve kimliği henüz belirlenemeyen 80 yaşlarındaki bir erkek, dumandan zehirlenerek hayatını kaybetti. Olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi.
Hemzemin geçitte trene yakalandı
Konya'nın Akşehir İlçesi'nde meydana gelen tren kazasında bir kişi öldü, bir kişi yaralandı. Ali Ay idaresindeki 72517 sefer sayılı yolcu treni Kozağaç Mahallesi'nde bulunan kontrolsüz hemzemin geçidinde Yusuf Akburak'ın (34) kullandığı 07 D 5994 plakalı otomobile çarptı. Kazada, otomobilde bulunan Sevim Akburak (60) olay yerinde hayatını kaybederken, yaralanan sürücü Yusuf Akburak Akşehir Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
57. Hükümet doğru yanlış icraatlarıyla görev süresini tamamlama noktasına geldi. Halk, bu hükümetin kuruluşundan itibaren nice umutlar, beklentiler içersinde olduysa, hiç birine de ulaşamadı. En ciddi icraat olarak gösterilen IMF ile yapılan anlaşmaların, millete getirdiği ağır yükün rakamları ürkütücü.
IMF ile anlaşmanın imzalandığı 1999 Aralık ayından bu yana gelir düzeyi açısından açlık ve yoksulluk sınırı rekora ulaştı. 1999 Aralık ayında dört kişilik bir ailenin aç kalmamak için yapması gereken asgari gıda harcaması tutarı 122 milyon 952 bin liraydı. Aynı tarihte gıda harcamaları dışındaki giyim, sağlık gibi diğer zaruri harcamaları da ifade eden yoksulluk sınırı ise 373 milyon 714 bin lira düzeyindeydi. Tam bir yıl sonra yani Aralık 2000'de açlık sınırı 175 milyon 345 bin liraya, yoksulluk sınırı 532 milyon 964 bin liraya fırladı.
Ekim 2002 itibarıyla rakamlar açlık sınırı 352 milyon 682 bin liraya, yoksulluk sınırı ise 1 milyar 72 milyon lira oldu. Bu rakamlara göre, IMF ile yapılan anlaşmanın yapıldığı Aralık 1999'dan bu yana açlık ve yoksulluk sınırı 2.8 kat artmış durumdadır.
IMF, Türkiye'ye geldiğinden bu yana banknotlardaki sıfırlar da arttı. 1999 sonunda 10 milyon liralık banknotla tanışan Türkiye, 20 milyonlu banknot için de çok beklemedi. Yani, IMF'nin Türkiye'ye ayak basmasıyla paradaki sıfır sayısı da arttı. Bununla birlikte madeni para kullanımı da düştü.
Yardımına başvurduğu bütün ülkeleri batağa sürükleyen IMF'nin kurban listesinde, son kurban Arjantin'dir. Güney Kore, Endonezya, Tayland gibi Asya ülkeleri, Brezilya ve şimdi de Türkiye gibi kabarık bir liste mevcut.
Bir de IMF ile ilişkisine son veren ülkelerin kurtuluşları söz konusu. Malezya, IMF reçetelerine başvuran, ancak iki yılda aklı başına gelip IMF'yi başından kovan, ondan sonra düzlüğü görebilen ülkeler arasında. Rusya, Moldova gibi ülkelerde ne zaman "IMF'ye hayır" demeye başladı ise, o tarihten sonra enflasyonunu düşürmeyi başaran, büyüme hızını artıya çeviren ülkelerden oldu.
57. Hükümete "güle güle" demeye hazırlanan Türk halkı artık kriz yaşamak istemiyor. Parasının itibarını kurtarmak, emeğinin karşılığını görmek istiyor. Kimselere muhtaç olmadan dimdik ayakta, gelecek nesillerine emanet edeceği milli para, milli politika, milli gelirini teminat altına almak istiyor. Bu çekilen sıkıntıların sonunda bunu en çok Türk halkı hak etmiştir. Bugün bu şartların dışında olacak bir hükümete Türk halkının asla tahammülü olmayacaktır. En hayırlısı olması dileğiyle.
Kars'ta tarihi eser kaçakçılığı
Kars'ta, Tunç Çağı'na ait 332 adet tarihi eser ele geçirildi. Kars Valiliği'nden yapılan açıklamaya göre, bir ihbarı değerlendiren Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, alıcı gibi davranarak ellerinde bulunan tarihi eserleri satmak isteyen Susuz İlçesi'ndeki Mehmet Betos ve Arpaçay İlçesi'ndeki Oruç Deniz ile irtibata geçtiler. Düzenlenen operasyonda, Betos'un üzerinde Tunç Çağı'na ait 3 adet kase ağızlı vazo, 1 adet mermer çanak ile birlikte 329 adet tarihi eser, Oruç Deniz'in üzerinde de aynı döneme ait bir adet tek kulplu ve2 adet küçük sürahi ele geçirildi. Mahkemeye sevk edilen Betos tutuklanarak cezaevine gönderilirken, Oruç Deniz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.