Türk Parlamenterler Birliği'nin düzenlediği Kıbrıs konulu sempozyumda konuşan Meclis Başkanı Arınç, Kıbrıs'ta tarih bilincinin yoksunluğundan üzüntü duyduğunu belirterek, Annan planını eleştirdi. Kıbrıs'taki sorunun, bugünün sorunu olmadığını kaydeden Arınç, sorunun çok uzun yıllar öncesine dayandığını kaydetti. Kıbrıs'taki müzakere sürecinin başarıya ulaşması temennisinde bulunan Arınç, 1500'lerde Osmanlı hakimiyetinde olan bir adanın nasıl elde gittiğini herkesin bilmek zorunda olduğunu söyledi. Arınç, bugün Annan Planı çerçevesinde Kıbrıs'ın alacağı statünün Bosna Hersek'e benzeyeceği tartışılırken, Girit gibi, Türkiye'nin elinden gidecek bir ada olup olmayacağı sorusunun ortada durduğunu belirtti.
Elma şekeri ile avunmayalım
İki bölgeliliğin, iki kesimliliğin korunması gerektiğini bildiren TBMM Başkanı Arınç, Türkiye'nin garantörlüğünün sürmesinde yarar olduğunu ifade etti. Arınç, egemenlikten taviz verilmemesi gerektiğini vurguladığı konuşmasında şunları söyledi:
"Egemenlik konusunun Kıbrıs Türk'ünün hayatı üzerinde ne kadar önemli olduğunu tarihi gerçekler bize söylüyor. Dolayısıyla siyasi eşitliğin de Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinin de devam etmesinde büyük yarar vardır. Önümüze gelecek plan eğer bunları kapsıyorsa eğer bu soruların karşılığı bu planda varsa bunun iyi niyetinden emin olabiliriz. Ama sadece (AB'ye gireceğiz. O nedenle planın altına üstüne bakmadan hemen imzayı basalım) düşüncesi, elma şekeri ile avunmak ve gerçekleri gözardı etmektir."
Ülkeler sokaktan yönetilmez
Plan üzerinde Kıbrıs Türk halkının çok fazla bilgisi olmadığını dakaydeden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir Meclis Başkanı olarak belki bunu yapmam doğru değil, ama çokaçık söylüyorum... (Miting, miting, miting) denildiği ve biraz da çokça büyütüldüğü için birkaç acı gerçeği söylemeliyim. Demokratik, çoğulcu sistemlerde insanlar düşüncelerini, fikirlerini açıklarlar, açıklamalıdırlar. Bunun için her toplantı, her miting meşrudur, yasaldır, demokrasinin gereğidir. Ama dünyanın hiçbirdemokrasisinde ülkeler sokaktan yönetilmez. Sokaktaki gürültülerle bir ülkenin geleceğine nokta konulamaz. KKTC'nin seçilmiş Meclis'i vardır,KKTC'nin parlamentosunda iktidar ve muhalefet partileri vardır, KKTC'nin başında halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı vardır. Bütün bunlarvarken şu veya bu amaçla ilkokul çağından başlayarak meydanlara getirilen öğrenciler bu plan çerçevesinden uzak tutularak, daha büyük mutluluk, AB ile bütünleşme, işsizliğin ortadan kaldırılması, daha çoközgürlük isteğiyle meydanlarda konuşturuluyor."
Elma şekeri ile avunmayalım
İki bölgeliliğin, iki kesimliliğin korunması gerektiğini bildiren TBMM Başkanı Arınç, Türkiye'nin garantörlüğünün sürmesinde yarar olduğunu ifade etti. Arınç, egemenlikten taviz verilmemesi gerektiğini vurguladığı konuşmasında şunları söyledi:
"Egemenlik konusunun Kıbrıs Türk'ünün hayatı üzerinde ne kadar önemli olduğunu tarihi gerçekler bize söylüyor. Dolayısıyla siyasi eşitliğin de Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinin de devam etmesinde büyük yarar vardır. Önümüze gelecek plan eğer bunları kapsıyorsa eğer bu soruların karşılığı bu planda varsa bunun iyi niyetinden emin olabiliriz. Ama sadece (AB'ye gireceğiz. O nedenle planın altına üstüne bakmadan hemen imzayı basalım) düşüncesi, elma şekeri ile avunmak ve gerçekleri gözardı etmektir."
Ülkeler sokaktan yönetilmez
Plan üzerinde Kıbrıs Türk halkının çok fazla bilgisi olmadığını dakaydeden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir Meclis Başkanı olarak belki bunu yapmam doğru değil, ama çokaçık söylüyorum... (Miting, miting, miting) denildiği ve biraz da çokça büyütüldüğü için birkaç acı gerçeği söylemeliyim. Demokratik, çoğulcu sistemlerde insanlar düşüncelerini, fikirlerini açıklarlar, açıklamalıdırlar. Bunun için her toplantı, her miting meşrudur, yasaldır, demokrasinin gereğidir. Ama dünyanın hiçbirdemokrasisinde ülkeler sokaktan yönetilmez. Sokaktaki gürültülerle bir ülkenin geleceğine nokta konulamaz. KKTC'nin seçilmiş Meclis'i vardır,KKTC'nin parlamentosunda iktidar ve muhalefet partileri vardır, KKTC'nin başında halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı vardır. Bütün bunlarvarken şu veya bu amaçla ilkokul çağından başlayarak meydanlara getirilen öğrenciler bu plan çerçevesinden uzak tutularak, daha büyük mutluluk, AB ile bütünleşme, işsizliğin ortadan kaldırılması, daha çoközgürlük isteğiyle meydanlarda konuşturuluyor."