logo
11 HAZİRAN 2024

En yüce makam kulluktur

Kelime olarak kulluk; emre itaat, ittika manasına gelir. Yani tam bir teslimiyet... Buna Arap dilinde kölelik denir

21.12.2020 00:58:00
En yüce makam kulluktur
En yüce makam kulluktur
Allah'ın kainatta yarattığı birçok varlık var. Nebatat var, hayvanat var, melekler var, cinler var…
 
Bunların kendi aralarında nevileri var. Allah, ayrı ayrı binlerce, on binlerce mahluk yaratmış. Hepsinin bir maksadı, bir gayesi var… Hiçbir şey gayesiz yaratılmamıştır.
 
Biz bunların ancak bazılarının gayesini biliyoruz, anlıyoruz. Fakat şunu çok iyi biliyoruz ki; bu varlıklar insan için yaratılmıştır.
 
Allah, özel bir tecelli ile insan dediğimiz varlığı yaratmış, eşref–i mahlûk/yaratılmışların en şereflisi olarak seçmiştir. Alemde merkez olarak insanı tayin etmiştir. İnsanın, merkez olması münasebetiyle, yaratılış gayesi olan kulluk yönü çok yüce olması gerekiyor. Çünkü insanı, kendine hizmet için yaratılan diğer varlıklardan ayıran özelliği kulluğudur.
 
 
İnsanın yaratılış gayesi Allah'a kulluktur
 

 
Diğer varlıklarla insanı mukayese ettiğimiz zaman, onun mutlaka farklı bir yönünün olması gerektiğini tespit etmemiz mümkündür. Bu meseleyi çok uzatmadan, o farkın, o nüktenin kulluk olduğunu söyleyebiliriz. Kul olmaktır insanın farkı…
 
Hayvanların böyle bir iddiası yoktur. Kedinin, köpeğin, karıncanın, yılanın, aslanın, tilkinin böyle bir iddiası yok…
 
Onun için hayvanlar gelişi güzel yaşarlar. Bu nedenle, arifler, nereden gelip gittiğini anlamayan, hayvanimiş" diye buyurmuşlardır. Hayatı bir tesadüf olarak görüp,bu basitlikte yaşarsa insan, hayvanlardan farkı kalmaz.

Kulluk ne demektir?


 
Kelime olarak kulluk; emre itaat, ittika manasına gelir. Yani tam bir teslimiyet... Buna Arap dilinde kölelik denir. Ama öyle bir kölelik ki bu, içinde esaret olan bir kölelik değil. Muhabbetle kendini Hakk'a vakfetme manasında,Allah'a adama manasında,O'ndan gayrı hiçbir şey düşünmeme manasında bir kölelik...
 
Kulluk iddiasıyla insan şunları söyler: "Bu alemin hakim–i mutlakı olan bir tek Yaratıcı var. Benim sevdam O'nadır. Benim korkum O'ndandır. Benim rızkım O'ndandır. Benim güzelliğim O'ndandır. Benim her şeyim O'ndandır…"
 
Aslında iyi düşünürsek, insana ait hiçbir şey yok. Hepsi emanet. Gözlerimiz, kulaklarımız, ellerimiz, yüzümüz, canımız, ruhumuz, bedenimiz, her şeyimiz...
 
Hepsi Allah'a ait. İşte kulluğun nüktesi, her şeyin sahibine olan teslimiyettir. Burada şunu hatırlatmakta da fayda var: Allah'ı, sahibi olarak bilip düşünen ve bu manada O'na teslim olan insanlar arasında kurulan ilişkiler, birbirini rencide eden değil, onurunu okşayan, seven, anlayışla ortaya çıkar. Kulluktaki ana nüktelerden biri de budur.
 
İnsan kul olduğunu unutursa...
 

 
İnsan, kul olduğunu unuturda sahibini tanımazsa, O'nu inkar ederse, "adam sen de, böyle bir irade yok" diyerek uçuruma yuvarlanırsa, o zaman O Mutlak İradenin Rab sıfatı, ilahlık sıfatı tecelli ediyor ve "Onun hesabını sana Ben ahirette soracağım" diyor.
 
"O insan (inkarcı) görmedi mi: Biz, onu bir nutfeden yarattık. Şimdi de aşikar bir mücadeleci düşman) kesiliverdi."(Yasin, 77).
 
Nutfe, meni damlası demektir. Kokmuş bir su… Burada biraz tefekkür etmemiz gerekiyor. O kokmuş su öyle bir hale geliyor ki; görüyor, işitiyor, hissediyor… Muhakeme ediyor, keşif yapıyor, projeler üretiyor…
 
İşte insan, su damlasına tecelli ederek onu bu kabiliyetlerle donatan Rabbini görmezden gelirse, bu, Allah'ın hoşuna gitmez. Bu nedenle, "Benim aslım su damlasıdır. Benden bir şey olmaz. Beni değerli kılan, sahibim olan Allah'tır" deyip sırtını O'na dayamak insana yakışan davranış biçimidir. Böyle olursa, insan kendini çok güçlü, kuvvetli hisseder,öyle yaşar.
 
Dolayısıyla, inkarcı kadar zayıf bir mahluk da yoktur. Çünkü, kainatın sahibini, kendi sahibini inkar ediyor. Bu insanın gücü olur mu? Morali olur mu? Olmaz…
 
Olmadığı için dikkat edilirse, kafirin sonsuz bir hesabı da olamaz. Onun hesabı sadece dünyalıktır. Dünya hayatına razı olurlar. Dünya hayatı onlar için bulunmaz bir hayattır. Bunun ötesi yoktur. Onun için onun cenneti de burasıdır, cehennemi de burasıdır. Mü'min öyle değildir. Mü'min, Allah'a teslim olarak, Cenab–ı Hakk'ı bilerek yaşar.
 
Teslimiyetin şartları nelerdir?
 

 
Şimdi önemli bir soru var karşımızda; kulluğun gereği olan teslimiyet nasıl gerçekleşir? Günlük hayatta, "Ben Allah'a teslim oldum", "Ben Rabbimi seviyorum" cümlelerini sık sık kullanırız.
 
Ama işin şu tarafını unuturuz: Allah'ın bize "yapın" diye emrettiği taatler, ibadetler var, bunları eda ediyor muyuz?
 
İşte burası çok önemli. Eğer ibadetler konusunda gereğini yapıyorsan sen iyi bir kulsun, hiç merak etme… Yok, eğer yapmıyorsan, bu kuru bir iddiadır, o zaman kendini kandırıyorsun demektir.
 
Kulluk insana ait bir makamdır. Bir rütbedir. En yüce rütbedir. "Her türlü noksanlıktan münezzeh olan O Allah'tır ki, kulunu (Hz. Peygamber Aleyhisselamı) gece Mescid–i Haram'dan (Mekke'den alıp) o etrafını mübarek kıldığımız Mescid–i Aksa'ya kadar götürdü..."(İsra, 1).
 
Ayette "Abdihî" kelimesi geçiyor. Yani "kulu Muhammed'i aldı" diyor Allah…
 
Halbuki, Allah'ın, Muhammed Mustafa'sına (s.a.v.) verdiği birçok sıfat var. Ve bize göre en büyük sıfat, "resullüktür/peygamberliktir" değil mi? Buna göre ayette "Resulü Muhammed'i aldı" diyebilirdi. "Nebisi Muhammed'i aldı" diyebilirdi. Ama burada görüyoruz ki "kulluk" hepsinin üstünde bir makam.
 
Burada önemli bir nükte var: Kul olacak, peygamberde olsa Muhammed (s.a.v.) Kendini fani kabul edecek ki, Allah ile beraber olsun.
Kısaca sen, sende olmayacaksın ki, Allah sende olsun. Bu konuda bir başka örnek daha vardır. Hz. Musa Kelimullah Efendimiz Cenab–ı Hakk'a, "Bana cemalini göster" diyor. "Beni göremezsin" cevabı geliyor. Arifler bu cevabı şöyle yorumluyorlar:
"Yani, Ya Musa! Sen, sende iken Beni göremezsin. Sen, o 'ene'ni/benliğini bir dağıt bakalım. Yık, at bakalım, bak nasıl görürsün."
 
"Beni zikret, Ben de seni zikredeyim"
 

 
O halde, "Allah'ı bilmek" kulluktaki en büyük gayedir. "Ben insanları ve cinleri ancak Bana ibadet etsinler diye yarattım" (Zariyat, 56) buyuruyor Cenab–ı Hak…
 
Ayette geçen "ibadet etmeyi" ariflerin birçoğu, "Allah'ı tanımak, bilmek" olarak yorumlarlar. İbadetle Allah, kulunun kalbine tecelli eder. Mesela, namaz kılıyoruz… Bilelim ki, Allah, kalbimize tecelli ediyor.
 
Yine bir ayette,"Beni zikret, Ben de seni zikredeyim" (Bakara, 152) buyuruluyor. İnsan, Allah'a ibadetle yaklaştıkça, O'nun ismini andıkça, O'na yöneldikçe kalp kapıları açılıyor, O'na doğru yöneliyor.
 
Allah da, Kendine yöneldiği için, o kula nurani tecellisi ile tecelli ediyor. O nedenle kul Rabbini bilmek mi istiyor, yapacağı iş apaçık ortadadır. Çünkü ayetle sabit... İbadet edecek ve bol bol Rabbini zikredecek…
 
Şunu da hatırlatmamız lazım: İbadetler ve zikirler Allah'ı tanımamızda nasıl yardımcımızsa, Allah'ın men ettiklerinden uzaklaşmak da o kadar yardımcıdır. Kısaca, kul, biryandan ibadet edecek, öte yandan haram, mekruh vs. diye önüne konulan sınırları asla aşmayacak.
 
Mademki, kul imtihan için vardır, kulluktaki bir nükte de imtihan sırrıdır, öyleyse, alabildiğine serbest ve sınırı olmayan bir hayat tarzı mü'min için olamaz. Kul, yasaklar konusunda kendini kolladı mı, korudu mu hiç şüphesiz, Allah'ın sevdiği, seçtiği nebileri,velileri, şühedası, uleması ile haşrettiği bir kul namzeti olur.
 
Cenab–ı Hak bizi kendine layıkıyla kul eylesin. (Prof. Dr. Haydar Baş İcmal Dergisi 2010)
 
H; AknAydn
Sinop'ta feci kaza
2'si doktor 4 kişi öldü
Vatandaş gıdaya para ayıramıyor
En fazla pay kiraya gidiyor
Tekstil atölyesinde facia
11 yaşındaki çocuk işçi can verdi
Kokoreçte müthiş iddia
İthal bağırsak yerli diye satılıyor
Yerli de değil, milli de!
İthal ettiği paslanmazı inceltiyor!
Denemekte fayda var
YKS'nin en ilginç sorusu
BMGK'dan bir ilk
Gazze için ateşkes kararı
Ünlü müteahhitten çarpıcı açıklamalar...
'İnşatta maliyet işini ben de anlamıyorum'
Kuralları ihlalde ustalar!
'Dışardaki menü fiyatlarıyla içerdekilerini karşılaştırın'
Patır patır dökülecekler
Onaracak usta yetişmiyor
İsrail sözcüsü gibi!
'Ateşkes istiyorsanız Hamas'a baskı yapın'
Hafta boyunca yanacağız
Bazı illerde 40 dereceyi geçecek
İsrail vatandaşları giremez!
Gazze vahşetine dikkat çekici tepki
Ne görüştüler?
Beştepe'de Erdoğan - Aliyev buluşması
Sinan Ateş gündemli çarpıcı görüşme trafiği
Önce Özel, sonra Erdoğan
Sinop'ta feci kaza
2'si doktor 4 kişi öldü
Vatandaş gıdaya para ayıramıyor
En fazla pay kiraya gidiyor
Tekstil atölyesinde facia
11 yaşındaki çocuk işçi can verdi
Kokoreçte müthiş iddia
İthal bağırsak yerli diye satılıyor
Yerli de değil, milli de!
İthal ettiği paslanmazı inceltiyor!
Denemekte fayda var
YKS'nin en ilginç sorusu
BMGK'dan bir ilk
Gazze için ateşkes kararı
Ünlü müteahhitten çarpıcı açıklamalar...
'İnşatta maliyet işini ben de anlamıyorum'
Kuralları ihlalde ustalar!
'Dışardaki menü fiyatlarıyla içerdekilerini karşılaştırın'
Patır patır dökülecekler
Onaracak usta yetişmiyor
İsrail sözcüsü gibi!
'Ateşkes istiyorsanız Hamas'a baskı yapın'
Hafta boyunca yanacağız
Bazı illerde 40 dereceyi geçecek
İsrail vatandaşları giremez!
Gazze vahşetine dikkat çekici tepki
Ne görüştüler?
Beştepe'de Erdoğan - Aliyev buluşması
Sinan Ateş gündemli çarpıcı görüşme trafiği
Önce Özel, sonra Erdoğan
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.