Rahatlık hayır mı, şer mi? Bazı sahabeler, dünyadaki rahatlıklarını hayra yormamışlar, şerre işaret olarak görmüş, hatta fazla rahatlıklarından ürkmüşler bile.Maddi imkânları her geçen gün çoğalan Abdurrahman bin Avf, şöyle sızlanmış:- Elimi attığım her şey bereketleniyor, kazancım her geçen gün çoğalıyor, işlerim hep yolunda gidiyor, hastalanmıyor, sıkıntıya düşmüyorum. Bundan ise korkuyorum. Acaba diyorum, bütün zevkimi, rahatımı burada yaşayıp bitiriyorum da. ahiretime bir şeyim kalmıyor mu, diye endişeye kapılıyorum...Büyükleri böylesine endişeye sevkeden âyetin işaretinden anladığımıza göre Rabbimiz:- "Dünyada bütün isteklerinizi verdim, nail olmadığınız bir arzunuz kalmadı, gelin bakalım şimdi bunca nimetlerin hesabını vermeye!" diye soracak.İşte dünyada bütün istekleri yerine gelen mü'minlerin korktukları hitap, maruz kalacakları teklif bu...Maddi imkânlar güzel, makam, mevki tamam... Sıhhat, afiyet yerinde.. Herhalde bunca nimetlerin bir şükrü de olacak, bir suâli gelecektir...Bundandır ki, hastalananlar, geçim sıkıntısı çekenler çeşitli üzüntülere uğrayan uyanık kalbli insanlar, fazla üzülmemişler, belki âhiretteki sualimizi hafifletecek, günahlarımızın affına vesile olacak diye düşünmüş, sıkıntı içinde sabır hissine girmiş, huzur duymuşlar...