Suriye'de enerji savaşı yaşanıyor
Suriye'de enerji savaşı olduğunu belirten BTP İstanbul İl Başkanı Fuat Şengül, Fırat'ın doğusunda zengin petrol ve doğalgaz kaynakları olduğunu ifade ederek, "yeraltı zenginliklerinin hakimi kim olacak tek dertleri bu" dedi
20.02.2018 00:00:00
YENİ MESAJ/İSTANBUL
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) İstanbul İl Başkanı Fuat Şengül, Meltem TV'de katıldığı Haftanın Sohbeti programında Suriye krizini değerlendirdi. Kendisi de enerji uzmanı olan Şengül, Suriye savaşının aslında enerji savaşları olduğunu söyledi.
"Suriye'de Fırat'ın doğusu ve batısı ne anlam ifade ediyor." diye soran Şengül şunları söyledi: "Biz Afrin'de çarpışırken Suriye'de neler oluyor? Suriye'de dengeler nasıl kurulmaya çalışılıyor? Bu konuda konuşulmayanlara dikkat çekmek istiyorum. Şu bir gerçek ki biz Milli Ekonomi Modeli'ni Prof. Dr. Haydar Baş'tan dinlememiş olsaydık, kaynaklarımıza sahip çıkmayı ondan öğrenmemiş olsaydık, olayları bu şekilde değerlendirme şansımız da olmayacaktı. Çünkü Milli Ekonomi Modeli sadece Türkiye içinde değil, bütün dünya milletlerini kapitalizme, emperyalizme karşı koruyacak olan bir model. Fırat nehri Suriye'yi ikiye bölüyor. İşte Fırat'ın batısında şu olsun, doğusunda şu olsun vs... Sürekli bunlar konuşuluyor. Milletimiz Fırat'ın doğusuna geçmek ne demek bunu soruyor mu acaba? Terör örgütü PKK-PYD Fırat'ın batısında ya da doğusunda olsun demek sadece bir güvenlik endişesi mi? Belki Türkiye için sadece bu! Ama ABD için, Rusya için, İran için asla böyle değil."
ABD PKK-PYD'yi neden destekliyor?
"Suriye'de çok ciddi petrol ve doğalgaz kaynakları var ve bu yeraltı kaynaklarının en önemli 11 tanesi Fırat'ın doğusunda" diyen BTP İstanbul İl Başkanı Fuat Şengül, "Fırat'ın doğusunu elinde tutanlar Suriye'de büyük yeraltı kaynaklarına da sahip oluyor. Nusaybin'in hemen altında Deyrizor bölgesi var. Bu bölge üzerinde Irak'tan başlayıp Akdeniz'e kadar uzanan bir kuşaktan bahsediliyor ve bu kuşakta bir PYD-PKK kontrolünde bir devlet kurulmasından bahsediliyor. Onun için İran, 'ben batı İran'la Kerkük'ü de birleştirerek petrol boru hattımı Deyrizor'un da içerisinde bulunduğu Türkiye'ye paralel giden bu bölgeden geçirmek istiyorum. Bununla ilgili de Türk televizyonlarında Meltem TV hariç hiç anlatılmayan bir olay, oradaki savaşlardan kimse bahsetmiyor. Hâlbuki her gün savaş oluyor. İran Deyrizor'da bir bölgeyi ele geçiriyor ardından ABD orayı bombalıyor ve o bölgede PKK-PYD'nin hakim güç olmasını istiyor. Neden? Şunu bir kere anlayalım ve kabul edelim; ABD'nin Suriye'deki kara gücü PKK-PYD'dir. ABD sadece Afrin'de bize karşı değil Deyrizor'da da İran güçlerine karşı PKK-PYD'nin etkin olabilmesi için onları destekliyor" dedi.
'Deyrizor'da 56 petrol kuyusu açıldı'
"Deyrizor'da şu ana kadar açılmış 56 tane petrol kuyusu açılmış" diyen Fuat Şengül şöyle devam etti: "Bu 56 kuyunun 25'ini Amerikalılar, 15'ini Ruslar, geri kalanını da İran ve Venezüellalılar açmış. Biz Suriye'de savaşıyoruz, canımız feda ediyoruz ama Venezüellalı birisi geliyor ve bizim Nusaybin'in 35 km aşağında petrol kuyusu açabiliyor. Yine önemli petrol yerlerinden bir tanesi Haşim Murat ve Saliha bölgeleri. ABD savaş uçakları burayı sürekli olarak bombalıyor. Neden? Çünkü burada PKK-PYD güçlerini kaybetmişlerdi, İranlılar etkin hale geçiyorlardı. Orada Konika diye çok önemli bir gaz fabrikası var. Hala çalışan bir fabrika. Bu fabrikayı kim ele geçirecek savaşı veriliyor orada. Bu sadede Suriyelilere demokrasi getirdim, onu yaptım bunu yaptım değil, yeraltı zenginlikleri kimin eline geçecek, bunların hakimi kim olacak tek dertleri bu."
'Suriye'de söz sahibi olmak için...'
"Eğer biz Suriye'de söz hakkımız olsun diyorsak Suriye'de meşru hükümet ile işbirliği yapmak zorundayız" diyen Fuat Şengül, "Şimdi size Fırat'ın doğusundaki 11 petrol bölgesinden bazıları bizim Fırat Kalkanı harekâtını yaptığımız bölgeler. Biz buradaki petrol yataklarını görmezden mi geleceğiz? Biz bunları alıp başkasına mı vereceğiz? Buralar Suriye halkının hakkı. Onun için Suriye'de meşru bir hükümet var gelin onunla işbirliği yapalım ve bizim de şu savaş bittiği zaman bu bölgede bir söz hakkımız olsun. Ama bunu yapabilmek için, buradaki stratejik kaynakları anlamak için önce yapmamız gereken bir şey var. O da şu; milletler ancak yeraltı kaynaklarını kendi değerlendirebilir ve bu kaynakları halkın lehine kullanabilirlerse ekonomik olarak bağımsızlıklarına kavuşabilirler" dedi.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) İstanbul İl Başkanı Fuat Şengül, Meltem TV'de katıldığı Haftanın Sohbeti programında Suriye krizini değerlendirdi. Kendisi de enerji uzmanı olan Şengül, Suriye savaşının aslında enerji savaşları olduğunu söyledi.
"Suriye'de Fırat'ın doğusu ve batısı ne anlam ifade ediyor." diye soran Şengül şunları söyledi: "Biz Afrin'de çarpışırken Suriye'de neler oluyor? Suriye'de dengeler nasıl kurulmaya çalışılıyor? Bu konuda konuşulmayanlara dikkat çekmek istiyorum. Şu bir gerçek ki biz Milli Ekonomi Modeli'ni Prof. Dr. Haydar Baş'tan dinlememiş olsaydık, kaynaklarımıza sahip çıkmayı ondan öğrenmemiş olsaydık, olayları bu şekilde değerlendirme şansımız da olmayacaktı. Çünkü Milli Ekonomi Modeli sadece Türkiye içinde değil, bütün dünya milletlerini kapitalizme, emperyalizme karşı koruyacak olan bir model. Fırat nehri Suriye'yi ikiye bölüyor. İşte Fırat'ın batısında şu olsun, doğusunda şu olsun vs... Sürekli bunlar konuşuluyor. Milletimiz Fırat'ın doğusuna geçmek ne demek bunu soruyor mu acaba? Terör örgütü PKK-PYD Fırat'ın batısında ya da doğusunda olsun demek sadece bir güvenlik endişesi mi? Belki Türkiye için sadece bu! Ama ABD için, Rusya için, İran için asla böyle değil."
ABD PKK-PYD'yi neden destekliyor?
"Suriye'de çok ciddi petrol ve doğalgaz kaynakları var ve bu yeraltı kaynaklarının en önemli 11 tanesi Fırat'ın doğusunda" diyen BTP İstanbul İl Başkanı Fuat Şengül, "Fırat'ın doğusunu elinde tutanlar Suriye'de büyük yeraltı kaynaklarına da sahip oluyor. Nusaybin'in hemen altında Deyrizor bölgesi var. Bu bölge üzerinde Irak'tan başlayıp Akdeniz'e kadar uzanan bir kuşaktan bahsediliyor ve bu kuşakta bir PYD-PKK kontrolünde bir devlet kurulmasından bahsediliyor. Onun için İran, 'ben batı İran'la Kerkük'ü de birleştirerek petrol boru hattımı Deyrizor'un da içerisinde bulunduğu Türkiye'ye paralel giden bu bölgeden geçirmek istiyorum. Bununla ilgili de Türk televizyonlarında Meltem TV hariç hiç anlatılmayan bir olay, oradaki savaşlardan kimse bahsetmiyor. Hâlbuki her gün savaş oluyor. İran Deyrizor'da bir bölgeyi ele geçiriyor ardından ABD orayı bombalıyor ve o bölgede PKK-PYD'nin hakim güç olmasını istiyor. Neden? Şunu bir kere anlayalım ve kabul edelim; ABD'nin Suriye'deki kara gücü PKK-PYD'dir. ABD sadece Afrin'de bize karşı değil Deyrizor'da da İran güçlerine karşı PKK-PYD'nin etkin olabilmesi için onları destekliyor" dedi.
'Deyrizor'da 56 petrol kuyusu açıldı'
"Deyrizor'da şu ana kadar açılmış 56 tane petrol kuyusu açılmış" diyen Fuat Şengül şöyle devam etti: "Bu 56 kuyunun 25'ini Amerikalılar, 15'ini Ruslar, geri kalanını da İran ve Venezüellalılar açmış. Biz Suriye'de savaşıyoruz, canımız feda ediyoruz ama Venezüellalı birisi geliyor ve bizim Nusaybin'in 35 km aşağında petrol kuyusu açabiliyor. Yine önemli petrol yerlerinden bir tanesi Haşim Murat ve Saliha bölgeleri. ABD savaş uçakları burayı sürekli olarak bombalıyor. Neden? Çünkü burada PKK-PYD güçlerini kaybetmişlerdi, İranlılar etkin hale geçiyorlardı. Orada Konika diye çok önemli bir gaz fabrikası var. Hala çalışan bir fabrika. Bu fabrikayı kim ele geçirecek savaşı veriliyor orada. Bu sadede Suriyelilere demokrasi getirdim, onu yaptım bunu yaptım değil, yeraltı zenginlikleri kimin eline geçecek, bunların hakimi kim olacak tek dertleri bu."
'Suriye'de söz sahibi olmak için...'
"Eğer biz Suriye'de söz hakkımız olsun diyorsak Suriye'de meşru hükümet ile işbirliği yapmak zorundayız" diyen Fuat Şengül, "Şimdi size Fırat'ın doğusundaki 11 petrol bölgesinden bazıları bizim Fırat Kalkanı harekâtını yaptığımız bölgeler. Biz buradaki petrol yataklarını görmezden mi geleceğiz? Biz bunları alıp başkasına mı vereceğiz? Buralar Suriye halkının hakkı. Onun için Suriye'de meşru bir hükümet var gelin onunla işbirliği yapalım ve bizim de şu savaş bittiği zaman bu bölgede bir söz hakkımız olsun. Ama bunu yapabilmek için, buradaki stratejik kaynakları anlamak için önce yapmamız gereken bir şey var. O da şu; milletler ancak yeraltı kaynaklarını kendi değerlendirebilir ve bu kaynakları halkın lehine kullanabilirlerse ekonomik olarak bağımsızlıklarına kavuşabilirler" dedi.