Türk milletinin Prof. Dr. Haydar Baş'ı çözümün adresi ve ulusal duruşun buluşma noktası olarak görmesi ve onunla bütünleşmesi, ülkemiz üzerinde hesapları olan çevreleri rahatsız etti
Prof. Dr. Haydar Baş'ın katıldığı Bağımsız Türkiye mitinglerine milyonlarca Türk insanının katılmasından panikleyen çevreler önce Prof. Dr. Haydar Baş ile ilgili iftira ve tezviratlar uydurdular. Ürettikleri iftira ve ithamlar yargı duvarına çarpınca karalama kampanyalarını lobiler aracılığı ile devam ettirmek istediler.
Hasımlarını mahkûm ettirdiProf. Dr. Haydar Baş'ın seslendiği Bağımsız Türkiye mitinglerinde Trabzon'dan İzmir'e, Antep'ten Bursa'ya, Ankara'dan İstanbul'a milyonların koşmasından rahatsız olanlar yine Prof. Dr. Haydar Baş'a çamur atmaya kalktılar. Asılsız iddialarına YÖK ve İçişleri müfettişlerini alet ederek Prof. Dr. Haydar Baş'ın "profesörlük" unvanına dil uzattılar. Oysa, Azerbaycan Bakü Devlet Üniversitesi'nin verdiği Prof. unvanına YÖK'ün itirazı ayrı ayrı görülen iki mahkeme kararı ile reddedilmiş bulunuyor.
İftiracı karanlık odakların bir takım lobi faaliyetleri ile yurtdışına taşımaya çalıştıkları iftiralar mahkeme kararları ile çürütülmüş ve müfteriler Türk Yargı organlarından gerekli cevabı almıştır.
Prof. Dr. Haydar Baş hakkında 'çirkef bir iftira ve karalama kampanyası' başlatan çevrelerin Haydar Baş'ın profesörlüğü, Azerbaycan'da ders vermesi ve tarikatçı olduğu gibi asılsız iddia ve iftiralar mahkeme kararları ile reddedilmiş ve müfterilere Türk Adli Mercileri gerekli cevabı verdi.
Prof. Dr. Baş açtığı tüm davaları kazandıProf. Dr. Haydar Baş'ın 'profesörlük unvanı' bizzat YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün Savcılığa suç duyurusu üzerine Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen 1999/1460 Esas, No'lu kararıyla onaylanmış ve YÖK'ün iddiaları reddedilmiştir. Yine kamuoyunu yanıltıcı iftiraların etkisi ile İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliğinin ihbarı üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2002/ 17764 Hazırlık No'lu kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir.
( Belge1,2,3)
Yine Prof. Dr. Haydar Baş ile ilgili tarikatçılık iftirası Bakırköy C. Başsavcılığı'nın 2000/122 sayılı kararı ile kovuşturmaya gerek dahi görülmemiştir.
(Belge 4)
Prof. Dr. Haydar Baş'a yönelik iftiralar mahkeme kararları ile reddedildiği halde iftira ve iddiaları ısrarla sürdürmeye çalışan basın organları da adli mercilerden gereken cevabı almıştır.
Benzer asılsız iddiaları seslendiren Doğan Medya'ya ait Posta ve Milliyet gazeteleri mahkum edilmiştir.
Bakırköy 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2002 / 222 nolu kararı ile Milliyet gazetesinin 2002 / 221 nolu kararı ile Posta gazetesinin Prof. Dr. Haydar Baş ile ilgili iddialarının yalan olduğuna karar vermiş ve asılsız iddiaların tekzip yolu ile düzeltilmesine hükmetmiştir.
(5. ve 6. belge)
Lobilerin etekleri tutuştuProf. Dr. Haydar Baş'ın seslendiği Bağımsız Türkiye mitinglerinde Trabzon'dan İzmir'e, Antep'ten Bursa'ya, Ankara'dan İstabul'a milyonların koşmasından rahatsız olanlar yine Prof. Dr. Haydar Baş'a çamur atmaya kalktılar. Asılsız iddialarına YÖK ve İçişleri müfettişlerini alet ederek Prof. Dr. Haydar Baş'ın "profesörlük" unvanına dil uzattılar. Oysa, Azerbaycan Bakü Devlet Üniversitesi'nin verdiği Prof. unvanına YÖK'ün itirazı mahkeme kararı ile reddedilmiş bulunuyor. YÖK'ün görevi olmadığı halde yasal yetkisini aşarak Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Prof" unvanını kullanamayacağı iddiası üzerine Bakırköy 3. Asliye Mahkemesine suç duyurusunda bulunduğu konuda mahkeme Prof. Dr. Haydar Baş'ı haklı bularak, YÖK'ün görev sınırlarını aştığına karar verdi.
Dünyadaki tüm ceza hukuklarına göre, bir belgenin sahte olabilmesi için böyle bir belgenin 'düzenleyen makamın' dışında hazırlanması gerekir. Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'profesörlük unvanı'nı aldığı Bakü Devlet Üniversitesi, Azerbaycan'da yaklaşık 80 yıllık bir geçmişi olan, dünya çapında pekçok bilim adamı yetirmiş, Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev'in mezun olduğu, 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'in fahri profesörlük unvanını aldığı, son olarak Meclis Başkanı Ömer İzgi'nin geçtiğimiz aylarda 'fahri doktora' unvanı ile taltif edildiği, son derece saygın bir üniversitedir.
Prof. Dr. Baş da, 'profesörlük unvanı'nın Bakü Devlet Üniversitesi'nin prensipleri çerçevesinde doktora, doçentlik gibi akademik aşamaları geçerek almıştır. Sözkonusu akademik unvanların nasıl alındığının kayıtları Bakü Devlet Universitesi'nde mevcuttur.
İşte Mahkeme kararıBakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 22 Aralık 1999 tarihli kararı aynen şöyle: "Sanığın üzerine atılan eylem yapılan televizyon programında Türkiye'de geçerli sayılabilmesi için üniversiteler arası kurulda denklik kararının alınması halinde bu unvanın kullanılabileceği, böyle bir denklik olmadan profesör unvanının kullanılması üzerine dava gündeme gelmiştir."
Profesörlük belgeleri orijinal"Türkiye'de geçerli sayılması 2547 sayılı YÖK kanuna göre yapılan düzenleme ile mümkün olduğu tartışmasızdır. Ancak dosyadaki belgelerin Bakü Devlet Üniversitesi tarafından profesör unvanı verildiği, Azerbaycan Cumhuriyetinin Yüksek Onay Komisyonu tarafından onaylandığı görülmektedir."
Gürüz'ün gerekçelerine uyulsa, hiç bir yabancı Türkiye'de profesörlük unvanını kullanamaz
"Öte yandan iddia-savunma her ikisi de Mesaj TV'de yapılan programda sanığın bu unvanı kullanmasından başka bir eylem tarif edilemez, hiç bir yasal düzenleme bu unvanın tarif edilen biçimde kullanılmasını engelleyemez. Aksi düşünüldüğünde ülkemizde gerçekleştirilen bilimsel toplantı ve benzeri çalışmalarda yurtdışından gelen yabancı ülke bilim adamlarının bu unvanı kullanılmasına ancak müşteki kurum Türkiye'de geçerli sayılması halinde mümkün olmayan bir sonuç çıkartılması gerekmektedir. Oysa günümüzde böyle bir iddia düşünülemeyeceği gibi zaten 2547 sayılı yasada da böyle bir düzenleme yoktur."
Yasalara uygun"Öte yandan TCK'nin 252. maddesi mülki ve askeri memuriyetlerden birinin ifaya teşebbüsünü düzenlemektedir. Bilimsel bir unvan olan profesörlüğün mülki ve askeri devlet memuriyeti olarak düşünülmesi de mümkün olmadığından sanığın üzerine atılan suçun yasal unsurlarının oluşmaması nedeni ile bereatina,
Yargılama giderinin kamu üzerinde bırakılmasına,
Dair temyizi kabil olmak üzere sanığın yokluğunda, sanık vekilini yüzünde isteme uygun verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22.12.1999"
Prof. Dr. Haydar Baş'ın katıldığı Bağımsız Türkiye mitinglerine milyonlarca Türk insanının katılmasından panikleyen çevreler önce Prof. Dr. Haydar Baş ile ilgili iftira ve tezviratlar uydurdular. Ürettikleri iftira ve ithamlar yargı duvarına çarpınca karalama kampanyalarını lobiler aracılığı ile devam ettirmek istediler.
Hasımlarını mahkûm ettirdiProf. Dr. Haydar Baş'ın seslendiği Bağımsız Türkiye mitinglerinde Trabzon'dan İzmir'e, Antep'ten Bursa'ya, Ankara'dan İstanbul'a milyonların koşmasından rahatsız olanlar yine Prof. Dr. Haydar Baş'a çamur atmaya kalktılar. Asılsız iddialarına YÖK ve İçişleri müfettişlerini alet ederek Prof. Dr. Haydar Baş'ın "profesörlük" unvanına dil uzattılar. Oysa, Azerbaycan Bakü Devlet Üniversitesi'nin verdiği Prof. unvanına YÖK'ün itirazı ayrı ayrı görülen iki mahkeme kararı ile reddedilmiş bulunuyor.
İftiracı karanlık odakların bir takım lobi faaliyetleri ile yurtdışına taşımaya çalıştıkları iftiralar mahkeme kararları ile çürütülmüş ve müfteriler Türk Yargı organlarından gerekli cevabı almıştır.
Prof. Dr. Haydar Baş hakkında 'çirkef bir iftira ve karalama kampanyası' başlatan çevrelerin Haydar Baş'ın profesörlüğü, Azerbaycan'da ders vermesi ve tarikatçı olduğu gibi asılsız iddia ve iftiralar mahkeme kararları ile reddedilmiş ve müfterilere Türk Adli Mercileri gerekli cevabı verdi.
Prof. Dr. Baş açtığı tüm davaları kazandıProf. Dr. Haydar Baş'ın 'profesörlük unvanı' bizzat YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün Savcılığa suç duyurusu üzerine Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen 1999/1460 Esas, No'lu kararıyla onaylanmış ve YÖK'ün iddiaları reddedilmiştir. Yine kamuoyunu yanıltıcı iftiraların etkisi ile İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliğinin ihbarı üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2002/ 17764 Hazırlık No'lu kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir.
( Belge1,2,3)
Yine Prof. Dr. Haydar Baş ile ilgili tarikatçılık iftirası Bakırköy C. Başsavcılığı'nın 2000/122 sayılı kararı ile kovuşturmaya gerek dahi görülmemiştir.
(Belge 4)
Prof. Dr. Haydar Baş'a yönelik iftiralar mahkeme kararları ile reddedildiği halde iftira ve iddiaları ısrarla sürdürmeye çalışan basın organları da adli mercilerden gereken cevabı almıştır.
Benzer asılsız iddiaları seslendiren Doğan Medya'ya ait Posta ve Milliyet gazeteleri mahkum edilmiştir.
Bakırköy 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2002 / 222 nolu kararı ile Milliyet gazetesinin 2002 / 221 nolu kararı ile Posta gazetesinin Prof. Dr. Haydar Baş ile ilgili iddialarının yalan olduğuna karar vermiş ve asılsız iddiaların tekzip yolu ile düzeltilmesine hükmetmiştir.
(5. ve 6. belge)
Lobilerin etekleri tutuştuProf. Dr. Haydar Baş'ın seslendiği Bağımsız Türkiye mitinglerinde Trabzon'dan İzmir'e, Antep'ten Bursa'ya, Ankara'dan İstabul'a milyonların koşmasından rahatsız olanlar yine Prof. Dr. Haydar Baş'a çamur atmaya kalktılar. Asılsız iddialarına YÖK ve İçişleri müfettişlerini alet ederek Prof. Dr. Haydar Baş'ın "profesörlük" unvanına dil uzattılar. Oysa, Azerbaycan Bakü Devlet Üniversitesi'nin verdiği Prof. unvanına YÖK'ün itirazı mahkeme kararı ile reddedilmiş bulunuyor. YÖK'ün görevi olmadığı halde yasal yetkisini aşarak Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Prof" unvanını kullanamayacağı iddiası üzerine Bakırköy 3. Asliye Mahkemesine suç duyurusunda bulunduğu konuda mahkeme Prof. Dr. Haydar Baş'ı haklı bularak, YÖK'ün görev sınırlarını aştığına karar verdi.
Dünyadaki tüm ceza hukuklarına göre, bir belgenin sahte olabilmesi için böyle bir belgenin 'düzenleyen makamın' dışında hazırlanması gerekir. Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'profesörlük unvanı'nı aldığı Bakü Devlet Üniversitesi, Azerbaycan'da yaklaşık 80 yıllık bir geçmişi olan, dünya çapında pekçok bilim adamı yetirmiş, Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev'in mezun olduğu, 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'in fahri profesörlük unvanını aldığı, son olarak Meclis Başkanı Ömer İzgi'nin geçtiğimiz aylarda 'fahri doktora' unvanı ile taltif edildiği, son derece saygın bir üniversitedir.
Prof. Dr. Baş da, 'profesörlük unvanı'nın Bakü Devlet Üniversitesi'nin prensipleri çerçevesinde doktora, doçentlik gibi akademik aşamaları geçerek almıştır. Sözkonusu akademik unvanların nasıl alındığının kayıtları Bakü Devlet Universitesi'nde mevcuttur.
İşte Mahkeme kararıBakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 22 Aralık 1999 tarihli kararı aynen şöyle: "Sanığın üzerine atılan eylem yapılan televizyon programında Türkiye'de geçerli sayılabilmesi için üniversiteler arası kurulda denklik kararının alınması halinde bu unvanın kullanılabileceği, böyle bir denklik olmadan profesör unvanının kullanılması üzerine dava gündeme gelmiştir."
Profesörlük belgeleri orijinal"Türkiye'de geçerli sayılması 2547 sayılı YÖK kanuna göre yapılan düzenleme ile mümkün olduğu tartışmasızdır. Ancak dosyadaki belgelerin Bakü Devlet Üniversitesi tarafından profesör unvanı verildiği, Azerbaycan Cumhuriyetinin Yüksek Onay Komisyonu tarafından onaylandığı görülmektedir."
Gürüz'ün gerekçelerine uyulsa, hiç bir yabancı Türkiye'de profesörlük unvanını kullanamaz
"Öte yandan iddia-savunma her ikisi de Mesaj TV'de yapılan programda sanığın bu unvanı kullanmasından başka bir eylem tarif edilemez, hiç bir yasal düzenleme bu unvanın tarif edilen biçimde kullanılmasını engelleyemez. Aksi düşünüldüğünde ülkemizde gerçekleştirilen bilimsel toplantı ve benzeri çalışmalarda yurtdışından gelen yabancı ülke bilim adamlarının bu unvanı kullanılmasına ancak müşteki kurum Türkiye'de geçerli sayılması halinde mümkün olmayan bir sonuç çıkartılması gerekmektedir. Oysa günümüzde böyle bir iddia düşünülemeyeceği gibi zaten 2547 sayılı yasada da böyle bir düzenleme yoktur."
Yasalara uygun"Öte yandan TCK'nin 252. maddesi mülki ve askeri memuriyetlerden birinin ifaya teşebbüsünü düzenlemektedir. Bilimsel bir unvan olan profesörlüğün mülki ve askeri devlet memuriyeti olarak düşünülmesi de mümkün olmadığından sanığın üzerine atılan suçun yasal unsurlarının oluşmaması nedeni ile bereatina,
Yargılama giderinin kamu üzerinde bırakılmasına,
Dair temyizi kabil olmak üzere sanığın yokluğunda, sanık vekilini yüzünde isteme uygun verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22.12.1999"