Enkaz kaldırmakta iyiyiz! Tedbir almakta ise berbat...
İzmir'de yüreğimizi yakarak 26 canımızı kaybetmemize neden olan dehşetli deprem, Türkiye’nin yüzüne ‘depreme hazır değiliz’ gerçeğini tokat gibi bir kez daha vurdu. Siyasiler enkaz kaldırmaktaki performanslarını artık depreme hazırlık konusunda da ortaya koymaları gerekiyor
İzmir'de yüreğimizi yakarak 26 canımızı kaybetmemize neden olan dehşetli deprem, Türkiye’nin yüzüne ‘depreme hazır değiliz’ gerçeğini tokat gibi bir kez daha vurdu. Siyasiler enkaz kaldırmaktaki performanslarını artık depreme hazırlık konusunda da ortaya koymaları gerekiyor
31.10.2020 20:14:00
26 canımızı kaybettiğimiz, 885 kişinin ise yaralandığı İzmir Seferihisar merkezli büyük depremden sonra 35'inin büyüklüğü 4'ün üzerinde olmak üzere yaklaşık 500 artçı sarsıntı meydana geldi. Büyük depremde 17 bina çöktü. Bu çöken binalardan dün itibarıyla 9'unda arama kurtarma çalışmalar tamamlandı. 8 binada ise çalışmalar dün de devam etti. Depremde arma kurtarma ve enkaz kaldırma faaliyeti için tüm Türkiye seferber oldu. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Jandarma Arama Kurtarma (JAK), sivil toplum kuruluşlarına bağlı arama kurtarma ekipleri ve belediyelerden toplamda 5 bin 106 personel, 20 arama kurtarma köpeği ile 754 araç bölgede arama ve kurtarma çalışmalarına katıldı. AFAD, ihtiyaç sahibi afetzedelere dağıtılmak üzere şu an için sadece standart gıda kolisi ve yeni battaniye ihtiyacı olduğu bildirildi.
104 kişi enkazdan kurtarıldı
Yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "5 bin kurtarma görevlimiz sahada. Ağırlı hasarlı binalar var, evlere girilmemeli. Şu ana kadar 104 kişi enkazdan kurtarıldı. 56 bin kişi kapasiteli mobil beslenme ünitelerimiz şu an alanda. Ağır hasarlı binalar için taşınma yardımı yapılacak" dedi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ise yaptığı açıklamada, "İzmir için 5 milyonluk acil yardım ödeneği çıkardık" ifadelerini kullandı.
Yıkılan binalarda kullanılan malzeme kötü
Uzmanlar İzmir'de 40 bin binanın yenilenmesi gerektiğini kaydediyor. Uzmanların açıklamalarına göre 30 Ekim'de yaşanan depremde çöken 35 yıllık Rıza Bey Apartmanı da yaklaşık bir ay önce yapılan tespitlerde bu apartman da yenilenmesi gereken yapılan listesinde yer aldığı öğrenildi. Bir binanın sağlamlığını üç şeyin belirlediğini dikkat çeken uzmanlar bunların zemin yapısı, beton ve demir olduğunu söyledi. Bu üç unsurun doğru kullanılıp değerlendirilmesiyle sağlam yapıların inşa edilebileceğine vurgu yapan uzmanlar, bunların herhangi birinde yaşanacak ihmal ya da usulsüzlüğün İzmir'de olduğu gibi yapıların çökmesine neden olacağı konusunda uyarılarda bulundu. İzmir'de önceki gün çöken Rıza Bey Apartmanı'nda da kullanılan demirin artık kullanımı yasaklanmış olan yuvarlak demir olduğu açıklandı. Uzmanlar, yuvarlak demirin bir deprem anında betonla en kolay ayrışan yapı elemanı olduğunu söylüyor.
74 milyon vatandaş 1. derece deprem bölgesinde
Depremin ardından açıklamalarda bulunan tüm uzmanların üzerinde fikir birliğine vardıkları şey ise depreme hazırlık konusunda yapılanların yetersiz olduğu ve atılması gereken adımların atılmadığı konusu oldu. Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 90'ının, yani 74 milyon vatandaşımızın birinci derece deprem bölgesinde yaşadığı düşünülünce Türkiye için depreme hazırlık en hayati milli mesele olarak değerlendirilmesi ve zaman kaybetmeden ne yapılacaksa bunların yapılması gerekiyor. Ancak gelin görün ki 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin üzerinden 21 yıl geçmiş olmasına rağmen depreme hazırlık konusunda bir arpa boyu mesafe alınabilmiş değil. Halihazırda Türkiye genelinde deprem yönetmeliğine göre inşa edilmemiş 6.7 milyon konut dönüşüm bekliyor. Bu konutların yaklaşık 1.5 milyonu için ise uzmanlar dönüşümün çok acil yapılması gerektiğini söylüyor. Bu da uzmanların mutlaka olacak dedikleri başta Marmara depremi olmak üzere yıkıcı depremlere hazırlıksız yakalanacağımızı ve maalesef binlerce insanımızı kaybedeceğimizi gösteriyor.
İstanbul'da durum iyi değil
İzmir'de yaşanan büyüklükte bir deprem olması durumun felaket derecesinde çok çok daha büyük bir yıkımla karşılaşacak 16 milyon nüfusla Türkiye nüfusunun yaklaşık 5'te 1'ini barındıran İstanbul'da da depreme hazırlık konusunda durum hiç iç açıcı değil. Uzmanlar, 1999-2003 yılları arasında İstanbul İl Afet Merkez Kurulu tarafından çadır ve toplanma alanı için belirlenen 493 alanının dörtte üçünden fazlasının bugün AVM ve gökdelenlere dönüştürüldüğünü ifade ediyor. Mega kentte birçok ilçede 5 ya da 10 metrekareye geçmeyecek bir-iki çadır daha kurulamayacak minik alanlarda 'toplanma alanı' tabelalarını görmek mümkün. Üstelik uzmanlar ülkemizde mevcut yapı stokunu güvenli hale getirmek için vergilerle toplanan yaklaşık 60 milyar liranın deprem için değil amaç dışı kullanıldığını ifade ediyor.