71 yıllık ömrümde nice sıkıntı ve üzüntüleri aşarak bugünlere gelmenin şükrünü eda etmekteyim, sevgili okurlarım.Ancak 13 yıllık AKP iktidarında gördüğüm ve yaşadığım acımasızlığın had safhada olduğunu, son birkaç gün önceki vahşetle tekrar yaşadık. Bugün ülkemin her yerinde analar, babalar ve aileleri kan ağlıyor. Şanlıurfa'nın Suruç ilçesindeki terör saldırısında 32 gencecik canın hayatına vahşice son verildi. 100 kişinin üzerinde insan yaralı? Adıyaman'da şehit olan askerimiz, Ceylanpınar'da şehit olan polislerimiz?İnanın insanın kanı donuyor. Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet ve geride kalan analara, babalara, ailelerine, çocuklarına ve yakınlarına Yüce Rabbimden sabırlar diliyorum.Nedir bu vahşet ve sorumluları kimlerdir? Büyük Ortadoğu Projesi Eş Başkanı Uzun adamın projesi hayata mı geçiyor. İnancım odur ki bu millet bu kirli oyuna fırsat vermeyecektir.Çünkü büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti'ni sonsuza dek yaşatacak Türk milleti var.Milli mücadele ruhuna ters düşen yönetim ve yöneticilerin eline bu millet terk edilmemelidir.13 yıllık AKP iktidarı tam bir yıkımın adı olmuştur. Hukuk ve adalet ayaklar altındadır bugün. Basın ve milletin kendini ifade özgürlüğü yok edilmiştir. Polis iç güvenliği sağlama yerine, iktidar milisi olarak anayasa ve yasalara karşı kullanılmaktadır. Ordu zayıflatılmış, görev yapamaz hale gelmiştir. Milliyetçilik ayaklar altına alınmıştır.İslam dünyasını kana bulayan terör örgütleri güzel ülkemizi bir üs haline getirmişlerdir. Ateş çemberi içerisindeyiz. Ülkemizin her yerinde bu tip terör saldırıları olacağı endişesi herkesi kaplamıştır.Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) devletin ve milletin güvenliği yerine iç politika malzemesi yapılması kabul edilir değildir. Bu saldırıların olacağını MİT nasıl olur da bilemez ve tedbir alınamaz. Bu meyanda Başbakan'ın açıklamaları ciddiyetten uzaktır.DİSK Genel Başkanı Kani Beko konuşmasında hükümeti sert bir dille eleştiriyor. Doğru ama değerli kardeşim Kani Beko, 1980 öncesi sen de biliyorsun ki bizler görevde iken işçilere ve tüm emekçilere ülke çıkarları söz konusu olduğu zaman nerede ne yapmamızı bildirir, aynen uygulanırdı. O günleri hatırlıyorum. DİSK'in çağrısına sendikalar ve sivil toplum örgütleri birleşir, genel greve giderdik, iktidarı değiştirirdik. Şimdi birleşme zamanı. İktidardaki partinin ve parlamentodaki partilerin kapitalist ekonomi bağımlısı oldukları için bu ülkeye verebilecekleri hiçbir şey yoktur. Ülkemizin güvene, huzura, barışa ulaştırma adına, yeraltı kaynaklarımızın halkımızla paylaşarak, ekonomik zenginliğe ulaşma ihtiyacımız vardır. Bu kaynaklar, milletimizi kıyamete kadar besleyecek güçte olduğunu bilimsel araştırmalarda ortaya koyan ve bunu açıkça bütün dünyaya haykıran Milli Ekonomi Modeli (MEM)'in sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'a artık kulak vermeliyiz. Yeniden milli mücadele ruhu ile Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ı iktidar etme zamanı gelmiş ve geçmektedir.Sendikalar, sivil toplum örgütleri, ey milletim! Aklımızı başımıza toplayalım. Vakit geçmiş değil, ufukta seçim görünüyor. Bağımsız Türkiye Partisini iktidara taşıyarak ülkeyi kurtaralım inşallah. Allah yardımcımız olsun.
Mehmet DİNÇ / diğer yazıları
- 65 yaş ayrımcılığı / 01.06.2020
- Kardeşliğe çağrı / 19.08.2015
- Terörsüz özgürlük / 07.08.2015
- Milli mücadele ruhu / 27.07.2015
- İşçi hakları / 22.07.2015
- Kardeşliğe çağrı / 19.08.2015
- Terörsüz özgürlük / 07.08.2015
- Milli mücadele ruhu / 27.07.2015
- İşçi hakları / 22.07.2015