O, iman hakikatleriyle görülür
İmam Bâkır (a.s.) buyurdu ki: "Kalpler Allah'ı iman hakikatleriyle görür. Mukayeseyle bilinmez, duyularla algılanmaz, insanlara benzemez. Ayetlerle vasfedilir, alâmetlerle bilinir. Hükmederken zulmetmez. İşte Allah bu!"
18.04.2023 11:00:00 / Güncelleme: 18.04.2023 13:18:18
Abdullah b. Sinan, babasından şöyle rivayet etmiştir:
"Bir gün Ebu Câfer'in (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) huzuruna gittim. O sırada Hâricîler'den biri içeri girdi ve şöyle dedi: 'Ey Ebu Câfer! Neye tapıyorsun?'
'Allah'a' dedi.
'Peki, O'nu gördün mü?' diye sordu.
'Hayır, çünkü O'nu çıplak gözle görmek mümkün değildir; fakat kalpler O'nu iman hakikatleriyle görür. Mukayeseyle bilinmez, duyularla algılanmaz, insanlara benzemez. Ayetlerle vasfedilir, alâmetlerle bilinir. Hükmederken zulmetmez. İşte Allah bu! O'ndan başka ilâh yoktur.'
Adam çıkıp gitti bir yandan da, 'Allah, risâletinin temsil yetkisini kime vereceğini herkesten daha iyi bilir' diyordu."
Muhammed b. Müslim şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Câfer'in (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) şöyle dediğini duydum:
"Allah Azze ve Celle vardı ve O'ndan başka hiçbir şey yoktu. O, olacakları biliyordu. Varlıkların olmasından önce onları bilmesi, olmalarından sonra onları bilmesi gibidir."
Fudayl b. Sukkera şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Câfer'e (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) dedim ki: 'Sana kurban olayım. Eğer uygun görürsen bana; yüce Allah, varlıkları yaratmadan önce tek olduğunu biliyor muydu? Çünkü senin dostların bu hususta farklı görüşleri savunuyorlar.
Bazısı diyor ki: 'Varlıklardan herhangi bir şeyi yaratmadan önce biliyordu.' Bazısı ise şu görüşü savunuyor: 'Biliyor'un anlamı, yapıyordur. Allah, varlıkları yaratmadan önce kendisinden başka kimsenin olmadığını bugün biliyor.' Ayrıca diyorlar ki: 'Eğer Allah'ın her zaman kendisinden başka kimsenin olmadığını bildiğini söylersek, O'nunla birlikte ezelî niteliğine sahip bir başkasını da ispatlamış oluruz.'
Efendim, eğer uygun görürsen ötesine geçemeyeceğim, başka bir şeye ihtiyaç duyamayacağım bir bilgiyi öğret.'
Bana şu cevabı yazdı: Şânı kutlu ve yüce olan Allah, her zaman bilendir."
Muhammed b. Müslim, EbuCâfer'in (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) kadîm sıfatı hakkında şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Allah birdir, Samed'dir.
Anlam olarak birdir, farklı birçok anlamları yoktur."
Dedim ki: "Sana kurban olayım. Iraklılar'ın bazısı, yüce Allah'ın görmeyen bir şey aracılığıyla işittiğini ve işitmeyen bir şey aracılığıyla gördüğünü söylüyorlar."
İmam buyurdu ki: "Yalan söylüyorlar. Böyle söylemekle dinden sapıyorlar ve Allah'ı kullarına benzetiyorlar. Allah işitir, görür. Görenle işitir, işitenle görür."
Dedim ki: "Yüce Allah'ın görmekten kendilerinin anladıkları tarzda gördüğüne inanıyorlar." Bana dedi ki: "Allah bu tür yakıştırmalardan münezzehtir. Ancak yaratılmışlık sıfatına sahip olan şeyler anlaşılır. Allah ise yaratılmış değildir."
"Bir gün Ebu Câfer'in (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) huzuruna gittim. O sırada Hâricîler'den biri içeri girdi ve şöyle dedi: 'Ey Ebu Câfer! Neye tapıyorsun?'
'Allah'a' dedi.
'Peki, O'nu gördün mü?' diye sordu.
'Hayır, çünkü O'nu çıplak gözle görmek mümkün değildir; fakat kalpler O'nu iman hakikatleriyle görür. Mukayeseyle bilinmez, duyularla algılanmaz, insanlara benzemez. Ayetlerle vasfedilir, alâmetlerle bilinir. Hükmederken zulmetmez. İşte Allah bu! O'ndan başka ilâh yoktur.'
Adam çıkıp gitti bir yandan da, 'Allah, risâletinin temsil yetkisini kime vereceğini herkesten daha iyi bilir' diyordu."
Muhammed b. Müslim şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Câfer'in (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) şöyle dediğini duydum:
"Allah Azze ve Celle vardı ve O'ndan başka hiçbir şey yoktu. O, olacakları biliyordu. Varlıkların olmasından önce onları bilmesi, olmalarından sonra onları bilmesi gibidir."
Fudayl b. Sukkera şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Câfer'e (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) dedim ki: 'Sana kurban olayım. Eğer uygun görürsen bana; yüce Allah, varlıkları yaratmadan önce tek olduğunu biliyor muydu? Çünkü senin dostların bu hususta farklı görüşleri savunuyorlar.
Bazısı diyor ki: 'Varlıklardan herhangi bir şeyi yaratmadan önce biliyordu.' Bazısı ise şu görüşü savunuyor: 'Biliyor'un anlamı, yapıyordur. Allah, varlıkları yaratmadan önce kendisinden başka kimsenin olmadığını bugün biliyor.' Ayrıca diyorlar ki: 'Eğer Allah'ın her zaman kendisinden başka kimsenin olmadığını bildiğini söylersek, O'nunla birlikte ezelî niteliğine sahip bir başkasını da ispatlamış oluruz.'
Efendim, eğer uygun görürsen ötesine geçemeyeceğim, başka bir şeye ihtiyaç duyamayacağım bir bilgiyi öğret.'
Bana şu cevabı yazdı: Şânı kutlu ve yüce olan Allah, her zaman bilendir."
Muhammed b. Müslim, EbuCâfer'in (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) kadîm sıfatı hakkında şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Allah birdir, Samed'dir.
Anlam olarak birdir, farklı birçok anlamları yoktur."
Dedim ki: "Sana kurban olayım. Iraklılar'ın bazısı, yüce Allah'ın görmeyen bir şey aracılığıyla işittiğini ve işitmeyen bir şey aracılığıyla gördüğünü söylüyorlar."
İmam buyurdu ki: "Yalan söylüyorlar. Böyle söylemekle dinden sapıyorlar ve Allah'ı kullarına benzetiyorlar. Allah işitir, görür. Görenle işitir, işitenle görür."
Dedim ki: "Yüce Allah'ın görmekten kendilerinin anladıkları tarzda gördüğüne inanıyorlar." Bana dedi ki: "Allah bu tür yakıştırmalardan münezzehtir. Ancak yaratılmışlık sıfatına sahip olan şeyler anlaşılır. Allah ise yaratılmış değildir."