'İsrail devleti, Batı sömürgeciliğinin ürünü'
Cezayirli düşünür ve Kuala Lumpur Lumpur Düşünce ve Medeniyet Forumu genel sekreteri Abdurrezzak Makri, Batı medeniyetinin üzerine kurulduğu değerler ve sömürgecilik tecrübesinin Gazze soykırımındaki rolünü değerlendirdi.
27.08.2024 23:46:00
AA
AA
Cezayirli düşünür ve Kuala Lumpur Lumpur Düşünce ve Medeniyet Forumu genel sekreteri Abdurrezzak Makri, Batı medeniyetinin üzerine kurulduğu değerler ve sömürgecilik tecrübesinin Gazze soykırımındaki rolünü değerlendirdi. Makri, Batı medeniyetinin sömürgecilik, zulüm, saldırganlık ve halkların haklarının ihlal edilmesi üzerine kurulu bir medeniyet olduğunu anlatarak, "İsrail devleti, Batı sömürgeciliğinin tarihi bir ürünü olup, aralarındaki benzerlik taklit üzerine değil, organik bir yapıdadır. ABD, yerli halkların yok edilmesi ve yerlerine geçilmesi üzerine kuruldu. Siyonistlerin arzuladığı da bu" dedi. Siyonistlerin, Aksa Tufanı operasyonu sonrasında yeniden gündeme gelen iki devletli çözümü veya Müslümanların, Hıristiyanların ve Yahudilerin birlikte yaşayacağı tek devlet modelini kabul etmediğini hatırlatan Makri, "Onlar, Filistinlilerin bir kısmını Sina'ya ve Ürdün'e sürmek, bir kısmını soykırıma uğratmak, geriye kalan azınlığın ise kültüründen, toprağından ve haklarından feragat etmesini istiyorlar" diye konuştu.
Makri, Batı medeniyetinin diğer medeniyetlerin halklarını yok ederek, kültürleri tahrip ederek ve diğer halkları medeniyetlerinden uzaklaştırarak yükseldiğini kaydederek, şunları söyledi: "15. yüzyılda Amerika ve Avustralya kıtalarının keşfinden sonra bu bölgelere kitlesel soykırım uygulayan suçlular götürüldü. İnka, Aztek ve Maya gibi köklü medeniyetler ezildi. Soykırım çeşitlilik gösterdi; toplu öldürmelerden, topraklarından sürmeye, kültürel işaretleri silmeye ve yerleşimci sömürgeciliğe kadar uzandı. Öyle ki, Fransız sömürgeciliği sırasında Cezayir'de 1830-1962 yılları arasında yaklaşık 7 milyon Cezayirli katledildi. Bu, Cezayir'in resmi istatistiklerine ve Fransız arşivlerine göre nüfusun neredeyse yarısına tekabül ediyor. Bu dehşet verici suçlara rağmen, Batı sömürgeciliği, İspanyol, Portekiz, Fransız, İngiliz, İtalyan ve Alman sömürgeciliği, şimdilerde ise Amerikan ve Siyonist sömürgeciliği, mağduru katil, vahşi ve barbar gibi gösteriyor. Filmler, medya ve Batı tarih kitapları da bu manipülasyonu sürdürüyor. Batı barbarlığı zihniyeti, siyaset ve uluslararası ilişkilerde 'gerçekçilik' doktrini adı altında bir felsefe ve akademik kurallara dönüştü. Bu doktrin, ırkçılık, bencillik, kaos, zulüm ve güç mantığı üzerine kurulu. Nitekim, Niccolo Machiavelli'nin 'Prens' adlı kitabında ve Thomas Hobbes'un 'Leviathan' adlı kitabında yazdığı gibi, bu doktrin Batı'nın dış politikasını hala tamamen yönetiyor. Siyonistlerin suç odaklı politikaları da bu Batı düşüncesinin bir devamı niteliğinde olup, Talmudik dini boyutlarca beslenmiştir."