Prof. Dr. Haydar Baş'ın gündemi devlet ve millettir

"Ne ekersen onu biçersin" sözü ispatlıdır, geçerliliğini koruyor ve koruyacak da. Toplumun her kesiminde bir şikâyet, bunalma, itiraz hatta isyan halleri var. Peki, biz ne ektik ki, şimdi karşımıza çıkan üründen, tablodan, halden, gidişattan vs. şikâyetçiyiz? İşte bu sorunun cevabını samimi olarak düşündüğümüzde, çözüm için çok büyük bir adım atmış oluruz. Sadece 2013 yılını ele alalım. Meclis'teki partilerin, sosyal yapılanmaların ve bunların gönüllü hizmetkâr ve sözcülüğünü yapan medyanın genel olarak gündemleri neydi? Başta açılım, bebek katilinin ülke siyasetine dahili, teröristlerin ve sözcülerinin (KCK) affı, demokratikleşme paketi, akil adamlar, Nevruz Kutlamaları, Barzani'nin Diyarbakır çıkarması, gayri resmi Kürdistan ilanı? Balyoz, Ergenekon davaları ve üretilen bin bir senaryo? Suriye, kardeş katliamları, Esad, Erdoğan, sıfır sorun, Obama'nın sesi, Reyhanlı, Cilvegözü patlamaları, CIA, Kürecik, NATO füzeleri, ABD Büyükelçiliği'ndeki patlama, beş altı ay sonrası "akıllı ol yoksa seni kovarım" çıkışı, İsrail, AB? Akdeniz oyunları ve doping, süper lig ve şike, olimpiyat adaylığı ve hazin sonuç, 1 Mayıs kutlamaları, Gezi ve ODTÜ olayları, üç beş ağaç, çapulcu, polis devlet, başörtüsü, etek boyu, kız-erkek, dekolte, alkol, kaçırılan asker, gazeteci, pilot, açılışlar, yol yapımları, Balbay ve PKK vekillerin tahliyesi vs. vs. vs? Sonuç ne oldu? Yolsuzluk, hırsızlık, devlet içinde çeteleşme, hukukun tükenmişliği, devletin itibarsızlaştırılması, milletin sosyo-ekonomik olarak mahkûmiyeti. Evet, 2013'ün iktidar, muhalefet ve medyanın gündeminde özetle bunlar vardı. Millet nerede? Yok. Devlet nerede? Yok. Devlet ve milleti bekleyen tehlikeler nerede? Yok. Yani devleti yönetenlerin ve bu yönetimi beğenmeyip alternatif iddiasında olan muhalefetin artı medyanın gündeminde devlet ve millet yok. Devlet ve millet her zaman olduğu gibi yine Prof. Dr. Haydar Baş'ın gündemindeydi. Sayın Baş, 2013'e Ehl-i Beyt ile girdi ve kelimeyi şahadet getirenlerin Müslüman olduğunu, Türk Milletinin ve İslam âleminin Ehl-i Beyt çatısı altında yeniden birleşerek tek bilek, tek yürek olmasını anlattı, anlatıyor. Bu hakikat Suriye'yi haçlı işgalinden kurtardı. Sayın Baş, hem açılım süreciyle, hem de yaklaşık on ay sonra açıklanan demokratikleşme paketiyle ilgili olarak 1998'lerdeki tarihi tespitini yeniledi; Haçlı batı, ülkemizin doğu bölümünde bir özerk Kürdistan kurmak istiyor. Hükümetin icraatları bu amaca hizmet ediyor. Bu yanlıştan dönülmesini, terörü bitirecek sosyo-ekonomik projelerin kendisinde olduğunu da ifade etti.   Yine 2013'ün başında siyasilerimizin ısrarla sırt çevirerek aşırdıkları, medyanın görmezden geldiği Sayın Baş'a ait Milli Ekonomi Modeli ve sosyal devlet projelerini 2005 yılından beri uygulayan Rusya, bu gerçeğin sahibini, ülkesine davet etti, meclisinde dinledi. Böylece Rusya bu modelin bilimsel ispatını gerçekleştirdi. Sayın Baş, yurt içinde gazetemizin düzenlediği programlarla vatandaşın, işçinin, memurun, köylünün, çiftçinin, eğitimin, sağlığın, gençliğin vs. yani milletimizin sorunlarını hakiki tespitlerle dile getirip, çözüm yollarını sundu?Sayın Baş, ailenin, ordunun, ekonominin bir devletin omurgası olduğunu, devletlerarası hukukun nasıl olması gerektiğini, Türk milletinin ve devletinin yeniden bölgesel değil küresel güç olacağının yolunu gösterdi.Şimdi 2014'e girdik. Sayın Baş'ın gündeminde Ehl-i Beyt var. Mustafa Kemal Atatürk var. Milli Ekonomi modeli ve sosyal devlet tezleri var. Sayın Baş bu tarihi hakikatlerle, bu devleti ve milleti tekrar küresel güç haline getireceğim, diyor. Var mısınız? Ben varım?