Arşiv ne söyledi, hacım ne dedi?

İktidara ram olmuş hacımın yegane korkulu rüyası geriye doğru on altı yıllık arşivlerin açılmasıdır, gerçeklerin bir bir ortaya saçılmasıdır.
Candan ve gönülden arzu ediyor ki, yazanlar-çizenler kesinlikle arşivlerin kapağını açmasınlar, ikili sohbetlerde aman ha geçmişe atıfta bulunmasınlar.
Bugün artık on altıncı yılını devam ettiren iktidarın eksiklerini görmenin, aksaklıklarını sayıp-dökmenin ne alemi var?
Hacım candan arzu ediyor ki, seksen milyonun tamamı balık hafızalı olsun, geçmişi bir kalemde silsin, satılan vatan topraklarını asla hatırlamasın ve hatırlatmasın kimse bir birine.
Eskiden arşive ulaşmak biraz daha zordu, gazetelerin tozlu raflarını kaç kişi karıştırıp da, üç sene evvel, beş sene evvel kimler ne söylemiş diye araştıracaktı ama şimdi öyle mi?
Daha okula başlamamış çocukların dahi ellerinde cep telefonları, bir iki düğmeye basarak istediği bilgiye ulaşabiliyor.
Arşivin söyledikleri hacımın mütemadiyen uykusunu kaçırıyor, rahatını bozuyor ve bazen de iştahını kaçırıyor.
Köprü yapılmış, tünel yapılmış ne güzel üzerinden geçiyoruz, durup da bunun maliyetini hesap etmenin ne alemi var, borçlarının ödemesi torunlarımıza, hatta onların torunlarına kadar sarkacakmış...
Geçenden de geçmeyenden de parası kesiliyormuş...
Hayatında hiç araba sahibi olmamış vatandaşlar bile köprüden geçiş parası ödeyecekmiş...
Mümkün olsa da arşivden bu bilgiler silinebilse, iktidara ram olmuş hacım öyle mutlu olacak ki sormayın gitsin.
Mesela, bu iktidarı desteği ile Irak işgali başlamış, iki milyon müslüman katledilmiş, on milyon çocuk babasız kalmış, milyonlarca kadın dul kalmış, namusu kirletilmiş...
Binlerce yıllık şehirler harabeye dönmüş, minareler coniler tarafından yerle bir edilmiş, sayısız kubbeler tarumar olmuş...
Mesela, komşu kardeş Irak'ta böylesine cinayetler işleyen haçlı işgalcilere birileri tarafından dualar edilmiş...
Mesela, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında İslam ülkeleri hedef tahtasına oturtulmuş ve hepsine de Irak tarzı demokrasi getirilmiş!..
Mesela, birilerinin hiç işi yokmuş gibi, elindeki telefonun tuşlarına bir-iki dokunuyor ve başlıyor saymaya; mevcut iktidar koltuğa oturmadan ülkede büyükbaş hayvan şu kadardı, küçükbaş hayvan şu kadardı, on altı yılda ihtiyaç arttığı halde sayı şu kadar azaldı.
Bunlardan evvel, tarım ürünlerinin üretimi şu kadardı, fakat bunların gelişiyle birlikte yıllar içinde nerdeyse sıfıra doğru gitmiş, marketlerin rafları ithal hububat ürünleri dolu.
Eski devir olsaydı, bütün bu gerçekleri bir şekilde örtmek, unutturmak mümkün idi ama şimdi asla mümkün olmuyor ve bu durum hacımın canını fena halde sıkıyor.
Hacımın felsefesine göre, ülkede iyilik, güzellik adına ne yapılmışsa mevcut iktidarı eseri, kötülük, çirkinlik, iflas, icra, borçlanma, yoksulluk, yolsuzluk türü tüm olumsuzluklar ise hep dış güçlerin işi!
Hacıma göre, dış güçlere karşı her şeye rağmen mevcut iktidarın arkasında saf tutmak lazım.
İyi, güzel de, gerçekler karşısında vicdanlarınızı nasıl susturacaksınız?
İktidarın, geçen yıllar içinde sürekli dış güçlerin heybesine çalıştığı, küresel tefecileri zengin ettiği ama bu milleti ısrarla yoksul bıraktığı gerçeğini nasıl örteceksiniz?
Ah şu arşivler olmasaydı, arşivlere ulaşım bu kadar kolay olmasaydı, hacımın işi biraz daha kolay olacaktı elbette!..