Kütahyalı çini ustası Sıtkı Olçar'ın, klasik çinicilik ile değişik formları birleştirerek kendine özgü tarzla oluşturduğu eserleri, dünyanın dört bir yanındaki sanat galerilerinde sergileniyor Kütahya'da kendi atölyesinde çalışmalarını sürdüren Sıtkı Olçar, işe girdiği ABD'li bir termik santral yapım firmasından, çocukluğundan beri hayalini kurduğu çinicilikle uğraşmak için ayrılarak 1973 yılında atölye kurduğunu söyledi. Önceleri çok zorlandığı çini sanatını, ustalarının yardımı ve sabırla çalışarak öğrendiğini belirten Olçar, "Eserler ortaya çıktıkça, şevkim arttı. Klasik çiniciliği tam anlamıyla öğrendikten sonra, farklı tarz arayışlarına girip, çini sanatının sınırlarını zorlamaya çalıştım" dedi. Olçar, ilk yıllarda İznik çinisi benzeri eserler de ürettiğini dile getirerek, şöyle konuştu: "Girdiğim arayış sonunda, arkaik dönem formlar üzerine mavi-beyaz İznik çini imitasyonlarını çalışmaya başladım. Yaptığım bu çalışmalar,Kütahya'daki çini sanatçılarına ters gelmesine rağmen yabancıların dikkatini çekti. Atölyeme gelen birçok yabancı turist, yaptığım eserleri alarak ülkelerine götürdü. 1980 yılından itibaren özellikle İznik çinileri üzerine çalışmalarımı derinleştirdim, kaybolup gitmekte olduğunu düşündüğüm 18. yüzyıl Kütahya çiniliğine yeni bir boyut ve dinamizm getirmeye çalıştım." Yoğun bir ilgi varİlk kişisel sergisini 1980 yılında Bursa'da açtığını anlatan Olçar, şöyle devam etti: "Selçuklu devrinin ünlü firuze sırrını, yarı mat ve mat olarak yeniden canlandırdım. Ayrıca yine Selçukluların kullandığı sarı renkten, eserler üretmeye başladım. Zamanla yaptığım çalışmalar, yabancı sanatçı ve sanatseverlerin dikkatini çekince, eserlerim yurtdışındaki sanat galerilerinde de sergilenmeye başladı. Fransa, İtalya, Japonya, İngiltere, Amerika, İsviçre, Avusturya ve Yunanistan gibi birçok ülkede eserlerim sergilendi. İçinde sabır ve emeğin bulunduğu çalışmalarımdan oluşturduğum insan, hayvan ve bitki motifleriyle süslü el emeği göz nuru eserler uluslararası çevrelerde büyük ilgi gördü."