Günahkârların meclisine katılmak
El-Câferî rivayet eder: “Ebu’l-Hasan’ın (İmam Rıza aleyhisselâm) şöyle dediğini duydum: ‘Neden seni Abdurrahman b. Yâkub’un yanında görüyorum?’
12.04.2024 08:25:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
El-Câferî rivayet eder: "Ebu'l-Hasan'ın (İmam Rıza aleyhisselâm) şöyle dediğini duydum: 'Neden seni Abdurrahman b. Yâkub'un yanında görüyorum?'
Dedim ki: 'O, benim dayımdır.'
Dedi ki: 'O, Allah ile ilgili ağır sözler söylüyor. Allah'ı tasvir ediyor ki, Allah tasvir edilmez. Ya bizimle oturup onu terk edeceksin, ya da onunla oturup bizi terk edeceksin!'
Dedim ki: 'Onun söylediğini söylemediğim zaman bir sorumluluğum olur mu?'
Ebu'l-Hasan (İmam Rıza aleyhisselâm) dedi ki: 'Onun üzerine azabın inmesinden ve hep birlikte helak olmaktan korkmuyor mu¬sun?' Sen Mûsa'nın (a.s.) ashabından birinin hikâyesini duymadın mı?
Bu adamın babası, Firavun'un adamıydı. Firavun'un ordusu Mûsa'ya yetişince, bu adam, babasına öğüt verip Mûsa'nın yanına götürmek için geride kaldı. Babasıyla beraber bir süre yürüdü ve babası hep ondan uzaklaştı. Nihayet, denizin kıyısına kadar geldiler de hep birlikte boğuldular. Haberi Mûsa'ya (a.s.) ulaşınca dedi ki: O, Allah'ın rahmeti içindedir. Fakat azap indiği zaman, günahkâra yakın olan kimsenin kendini savunup kurtarması mümkün değildir."
KÜFÜR
Mûsa b Bukeyr rivayet eder: "Ebu'l-Hasan'a (İmam Rıza aleyhisselâm) küfür ve şirkten han¬gisinin daha önce geldiğini sordum.
Bana dedi ki: 'Senin insanlarla tartıştığını sanmıyordum.'
Dedim ki: 'Bu konuyu sana sormamı Hişam b. Sâlim emretti (istedi).'
Buyurdu ki: Küfür daha öncedir, çünkü o, bilerek inkâr demektir. Allah Azze ve Celle, 'İblis yüz çevirdi ve büyüklük tasladı. O, kâfirlerdendi' buyurmuştur."
NİFAK VE MÜNAFIĞIN NİTELİĞİ
Muhammed b. Fudayl rivayet eder: "Ebu'l-Hasan'ya (İmam Rıza aleyhisselâm) bir mesele ile ilgili bir mektup yazdım.
Bana şu mektubu yazdı: 'Şüphesiz münafıklar Allah'a oyun etmeye kalkışıyorlar; hâlbuki Allah onların oyunlarını başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah'ı pek az hatıra getirirler. Bunların arasında bocalayıp durmaktalar; ne onlara, ne bunlara. Allah'ın şaşırttığı kimseye asla bir yol bulamazsın.'
Bunlar ne kâfirlerdendirler, ne mü'minlerdendirler, ne de Müslümanlardandırlar. Açıktan mü'min görünürler ama içlerinde inkâr ve hakkı yalanlamayı saklarlar. Allah onlara lanet etsin.'
MUSTAZ'AF
Yûnus, ashabımızdan bazı kimseler aracılığıyla rivayet eder: "Ebu'l-Hasan (İmam Rıza aleyhisselâm) buyurdu ki: 'Allah, peygamberleri nübüvvet üzerine yaratmıştır; onlar ancak peygamber olurlar. Mü'minleri de iman üzere yaratmıştır; onlar da ancak mü'min olabilirler. Bazı kimselerin imanını da emanet kılmıştır; dilerse bu imanı tamamlar, dilerse tamamen alır.'
İmam devamla şöyle dedi: 'Bir kalma yeri, bir de emanet olarak konulacak yer...' ayeti bunlar hakkında câri (geçerli) olmuştur.'
(Rivayet, genel bir ifadenin özel bir duruma uyarlanması, tatbik edilmesi şeklinde izah edilebilir).
İmam bana dedi ki: Falan kişinin imanı onda emanetti. Bizim (Ehl-i Beyt) aleyhimize yalan söyleyince imanı elinden alındı."
GÜNAHLARI ÖRTME
İmam Rıza'nın (a.s.) azatlısı Abbas rivayet eder: İmam (a.s.)'ın şöyle dediğini duydum:
'İyiliği gizli yapan kimse, buna karşılık yetmiş iyiliğin sevabını alır. Kötülüğü yayan kimse, İlâhî yardımdan yoksun kalır. Kötülüğü gizleyen kimse, bağışlanır.'
YANINDAKİ VEYA BAŞKASININ YANINDAKİ BİR ŞEYİN MÜ'MİN BİR KİMSEYE VERİLMESİNİ ÖNLEYEN KİMSE
Ali b. Câfer rivayet eder: "Ebu'l-Hasan'ın (İmam Rıza aleyhisselâm) şöyle dediğin duy-dum: 'Bir kimseye, mü'min bir kardeşi bir ihtiyacından dolayı gelmişse, bunun, Allah Azze ve Celle tarafından kendisine yöneltilen bir rahmet olduğunu bilsin. Eğer o mü'minin ihtiyacını gidermeyi kabul ederse, Allah Azze ve Celle onu bizim velayetimize ulaştırır. Onun aracılığıyla da Allah Azze ve Celle'nin velayetine ulaşır.
Eğer gücü yettiği halde, o mü'minin ihtiyacını karşılamayı reddederse, Allah, kabrinde kıyamete kadar ateşten bir yılanı ona musallat eder ve o yılan, onu sokup durur. Bu kişi ister bağışlanmış olsun, ister azaba uğratılmış olsun. Şayet kendisinde talepte bulunan kimse onu affetse, ondan daha kötü bir halde olur.
Bir kimseye, bir kardeşi gelip bazı durumlarından dolayı yardımını isterse ve buna gücü yettiği halde ona yardım etmezse, Allah Tebâreke ve Tealâ'nın velayetini kesmiş olur." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)
Dedim ki: 'O, benim dayımdır.'
Dedi ki: 'O, Allah ile ilgili ağır sözler söylüyor. Allah'ı tasvir ediyor ki, Allah tasvir edilmez. Ya bizimle oturup onu terk edeceksin, ya da onunla oturup bizi terk edeceksin!'
Dedim ki: 'Onun söylediğini söylemediğim zaman bir sorumluluğum olur mu?'
Ebu'l-Hasan (İmam Rıza aleyhisselâm) dedi ki: 'Onun üzerine azabın inmesinden ve hep birlikte helak olmaktan korkmuyor mu¬sun?' Sen Mûsa'nın (a.s.) ashabından birinin hikâyesini duymadın mı?
Bu adamın babası, Firavun'un adamıydı. Firavun'un ordusu Mûsa'ya yetişince, bu adam, babasına öğüt verip Mûsa'nın yanına götürmek için geride kaldı. Babasıyla beraber bir süre yürüdü ve babası hep ondan uzaklaştı. Nihayet, denizin kıyısına kadar geldiler de hep birlikte boğuldular. Haberi Mûsa'ya (a.s.) ulaşınca dedi ki: O, Allah'ın rahmeti içindedir. Fakat azap indiği zaman, günahkâra yakın olan kimsenin kendini savunup kurtarması mümkün değildir."
KÜFÜR
Mûsa b Bukeyr rivayet eder: "Ebu'l-Hasan'a (İmam Rıza aleyhisselâm) küfür ve şirkten han¬gisinin daha önce geldiğini sordum.
Bana dedi ki: 'Senin insanlarla tartıştığını sanmıyordum.'
Dedim ki: 'Bu konuyu sana sormamı Hişam b. Sâlim emretti (istedi).'
Buyurdu ki: Küfür daha öncedir, çünkü o, bilerek inkâr demektir. Allah Azze ve Celle, 'İblis yüz çevirdi ve büyüklük tasladı. O, kâfirlerdendi' buyurmuştur."
NİFAK VE MÜNAFIĞIN NİTELİĞİ
Muhammed b. Fudayl rivayet eder: "Ebu'l-Hasan'ya (İmam Rıza aleyhisselâm) bir mesele ile ilgili bir mektup yazdım.
Bana şu mektubu yazdı: 'Şüphesiz münafıklar Allah'a oyun etmeye kalkışıyorlar; hâlbuki Allah onların oyunlarını başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah'ı pek az hatıra getirirler. Bunların arasında bocalayıp durmaktalar; ne onlara, ne bunlara. Allah'ın şaşırttığı kimseye asla bir yol bulamazsın.'
Bunlar ne kâfirlerdendirler, ne mü'minlerdendirler, ne de Müslümanlardandırlar. Açıktan mü'min görünürler ama içlerinde inkâr ve hakkı yalanlamayı saklarlar. Allah onlara lanet etsin.'
MUSTAZ'AF
Yûnus, ashabımızdan bazı kimseler aracılığıyla rivayet eder: "Ebu'l-Hasan (İmam Rıza aleyhisselâm) buyurdu ki: 'Allah, peygamberleri nübüvvet üzerine yaratmıştır; onlar ancak peygamber olurlar. Mü'minleri de iman üzere yaratmıştır; onlar da ancak mü'min olabilirler. Bazı kimselerin imanını da emanet kılmıştır; dilerse bu imanı tamamlar, dilerse tamamen alır.'
İmam devamla şöyle dedi: 'Bir kalma yeri, bir de emanet olarak konulacak yer...' ayeti bunlar hakkında câri (geçerli) olmuştur.'
(Rivayet, genel bir ifadenin özel bir duruma uyarlanması, tatbik edilmesi şeklinde izah edilebilir).
İmam bana dedi ki: Falan kişinin imanı onda emanetti. Bizim (Ehl-i Beyt) aleyhimize yalan söyleyince imanı elinden alındı."
GÜNAHLARI ÖRTME
İmam Rıza'nın (a.s.) azatlısı Abbas rivayet eder: İmam (a.s.)'ın şöyle dediğini duydum:
'İyiliği gizli yapan kimse, buna karşılık yetmiş iyiliğin sevabını alır. Kötülüğü yayan kimse, İlâhî yardımdan yoksun kalır. Kötülüğü gizleyen kimse, bağışlanır.'
YANINDAKİ VEYA BAŞKASININ YANINDAKİ BİR ŞEYİN MÜ'MİN BİR KİMSEYE VERİLMESİNİ ÖNLEYEN KİMSE
Ali b. Câfer rivayet eder: "Ebu'l-Hasan'ın (İmam Rıza aleyhisselâm) şöyle dediğin duy-dum: 'Bir kimseye, mü'min bir kardeşi bir ihtiyacından dolayı gelmişse, bunun, Allah Azze ve Celle tarafından kendisine yöneltilen bir rahmet olduğunu bilsin. Eğer o mü'minin ihtiyacını gidermeyi kabul ederse, Allah Azze ve Celle onu bizim velayetimize ulaştırır. Onun aracılığıyla da Allah Azze ve Celle'nin velayetine ulaşır.
Eğer gücü yettiği halde, o mü'minin ihtiyacını karşılamayı reddederse, Allah, kabrinde kıyamete kadar ateşten bir yılanı ona musallat eder ve o yılan, onu sokup durur. Bu kişi ister bağışlanmış olsun, ister azaba uğratılmış olsun. Şayet kendisinde talepte bulunan kimse onu affetse, ondan daha kötü bir halde olur.
Bir kimseye, bir kardeşi gelip bazı durumlarından dolayı yardımını isterse ve buna gücü yettiği halde ona yardım etmezse, Allah Tebâreke ve Tealâ'nın velayetini kesmiş olur." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)