Et fiyatları arttı kuyruklar uzadı
Türkiye ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya. Türk lirası rekor değer kaybetti, resmi enflasyon yüzde 60'ı aştı. Krizin etkisiyle, ucuz ürün satışlarında uzun kuyruklar görülmeye ve belirli alanlarda ürün yokluğu hissedilmeye başlandı. Bir bakıma Türkiye 1970'li yıllara geri döndü
25.02.2024 12:30:00 / Güncelleme: 25.02.2024 12:35:33
Fahri Fatih Özcan
Fahri Fatih Özcan
Türkiye, 2018 yılından beri yaşadığı ekonomik krizin pençesinde. Türk lirasının dolar karşısında yüzde 80'den fazla değer kaybetmesi, enflasyonun yüzde 60'ı aşması, cari açık ve yabancı para borcunun artması, halkın geçim sıkıntısını artırdı. Ucuz ürün satışlarında uzun kuyruklar oluşurken, bazı temel gıda maddeleri piyasada bulunamaz hale geldi.
Ankara'da bir markette alışveriş yapan Ayşe Hanım, "Eskiden 100 liraya dolu dolu alışveriş yapardık, şimdi 500 lira yetmiyor. Yağ, şeker, un ateş pahası. Ekmek bile pahalı. Kuyruklar bitmiyor" dedi.
İstanbul'da bir fırında ekmek almak için bekleyen Mehmet Bey ise, "Ekmek fiyatı her gün artıyor. Bir de ekmek bulmak zor. Sabahın köründe kalkıp kuyruğa giriyoruz. Bu nasıl hayat?" diye sitem etti.
Öte yandan gıda fiyatlarındaki artış, özellikle kırmızı ete yansıdı. Etin kilogram fiyatı bugün 500 liraya kadar çıktı.
Bu durumda, vatandaşlar ucuz et bulabilmek için alternatif arayışına girdi. Et ve Süt Kurumu ucuz et satışı yaparak vatandaşlara bir nebze de olsa nefes aldırdı. Ancak bu marketlerin önünde de uzun kuyruklar oluştu. Vatandaşlar, sınırlı sayıda gelen ve kilosu yaklaşık 300 lira olan etleri alabilmek için sabahın erken saatlerinde ve soğuk havada kuyruğa girdi. Bazı vatandaşlar, 1 kilo et alabilmek için 500 metrelik kuyrukta bekledi.
Bu manzara, Türkiye'nin hayvancılıkta önde gelen şehirlerinden olan Konya ve Erzurum'da da görüldü. Türkiye'nin sığır ve koyun varlığında ilk sırada yer alan bu şehirlerde, et kıtlığı ve pahalılığı vatandaşları isyan ettirdi. Vatandaşlar, iktidara tepki göstererek, "Bu nasıl hayat? Hayvancılık, tarım bölgesi olan yerde etsizlik yaşıyoruz. Milletvekilleri ne yapıyor? Aldıkları para zıkkım olsun onlara" dedi.
Ekonomik krizin etkileri sadece gıda sektöründe değil, diğer alanlarda da hissediliyor. Elektrik, doğalgaz, su, ulaşım, sağlık, eğitim gibi temel hizmetlerin fiyatları da sürekli artıyor. Halkın alım gücü ve yaşam kalitesi düşüyor.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre, Türkiye'de yoksulluk oranı 2019 yılında yüzde 10,2 iken, 2020 yılında yüzde 12,2'ye yükseldi. 2022 yılında bu oran yüzde 16,6 oldu. Asgari ücretli çalışanların ve emeklilerin yarısından fazlası açlık sınırının altında bir gelire sahip.
Ekonomik krizin çözümü için hükümetin aldığı önlemler ise yetersiz kalıyor. Para politikasında sık sık yapılan değişiklikler, faiz indirimleri, vergi indirimleri, kredi kolaylıkları, halkın güvenini sağlayamıyor. Uzmanlar, krizin aşılması için enflasyonu kontrol altına almak, mali sürdürülebilirliği sağlamak, yatırımları canlandırmak ve kapsayıcı bir büyüme stratejisi izlemek gerektiğini belirtiyor.
Ankara'da bir markette alışveriş yapan Ayşe Hanım, "Eskiden 100 liraya dolu dolu alışveriş yapardık, şimdi 500 lira yetmiyor. Yağ, şeker, un ateş pahası. Ekmek bile pahalı. Kuyruklar bitmiyor" dedi.
İstanbul'da bir fırında ekmek almak için bekleyen Mehmet Bey ise, "Ekmek fiyatı her gün artıyor. Bir de ekmek bulmak zor. Sabahın köründe kalkıp kuyruğa giriyoruz. Bu nasıl hayat?" diye sitem etti.
Et kuyrukları arttı
Öte yandan gıda fiyatlarındaki artış, özellikle kırmızı ete yansıdı. Etin kilogram fiyatı bugün 500 liraya kadar çıktı.
Bu durumda, vatandaşlar ucuz et bulabilmek için alternatif arayışına girdi. Et ve Süt Kurumu ucuz et satışı yaparak vatandaşlara bir nebze de olsa nefes aldırdı. Ancak bu marketlerin önünde de uzun kuyruklar oluştu. Vatandaşlar, sınırlı sayıda gelen ve kilosu yaklaşık 300 lira olan etleri alabilmek için sabahın erken saatlerinde ve soğuk havada kuyruğa girdi. Bazı vatandaşlar, 1 kilo et alabilmek için 500 metrelik kuyrukta bekledi.
Bu manzara, Türkiye'nin hayvancılıkta önde gelen şehirlerinden olan Konya ve Erzurum'da da görüldü. Türkiye'nin sığır ve koyun varlığında ilk sırada yer alan bu şehirlerde, et kıtlığı ve pahalılığı vatandaşları isyan ettirdi. Vatandaşlar, iktidara tepki göstererek, "Bu nasıl hayat? Hayvancılık, tarım bölgesi olan yerde etsizlik yaşıyoruz. Milletvekilleri ne yapıyor? Aldıkları para zıkkım olsun onlara" dedi.
Ekonomik kriz her alanda hissediliyor
Ekonomik krizin etkileri sadece gıda sektöründe değil, diğer alanlarda da hissediliyor. Elektrik, doğalgaz, su, ulaşım, sağlık, eğitim gibi temel hizmetlerin fiyatları da sürekli artıyor. Halkın alım gücü ve yaşam kalitesi düşüyor.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre, Türkiye'de yoksulluk oranı 2019 yılında yüzde 10,2 iken, 2020 yılında yüzde 12,2'ye yükseldi. 2022 yılında bu oran yüzde 16,6 oldu. Asgari ücretli çalışanların ve emeklilerin yarısından fazlası açlık sınırının altında bir gelire sahip.
Ekonomik krizin çözümü için hükümetin aldığı önlemler ise yetersiz kalıyor. Para politikasında sık sık yapılan değişiklikler, faiz indirimleri, vergi indirimleri, kredi kolaylıkları, halkın güvenini sağlayamıyor. Uzmanlar, krizin aşılması için enflasyonu kontrol altına almak, mali sürdürülebilirliği sağlamak, yatırımları canlandırmak ve kapsayıcı bir büyüme stratejisi izlemek gerektiğini belirtiyor.