Amelsiz anlayışın faydası yok gibidir
Kadere uy; yoksa felah bulamazsın. İster lehinde ister aleyhinde olsun, mutlaka ona uymalısın
03.12.2022 09:18:00
Kadere uy; yoksa felah bulamazsın. İster lehinde ister aleyhinde olsun, mutlaka ona uymalısın.
Sana nasip olan şeylerde büyük zatları itham etmeden sohbetlerine devam et. Herhâlde onlara uymalısın. Onlara uyduğun zaman, dünya ve âhiretin felahı kapında olacaktır.
Sözlerimi anlayınız, sonra onunla amel ediniz. Amelsiz anlayışın faydası yok gibidir. Yaptığınız işe de ihlâs katınız. İllâ şu şeyler benim olsun gibi fenalık taşıyan arzu sahibi olmayınız.
Sanatkâr, yaptığı işi yalnız maddî kaygı ile yaparsa faydasızdır. Bir insan her şeyi nefsinde toplamak isterse, halk ona kıymet vermez.
Gözde olanlar fedakâr olanlardır. Anlattığım yolda yürümen, senin kıymetini arttırır. Her ücreti Hak Teâlâ'dan bekle. O'nun yoluna sabırla devam edersen şaşırtıcı lütuflarını görürsün.
Yusuf Peygamber, evinden alınmaya, kuyuya atılmaya, köle olarak satılmaya, ayrıca bir sürü hakarete tahammül edip sabır göstermeseydi, o büyük devlete sahip olabilir miydi?
O, Rabb'inin işlerine boyun eğdi, razı oldu. Bu yüzden zilleti, izzete tebdil edildi. İyi niyeti meydana çıktı. Sarsılmaz bir mülk sahibi oldu. Öldürülmek istenirken daha sağlam bir hayata kavuştu.
Sen de İslâm dininin emirlerine uyar, yasaklarını bırakırsan her işinde ilâhi fiillerin tecellisini sezerek sabra devam edersen...
Nefsine ve şeytana uymazsan, bulunduğun şimdiki kötü hâlden kurtulursun. Yalnız Hak'tan korkar ve O'ndan ümit beklersen, sevmediğin her güçlük kalkar, yerine sevimli hâller gelir.
Çalış. Kuruntuya kapılma. Sen kendini kurtaracağını umma. Sadece çalış; hayır kendiliğinden gelir. Bir kimse iyiyi arar, o yolda emek harcarsa emeğini bulur.
Helâl yemeye çalış. Kalbini o nurlandırır. Kalbinden bütün karanlığı o atar. En güzel akıl, sana yarayanı bildiren akıldır. Allah'ın nimetlerini anlatmayan akıl, akıl değildir. Aklın iyisi, Allah'ın vermiş olduğu iyiliği anlatan ve şükür yolunu gösteren akıldır.
Ey evlat! Bir kimse, iman gözü ile her şeyi yerli yerinde takdir edenin Allah olduğunu bilirse, O'ndan bir şey talep etmeye utanç duyar. Bilir ki, her şey vaktine göre olmuş ve yapıcı işini bitirip çekilmiş, artık ne dilesin?
Bu durumda, sadece dilini boş sözden alır, ibadet yolunu tutar. O zatın kısmeti başkasına gitmez, işte bunu bildiği için sessizliğe gömülür ve şükür yolunu tutar.
İyi edep sahibidir; itiraz etmez. Başına bir darlık gelirse kullara şikâyetçi olmaz. Ne az için ne de çok için! Kalbini sıkıntıya sokmaz.
Dili ile kimseye darlık vermediği gibi kalbi ile de vermez. Kalpten duyulan sıkıntı ile dilden duyulan sıkıntının bir farkı yoktur. Dilden çıkması ayıp olan hata, kalpten de çıkmamalıdır. Bana göre, hakikatte dille kalbin, bir farkı yoktur.
Ayıptır, yalnız Allah'tan dile. Başkasından bir talepte bulunmakla utanç duymaz mısın? Neden O'ndan dilemezsin; hâlbuki O, sana kullardan daha yakın. Bari istediğin şeylere tam ihtiyacın olsa, neyse?
Hazinelerini gizli tutmaktasın. Fakirlere bir habbecik bile vermeye elin varmıyor; hâlin ne olacak?
Yakında öleceksin. Malın pay edilecek. Her gün hakkında kötü söylenecek. Sakladığın malın sorgusuna nasıl cevap vereceksin?
Sana lanet gelecek. Eğer aklın olsaydı iman kazanırdın. Dünyalığın çokluğu imansıza ne sağlar ki?
Aklın başında olsaydı, Allah'ın sâlih kullarına gider, onlarla sohbet eder, sözleri ve işleri ile terbiye alırdın. Her vesile ile Hak Teâlâ seni felâket çukuruna düşmekten korurdu.
Yarın O'nun katına ak yüzle varırdın. Kalp yönünden edebin tamam olurdu kurtulurdun. Fakat hiçbirini yapmadın. Yaramaz işler peşinde koştun.
Ey riya putlarını kalbinde taşıyan, bu hâlinle, Hak yakınlığı kokusunu almak sana nasip olmayacak. Ve ey kullara dönen, onları bırak. Yaratılmış fâni şeylerin elinde zarar ve fayda imkânı yoktur.
Bunu bilmiş ol. Onlar ne dünyada ne de öbür âlemde bir iş yapabilirler. Kalbini onlara verme. Yaptığın bu işlere şirk derler. Bu şirkte iken tevhid âlemine ermen kabil olmaz, öbür âleme geçtiğin zaman da elin boş olur." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethur'r Rabbani eserinden)
Sana nasip olan şeylerde büyük zatları itham etmeden sohbetlerine devam et. Herhâlde onlara uymalısın. Onlara uyduğun zaman, dünya ve âhiretin felahı kapında olacaktır.
Sözlerimi anlayınız, sonra onunla amel ediniz. Amelsiz anlayışın faydası yok gibidir. Yaptığınız işe de ihlâs katınız. İllâ şu şeyler benim olsun gibi fenalık taşıyan arzu sahibi olmayınız.
Sanatkâr, yaptığı işi yalnız maddî kaygı ile yaparsa faydasızdır. Bir insan her şeyi nefsinde toplamak isterse, halk ona kıymet vermez.
Gözde olanlar fedakâr olanlardır. Anlattığım yolda yürümen, senin kıymetini arttırır. Her ücreti Hak Teâlâ'dan bekle. O'nun yoluna sabırla devam edersen şaşırtıcı lütuflarını görürsün.
Yusuf Peygamber, evinden alınmaya, kuyuya atılmaya, köle olarak satılmaya, ayrıca bir sürü hakarete tahammül edip sabır göstermeseydi, o büyük devlete sahip olabilir miydi?
O, Rabb'inin işlerine boyun eğdi, razı oldu. Bu yüzden zilleti, izzete tebdil edildi. İyi niyeti meydana çıktı. Sarsılmaz bir mülk sahibi oldu. Öldürülmek istenirken daha sağlam bir hayata kavuştu.
Sen de İslâm dininin emirlerine uyar, yasaklarını bırakırsan her işinde ilâhi fiillerin tecellisini sezerek sabra devam edersen...
Nefsine ve şeytana uymazsan, bulunduğun şimdiki kötü hâlden kurtulursun. Yalnız Hak'tan korkar ve O'ndan ümit beklersen, sevmediğin her güçlük kalkar, yerine sevimli hâller gelir.
Çalış. Kuruntuya kapılma. Sen kendini kurtaracağını umma. Sadece çalış; hayır kendiliğinden gelir. Bir kimse iyiyi arar, o yolda emek harcarsa emeğini bulur.
Helâl yemeye çalış. Kalbini o nurlandırır. Kalbinden bütün karanlığı o atar. En güzel akıl, sana yarayanı bildiren akıldır. Allah'ın nimetlerini anlatmayan akıl, akıl değildir. Aklın iyisi, Allah'ın vermiş olduğu iyiliği anlatan ve şükür yolunu gösteren akıldır.
Ey evlat! Bir kimse, iman gözü ile her şeyi yerli yerinde takdir edenin Allah olduğunu bilirse, O'ndan bir şey talep etmeye utanç duyar. Bilir ki, her şey vaktine göre olmuş ve yapıcı işini bitirip çekilmiş, artık ne dilesin?
Bu durumda, sadece dilini boş sözden alır, ibadet yolunu tutar. O zatın kısmeti başkasına gitmez, işte bunu bildiği için sessizliğe gömülür ve şükür yolunu tutar.
İyi edep sahibidir; itiraz etmez. Başına bir darlık gelirse kullara şikâyetçi olmaz. Ne az için ne de çok için! Kalbini sıkıntıya sokmaz.
Dili ile kimseye darlık vermediği gibi kalbi ile de vermez. Kalpten duyulan sıkıntı ile dilden duyulan sıkıntının bir farkı yoktur. Dilden çıkması ayıp olan hata, kalpten de çıkmamalıdır. Bana göre, hakikatte dille kalbin, bir farkı yoktur.
Ayıptır, yalnız Allah'tan dile. Başkasından bir talepte bulunmakla utanç duymaz mısın? Neden O'ndan dilemezsin; hâlbuki O, sana kullardan daha yakın. Bari istediğin şeylere tam ihtiyacın olsa, neyse?
Hazinelerini gizli tutmaktasın. Fakirlere bir habbecik bile vermeye elin varmıyor; hâlin ne olacak?
Yakında öleceksin. Malın pay edilecek. Her gün hakkında kötü söylenecek. Sakladığın malın sorgusuna nasıl cevap vereceksin?
Sana lanet gelecek. Eğer aklın olsaydı iman kazanırdın. Dünyalığın çokluğu imansıza ne sağlar ki?
Aklın başında olsaydı, Allah'ın sâlih kullarına gider, onlarla sohbet eder, sözleri ve işleri ile terbiye alırdın. Her vesile ile Hak Teâlâ seni felâket çukuruna düşmekten korurdu.
Yarın O'nun katına ak yüzle varırdın. Kalp yönünden edebin tamam olurdu kurtulurdun. Fakat hiçbirini yapmadın. Yaramaz işler peşinde koştun.
Ey riya putlarını kalbinde taşıyan, bu hâlinle, Hak yakınlığı kokusunu almak sana nasip olmayacak. Ve ey kullara dönen, onları bırak. Yaratılmış fâni şeylerin elinde zarar ve fayda imkânı yoktur.
Bunu bilmiş ol. Onlar ne dünyada ne de öbür âlemde bir iş yapabilirler. Kalbini onlara verme. Yaptığın bu işlere şirk derler. Bu şirkte iken tevhid âlemine ermen kabil olmaz, öbür âleme geçtiğin zaman da elin boş olur." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethur'r Rabbani eserinden)