Asıl olan aşktır

"Mevlana ne güzel buyuruyor: Uç ey kuş uç, öz cevherine uç! / Ne zamana kadar bu çanak çömlekle oyalayacaksın kendini / Canın yüce doruğuna doğru uç"Bulmuş işin hakikatini. Yani bu dünya ile ilgili şeyler hakikaten çanak, çömlek. Gözünü yumdun mu, bu çanak çömlek ancak o zaman bir işe yarar. O çanakla cesedini yıkamada lazım olacak suyu taşırlar sana o kadar. Bunu derken, dünyayı tamamen terk edelim demek istemiyorum. Ruhun sahibine yönelişi konusunda, işin hakikatini kavrama bakımından hakikati anlayalım diye bunu ifade etmeye çalıştım." (Sünnet; Prof. Dr. Haydar Baş, s.271)Evet, dünyada bir çanak, çömlek yığma yarışıdır gidiyor. Ölümü tefekkür ettiğimiz zaman bu yarışın üç günlük dünya için olduğunu anlıyoruz. Ve biriktirmekten çok dağıtmanın daha güzel olduğunu fark ediyoruz. Tasavvuf ilmi bizim hayatımıza dair hakikatleri gönül gözü ile görmemize keşfetmemize yardım ediyor. "Her şey fani, Baki Hu!" diyoruz.İnsanın yaşarken öz cevherini keşfetmesi, kendindeki nefha-i ilahiyi keşfetmesi ancak bazı gerçekleri gönül gözü ile görmesiyle başlıyor. İnsan çok güzel bir cevher taşıyor, hayatın asıl gayesi bu cevheri tanımak."Aslolan aşktır" diye güzel bir söz var. Önemli olan yaşarken asıl olanın aşk olduğunu, Rabbimize vuslat olduğunu anlayabilmek. "Her nefs ölümü tadacaktır, sonra Bize döndürüleceksiniz" buyruluyor. Önemli olan yaşarken bu dönüşü gerçekleştirebilmek. Kısacası daha yaşarken Tasavvufun bize gösterdiği yol ile vuslat edebilmek.Ruhun öz cevherini keşfedebilmesi, onu keşfetmiş olanlarla bir ve beraber olmasıyla gerçekleşiyor. Bazı ilimler ancak sadırdan sadıra geçebiliyor. Tıpkı bir usta-çırak ilişkisi gibi. Hayatına anlam katmak isteyen herkesin yolu Mevlana'nın da yürümüş olduğu tasavvuf yolundan geçiyor. Hakikat avcıları ancak bu yolda yürüyerek hakikatlere ulaşıyor.Yazının mutfağındayız, tasavvuf ilminden biraz olsun nasiplenmektir duamız. Bu ilim baldır. Ancak tadılarak anlaşılır. Ulaşabildiğimiz her yere gönülden selam olsun.