Eskiden özellikle Cuma Namazı çıkışları Beyazıt Meydan’ında çok duyduğumuz bir slogan vardı; Katil İsrail, bebek katili ABD, katil Bush vs. gibi. Doğruydu da. Çünkü bu devlet ve kişiler hiç hakları ve hadleri değilken dünyanın birçok coğrafyasında kan akıtıyordu.
Günün birinde “Katil Erdoğan” sloganı atılacağı kimsenin aklının ucundan bile geçmezdi. Ama maalesef benim ülkemin Başbakanı hakkında bu sloganlar atıldı. Hem de sınır komşumuz, halkı ile din kardeşliğimiz olan bir ülkede. Suriye’de “katil Erdoğan” sloganları atıldı.
Evet, Suriye’de bir bahar havası estirilmeye başlandı! Türk siyasetçiler Suriye için suçlamalar yaptı, montaj haberlere binaen yargılamalara gitti ve halk önünde infazlar gerçekleştirdi. Hele Başbakan Erdoğan, Esad’ı çizdi resmen. Sanki dünyanın huzurunu Esad bozuyor.
Sonra bir planlar, görüşmeler yapıldı. Esad tamam dedi. Orduyu kışlasına çekme sözü de verdi. Tam o günlerde birileri Suriye’yi kana buladı. Acele suçlu aranıyordu. Ama bu sefer yemedi. Çünkü Suriye halkı Esad’a sahip çıktı. Bu bombayı patlatanlar işi Esad’a yıkamadı.
Ne oldu o günlerde?
Bomba patlatıldığında Cumhuriyet muhabiri Mustafa Kemal Erdemol’da olay bölgesindeymiş. Anlattıkları çok vahim, hem Türkiye hem Erdoğan için çok vahim…
“Hayatımda böyle bir şey görmedim... Büyük bir otoyolu başka yollara bağlayan motorway üzerinde iki bombalı araçla gerçekleştirilen bombalı saldırıda yüzden fazla ölü var... Bir okul minibüsünün içinde 24 çocuk hayatını kaybetti... İkiye bölünmüş tırlar, erimiş otomobiller ve parçalara bölünmüş insanlar... Şam’ın kenar mahallesine denk düşen bu bölgede toplanan kalabalık “Çocuk Katili Erdoğan” diye sloganlar attılar... Türk gazetecisi olduğumuz öğrenilince tepki bize de yöneldi... Korkunç bir manzaraydı... Korkunç…
…Alçaklık bu... Namussuzluk... Yalan bunların hepsi... Şam’daki patlamayı Suriye yönetimi yaptı diyor El Cezire, CNN ve benzerleri... Kendi istihbarat binasının önünde neden intihar eylemi yapsın Suriye?.. Şam’a geldiğimizden beri polis, asker görmedim sokakta... Sakin bir başkent…
Olay yerinde toplananlar halktı. Erdoğan’dan daha iyi biliyorlar ülkelerini de, bölgelerini de... Katar, Suudi ve Türkiye düşman diyorlar. En büyük düşman ise Erdoğan... “Amerikan … Erdoğan” sloganını kulaklarımızla duyduk onlardan... Yazıklar olsun...”
Tabi ki, bu söylenenler, yazılanlar doğruysa bir Türk olarak ülkem adına üzüldüm. Çünkü bu millet merhametin, babalığın temsilciliğini yapmıştı yüzyıllarca…
Suriyeli siyasiler ne diyor?
Suriye Enformasyon Bakanı Adnan Mahmud; “Erdoğan’ın ABD’nin projesinin elemanı olduğunu biliyoruz. Bu proje Arap bölgesini etnik ve mezhepsel temelde parçalamaya yöneliktir… Halkımız adına konuşma yetkisini ona kim verdi?”
Ayrıca; Şam’da Türk gazetecilerle görüşmesinde Cumhuriyet’in de sorularını yanıtlayan Mahmud, Erdoğan’ın, başını ABD’nin çektiği Şam karşıtı projede “Suriye’nin düşmanı” olarak yer aldığını iddia etti…
Aylardır susan Beşar Esad nihayet konuştu. İlginçtir o da Erdoğan’ı Suriye’de ki, olayların müsebbibi olarak gösteriyor.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Rus televizyonu Rossiya 24’e verdiği röportajından bir iki nokta verelim;
Esad tampon bölge sorusuna; “Onların hiçbir çıkarı yok. Sıkı temas halinde olduğumuz diğer nüfuzlu Türk politikacılardan edindiğimiz bilgilerden yola çıkarak şunu söyleyebilirim, Türkiye’nin böyle bir niyeti yok. Bazı Türk siyasi yetkililer aşırı şekilde fantezi kuruyor. Görüştüğümüz Türk yetkililerin çoğu Suriye’deki durumu gayet iyi biliyor, olumlu ve olumsuz yönünü de. Onlar Suriye’deki herhangi bir gelişmenin dolaylı veya doğrudan Türkiye’yi de etkileyeceğinin farkında.”
“Şunu bilmenizi isterim, ne Suriye ne de komşu ülkeler kaçak silah sevkiyatını kontrol altına alamıyor. Silahların çoğu Lübnan ve Türkiye’den geliyordu. Ama bu ülke yönetimlerinin kaçak silah sevkiyatına yardımcı oldukları hususunda elimizde kanıt yok.”
“Türkiye muhalefete yardım ediyor” sorusuna ise; “Siyasi olarak evet. Bazı siyasi yetkili ve kurumlar bu faaliyetle meşgul oluyor. Başkalarına gelince ise onların muhalefete yardım ettikleri hususunda kanıtımız yok. Ama hepimiz şunu iyi biliyoruz ki, onlar bu faaliyetlere göz de yumabilir. Kaçakçılık faaliyetleri de dahil” Cevabını veriyor.
Yaşanan bunca olay, Türk hükümeti ve Erdoğan tarafından yapılan onca tehdit ve söylemlere karşı Beşar Esad’ın cevap ve değerlendirmeleri; Komşu komşunun külüne muhtaçtır, sözünü hatırlattı bana. Devlet adamlığı, bizlerin Müslüman olarak kardeş olduğumuz, olası bir savaşta kazananın asla olamayacağı gerçeğini de gördüm. Ya Sen!
Günün birinde “Katil Erdoğan” sloganı atılacağı kimsenin aklının ucundan bile geçmezdi. Ama maalesef benim ülkemin Başbakanı hakkında bu sloganlar atıldı. Hem de sınır komşumuz, halkı ile din kardeşliğimiz olan bir ülkede. Suriye’de “katil Erdoğan” sloganları atıldı.
Evet, Suriye’de bir bahar havası estirilmeye başlandı! Türk siyasetçiler Suriye için suçlamalar yaptı, montaj haberlere binaen yargılamalara gitti ve halk önünde infazlar gerçekleştirdi. Hele Başbakan Erdoğan, Esad’ı çizdi resmen. Sanki dünyanın huzurunu Esad bozuyor.
Sonra bir planlar, görüşmeler yapıldı. Esad tamam dedi. Orduyu kışlasına çekme sözü de verdi. Tam o günlerde birileri Suriye’yi kana buladı. Acele suçlu aranıyordu. Ama bu sefer yemedi. Çünkü Suriye halkı Esad’a sahip çıktı. Bu bombayı patlatanlar işi Esad’a yıkamadı.
Ne oldu o günlerde?
Bomba patlatıldığında Cumhuriyet muhabiri Mustafa Kemal Erdemol’da olay bölgesindeymiş. Anlattıkları çok vahim, hem Türkiye hem Erdoğan için çok vahim…
“Hayatımda böyle bir şey görmedim... Büyük bir otoyolu başka yollara bağlayan motorway üzerinde iki bombalı araçla gerçekleştirilen bombalı saldırıda yüzden fazla ölü var... Bir okul minibüsünün içinde 24 çocuk hayatını kaybetti... İkiye bölünmüş tırlar, erimiş otomobiller ve parçalara bölünmüş insanlar... Şam’ın kenar mahallesine denk düşen bu bölgede toplanan kalabalık “Çocuk Katili Erdoğan” diye sloganlar attılar... Türk gazetecisi olduğumuz öğrenilince tepki bize de yöneldi... Korkunç bir manzaraydı... Korkunç…
…Alçaklık bu... Namussuzluk... Yalan bunların hepsi... Şam’daki patlamayı Suriye yönetimi yaptı diyor El Cezire, CNN ve benzerleri... Kendi istihbarat binasının önünde neden intihar eylemi yapsın Suriye?.. Şam’a geldiğimizden beri polis, asker görmedim sokakta... Sakin bir başkent…
Olay yerinde toplananlar halktı. Erdoğan’dan daha iyi biliyorlar ülkelerini de, bölgelerini de... Katar, Suudi ve Türkiye düşman diyorlar. En büyük düşman ise Erdoğan... “Amerikan … Erdoğan” sloganını kulaklarımızla duyduk onlardan... Yazıklar olsun...”
Tabi ki, bu söylenenler, yazılanlar doğruysa bir Türk olarak ülkem adına üzüldüm. Çünkü bu millet merhametin, babalığın temsilciliğini yapmıştı yüzyıllarca…
Suriyeli siyasiler ne diyor?
Suriye Enformasyon Bakanı Adnan Mahmud; “Erdoğan’ın ABD’nin projesinin elemanı olduğunu biliyoruz. Bu proje Arap bölgesini etnik ve mezhepsel temelde parçalamaya yöneliktir… Halkımız adına konuşma yetkisini ona kim verdi?”
Ayrıca; Şam’da Türk gazetecilerle görüşmesinde Cumhuriyet’in de sorularını yanıtlayan Mahmud, Erdoğan’ın, başını ABD’nin çektiği Şam karşıtı projede “Suriye’nin düşmanı” olarak yer aldığını iddia etti…
Aylardır susan Beşar Esad nihayet konuştu. İlginçtir o da Erdoğan’ı Suriye’de ki, olayların müsebbibi olarak gösteriyor.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Rus televizyonu Rossiya 24’e verdiği röportajından bir iki nokta verelim;
Esad tampon bölge sorusuna; “Onların hiçbir çıkarı yok. Sıkı temas halinde olduğumuz diğer nüfuzlu Türk politikacılardan edindiğimiz bilgilerden yola çıkarak şunu söyleyebilirim, Türkiye’nin böyle bir niyeti yok. Bazı Türk siyasi yetkililer aşırı şekilde fantezi kuruyor. Görüştüğümüz Türk yetkililerin çoğu Suriye’deki durumu gayet iyi biliyor, olumlu ve olumsuz yönünü de. Onlar Suriye’deki herhangi bir gelişmenin dolaylı veya doğrudan Türkiye’yi de etkileyeceğinin farkında.”
“Şunu bilmenizi isterim, ne Suriye ne de komşu ülkeler kaçak silah sevkiyatını kontrol altına alamıyor. Silahların çoğu Lübnan ve Türkiye’den geliyordu. Ama bu ülke yönetimlerinin kaçak silah sevkiyatına yardımcı oldukları hususunda elimizde kanıt yok.”
“Türkiye muhalefete yardım ediyor” sorusuna ise; “Siyasi olarak evet. Bazı siyasi yetkili ve kurumlar bu faaliyetle meşgul oluyor. Başkalarına gelince ise onların muhalefete yardım ettikleri hususunda kanıtımız yok. Ama hepimiz şunu iyi biliyoruz ki, onlar bu faaliyetlere göz de yumabilir. Kaçakçılık faaliyetleri de dahil” Cevabını veriyor.
Yaşanan bunca olay, Türk hükümeti ve Erdoğan tarafından yapılan onca tehdit ve söylemlere karşı Beşar Esad’ın cevap ve değerlendirmeleri; Komşu komşunun külüne muhtaçtır, sözünü hatırlattı bana. Devlet adamlığı, bizlerin Müslüman olarak kardeş olduğumuz, olası bir savaşta kazananın asla olamayacağı gerçeğini de gördüm. Ya Sen!
Akın Aydın / diğer yazıları
- Bu soykırıma hahamlar, Yahudiler neden sessiz? / 02.06.2024
- Kendini tarif edemeyen insanlık / 01.06.2024
- Erdoğan iktidarda olduğunu yine unuttu / 31.05.2024
- Hamd, dua ve tövbe / 30.05.2024
- Kobani’ye giden yolu açan AKP, patlatan HDP’dir / 27.05.2024
- Suçluyu saklamak suç mudur? / 26.05.2024
- Katledilen Filistinlilerin sayıları neden düşük tutuluyor? / 25.05.2024
- İmam Ali'nin seçildiği güne bir ay kaldı / 24.05.2024
- AKP döneminde ‘aile’ kurumu da dağıldı / 23.05.2024
- Erdoğan’ın cevaplanmayan sorusu: ‘Burası kabile devleti mi?’ / 22.05.2024
- Kendini tarif edemeyen insanlık / 01.06.2024
- Erdoğan iktidarda olduğunu yine unuttu / 31.05.2024
- Hamd, dua ve tövbe / 30.05.2024
- Kobani’ye giden yolu açan AKP, patlatan HDP’dir / 27.05.2024
- Suçluyu saklamak suç mudur? / 26.05.2024
- Katledilen Filistinlilerin sayıları neden düşük tutuluyor? / 25.05.2024
- İmam Ali'nin seçildiği güne bir ay kaldı / 24.05.2024
- AKP döneminde ‘aile’ kurumu da dağıldı / 23.05.2024
- Erdoğan’ın cevaplanmayan sorusu: ‘Burası kabile devleti mi?’ / 22.05.2024