Devlet ve milletimize yönelik projeleri dışında bugünkü siyasi yapıya karşı aynen şu cümleleri kuruyordu Sayın Baş: 'Ben bu siyaseti rahatlatmaya gelmedim, rahatsız etmeye geldim. Rahatları yerindeydi, bunların biraz rahatsız edilmeye ihtiyacı vardı, o yüzden yola çıktık'.
Sayın Baş'ın rahatsız edici başlıklarından biri de İsrail başlığıydı.
Yıllarca 'Mescid-i Aksa, Kudüs, Filistinliler' başlığında milletimize İman üzerinden bir İsrail- düşmanlığı pozu verdiler. Hatta 'yok olacaksınız, taşlar bile sizi deşifre edecek, arkasına saklanacak bir taş bile bulamayacaksınız' bile dediler.
Geldiğimiz noktayı ise Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş şöyle açıkladı:
"Dün bizim en büyük düşmanımız kimdi? İsrail... Bugün yandaş kanalları izliyorum. Gerine gerine İsrail güzellemesi yapıyorlar. İsrail'in doğalgazının geçiş noktası Türkiye olacakmış. O kadar mutlular ki...
Dün düşmandı bunlar. Dün biz sokakta kola döktük, one minute dedik. Ne oldu? Şimdi en kadim dostumuz oldu. Sarayda ağırladılar. Hahamlara el açtırıp dua ettirdiler, arkalarına geçip ellerini açıp amin dediler. Kimler? Müslümanlar... Ve bugün dost oldu o İsrail."
İlginçtir! Sokaktaki insanlar hala o 'one munit'te takılı kalmış. 14 ülkenin hahambaşılarının Saray'a davet edildiği, İsrail ile dost olmak için aracılık etmeleri istendiği, hep beraber dua ettiklerini anlatıyoruz. Vatandaş inanmıyor. Hatta iftiracı diyor.
Daha geçen hafta İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, Türkiye'deydi. Giderken Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilere açıklamalarda bulundu.
"Türkiye ve İsrail'in, güvenlikle ilgili birçok sınamadan geçtiğini kaydeden Gantz, "Savunma alanında yeniden kurduğumuz ilişkilerimiz, İbrahim Anlaşması'nın da ortaya çıkardığı pozitif etkiyle Orta Doğu'nun istikrar ve güvenliğine katkı sağlayacaktır." dedi.
Hangi İbrahim? Ne anlaşması? Kiminle barış?
Dini tabirleri dilinden düşürmeyenler, "İman edenlere karşı düşmanlık yönünden insanların en şiddetlisi olarak Yahudileri ve Allah'a ortak koşanları bulursun" (Maide 82) ayetini hiç okumadılar mı?
Hadi okumadılar! Ya din adına iktidar partisini savunanlar damı okumadı?
AKP, İsrail ile hep dost idi
İddia değil. Belgeli ispattır.
1-AKP, 3 Kasım seçimleri öncesinde 16 Temmuz 2002'de ABD'de Yahudi Ulusal Güvenlik Enstitüsü JINSA'da temaslarda bulunarak iktidar vizesi desteği aradı ve aldı.
2- Erdoğan Ocak 2004'teki ABD ziyareti sırasında Amerikan Yahudi Komitesi'nden "cesaret madalyası" aldı. Bu madalya, dünyada ilk kez Yahudi olmayan bir isme, dahası bir Müslüman'a verildi!
3- 2004 yılında AKP'li Ömer Çelik, TBMM'de yaptığı bir konuşmada, "Filistinlilerin yaptığını terör, İsrail'in yaptığını ise şiddet" olarak nitelendirdi.
4-AKP hükümeti, İsrail ile 15 Temmuz 2004'de Ankara'da bir mutabakat zaptı imzalayarak, Serbest Ticaret Anlaşması kapsamında "temel ve işlenmiş tarım ürünleri ticaretindeki tavizlerin karşılıklı genişletilmesini müzakere etme konusunda" anlaştı. Böylece Türk tarımı, İsrail'in tekeline girdi.
AKP'den önce 200 milyon dolar seviyesinde olan İsrail ile ticaretimiz AKP ile 6,5 milyar dolar seviyesine çıktı.
İsrail'in toprak alımlarına kolaylık getiren yasa 19 Temmuz 2003 tarihinde, AKP tarafında yürürlüğe konulan 4916 sayılı yasa olduğunu da belirtelim.
5-Tayyip Erdoğan 1 Mayıs 2005 tarihli İsrail ziyareti sırasında insansız uçak Heron anlaşmasını imzaladı. Bu ziyarette 200 milyon dolarlık bu anlaşmayla yetinilmedi, M-60 tanklarının modernizasyonu için yeni protokol yapıldı ve 17 ayrı askeri proje görüşmesi yapıldı!
18 Kasım 2001'de; "ABD, İsrail'i korumak için Şaron'a göz yummaya devam etmektedir. İsrail'in, Filistin'e uyguladığı katliamı kınıyoruz. Filistin'de kan akmaya devam ediyor ama hükümetin bu konuda maalesef bir duyarlığı yok" diyen Erdoğan 13 Haziran 2004 "Ben, Ehud Barak'ın (İsrail başbakanı) başlatmış olduğu barış sürecine katılıyorum.
Ancak Sayın Barak'ın başlattığı süreç devam etmedi. Sayın Arafat büyük bir fırsatı tepmiştir. 80 yaşına merdiven dayamış olan bir Arafat barışın önünde bir engel olamaz. Bu işi halklar arasında çözebiliriz" dedi.
6- Davos'ta sözde "one-minute" krizi yaşanırken, TBMM'de bizzat AKP'li vekillerce kurulan 361 üyeden 271'ini AKP'li olduğu Türkiye-İsrail Dostluk Grubu vardı.
Türkiye-Filistin Dostluk Grubu iyesi ise sadece 60 milletvekili bulunuyordu!
7- Erdoğan, Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin 44 yıllığına İsrailli şirkete verilmesine itiraz edenleri "Yahudi düşmanlığı" yapmakla suçladı.
8- Erdoğan, Rotaryen toplantısına katılan ilk başbakandır. (18 Mayıs 2004, Vakit)
9- Bülent Arınç, Rotaryenlere, "Peygamberimiz, 'Veren el alan elden üstündür' diyor. Siz veren elsiniz, öpülecek elsiniz" dedi. (18.05.2003 – Vakit)
AKP Antalya milletvekili Mehmet Dülger kendisinin rotaryen olduğunu açıkladı. ( 23.5.2003 Vakit)
10- Türkiye'de ilk defa Siyonizm konferansı yapıldı. (7.12.04 – Vakit)
Erdoğan gerçekleştirdiği İsrail ziyaretinde eşiyle beraber Siyonizm'in kurucusu Theodor Herzl'in mezarını ziyaret etmiş, saygı duruşunda bulunmuştu.
11- Hür ve Kabul Edilmiş Büyük Masonlar Locası'nın üstadı Asım Akin 22Temmuz seçimlerinde AKP'yi destekleme emrini masonlara tebliğ etti. Bu, uluslararası bir talepti.
12- İsrail, 6 Eylül 2007 tarihinde Suriye'nin gizli nükleer reaktörünü vurduğunda Türkiye hava sahasını kullandı.
13-İsrail, Lübnan'a saldırdı. Bu saldırı 28 gün sürdü ve Hizbullah'a yenilip geri çekildi. İsrail isteği ABD'nin teklifiyle bölgeye barış gücü altında Türk askeri gönderildi.
14-Mavi Marmara katliamı. 'Çadırdan özür dilediler'. 20 milyon dolar verdiler. Yeni Akit'ten kovulan Abdurrahman Dilipak o gün şöyle diyordu: "Mavi Marmara gemisine binen kişilerin listesi sadece hükümette vardı ve aynı liste, gemiye indirme yapan İsrail askerlerinin de elinde bulunuyordu."
Ve
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor ki: "Filistin halkının yanındayız. Filistin'i de hiçbir zaman yedirmedik, yedirmeyiz."
Geçmişi malum adalet Bakanı Bozdağ diyor ki: "Türkiye, Filistin davasının dünyadaki en güçlü savunucularından birisidir".
Allah Resulü Hz. Muhammed'de (s.a.a.) diyor ki: "Bize silah çeken bizden değildir. Bize hile yapan, bizi aldatan da bizden değildir." (Müslim, Îmân 164, Fiten 16. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Büyû 50; Tirmizî, Büyû 72; İbni Mâce, Ticârât 36)
- Bu devlet ‘bebek katilinin’ himmetine muhtaç değildir / 02.01.2025
- Yeni yıla ve rahmet aylarına Ehl-i Beyt ile girmek / 01.01.2025
- Türkiye’deki cinayetlerden kim sorumlu? / 30.12.2024
- Peygamberimiz hayattayken de adına yalan söylenmişti / 29.12.2024
- Emekliler de Saray sofrasında çarpıldı / 28.12.2024
- Hüseyin Baş tabuları yıkıyor, ezberleri bozuyor / 27.12.2024
- Hüseyin Baş’tan Atatürk duruşu / 26.12.2024
- Türkiye’yi batırdı ama Suriye’yi ayağı kaldıracak! / 25.12.2024
- Bu sorumluluğu tarih değil ABD yükledi / 23.12.2024