Asın şu köylüleri

Geçen hafta Trabzon'daydık.

Gazetemiz yazarlarından Mustafa Hilmi Yıldırım'la birlikte,

Sokakta yürürken bizi ekranlardan tanıyan bir vatandaş yanımıza koştu:

"Bu ne biçum iştur" diye hayıflandı.

"Bizi perişan ettiler. Bu sene don oldi. Finduktan verim alamaduk.

Bekleduk devlet yardim eder diye.

Hökümet dönüm başına 7,5 milyon (yazıyla yedibuçuk milyon!) lira yardım veriy.

Bu ne biçum iştur. Piz, dilenci miyuk?"

Vatandaşı sakinleştirdik. Moral verdik.

Geçer bu günler dedik.

***

Fındık üreticisi gerçekten perişan.

Geçen yıllarda bir kaç ton fındık üreten köylü bu yıl bir kaç yüz kilo verim alabilmiş.

Eline geçen bir kaç yüz milyon lira ile bir yıl geçinmek zorunda.

Uçan kuşa borçlanmışlar.

Verim yok.

Para yok.

Borç çok.

AKP hükümeti de dönüm başına 7,5 milyon yardım vermiş!

On dönüm arazisi olana 75 milyon!

Dört dönüm olana 30 milyon!

Dönüm başı 7,5 milyon!

Bir kilo peynir parası!

Bozdur bozdur ye!

***

Şimdi gelelim olayın daha vahim boyutuna:

Köylüsüne böyle dilenci muamelesi yapan Başbakan Erdoğan

Bir de ne demiş biliyor musunuz?

"Bu millet yatıp kalkıp size mi çalışacak?"

Bak sen!

Bak bizim Başbakana!

Hangi millet köylüye çalışıyormuş?

Yani diyor ki Başbakan

"Ey köylü! Millete yük oluyorsun!"

Bir Başbakan

Ezdiği, dilenci yerine koyduğu, perişan ettiği,

Ürününü satıp traktörüne mazot alamayan

Ürününü satıp borcunu veremeyen bir hale getirdiği

Köylüyü, nasıl böylesine rencide edebilir?

Kime ne sübvansiyon verdiniz?

Hangi köylüye alım desteği sağladınız?

Tütün üreticisi perişan, pamuk üreticisi aç, buğday üreticisi halinden bezgin, fındıkçı ölmüş, şeker üreticisini kotalarla bitirmişsiniz...

Bir de kalkmış

"Bu millet yatıp kalkıp size mi çalışacak?" diyorsunuz!

Allah'tan korkun be, Allah'tan!

Ortada köylü mü kaldı ki millete yük olsun?

Sayenizde köy de, köylü de bitti.

Köyü-köylüyü bitiren sizler de birgün biteceksiniz elbet.

Mazlumun ahını öyle bir alıyorsunuz ki

Görürsünüz nasıl aheste aheste çıkacak...