Noel kimin babası?

Malum Aralık ayının sonları yaklaşır, alış, veriş merkezleri süslenir, GDO'lu çam ağaçları satışa çıkar. Kasaplar, normal zamanlarda pek reklam etmedikleri hindi isimli eti yenen hayvanı hatırlarlar. Sokaklara, cadde başlarına, mağazalara, ekran kenarlarına vs. kırmızı giysili, beyaz sakallı, botlu vs. bir maket, resim vb. temalar koyarlar. Sırtında da heybesi vardır bu şahsın. Adına "Noel Baba" diyor Hristiyanlar. Hatta tüm Hristiyanlar değil sadece Protestanlar diye düzeltelim. Kim bu Noel Baba? Kimin babası? Ne yer, ne içer, nerede yaşar, nerede gezer? Vs. Baştan söyleyeyim; Benim babam değil. Bu yaşa kadar ben bu papaza "baba" demedim, asla da demem. Niye? Çok basit. Çünkü bu simgelenen şahıs ne bizim dinimizden, ne bizim milletimizden, ne de bizim kültürümüzden. Kısaca bizden biri değil. Onun için bizim babamız olamaz. O halde kim bu Noel Baba denilen şahıs? Bir Hristiyan azizi. Bir papaz. Hatta zamanın Papası diyenler bile var. Yani yıllardır benim milletime birileri bir papaza "baba" dedirtiyor. Tabi bu yılların içine 10 yıllık AKP'de dahil. Sonra su yüzüne çıkmasınlar diye belirtiyorum. Noel Baba olarak adlandırılan Aziz Nicholaos, ülkemizin Akdeniz kıyılarında bir yerde doğmuş. Hakkında birçok uhrevi (kendi inançlarına göre) hikâyeler anlatılan, birçok meziyete ve tabiatüstü olayların şahsında canlandığı bir kişi olarak bilinen biri. Hatta bu hikâyelerde ölüleri dirilttiğinden bile bahsedilir. Noel baba isminde 2 bine yakın kilise yapılmıştır. Bilinen en meşhur özelliklerinden biride, geyiklerin çektiği kızağıyla bacalardan evlere girip, çocuklara hediyeler bırakmasıdır. Hatta bu olayı efsaneye çevirmişler. Malum papaz, bir bölgede yaşayan fakir bir baba ve üç kızı arasında geçtiğine inanılan hikâyede; Fakir bir baba kızlarına çeyiz parası karşılayacak durumu yoktur, bu yüzden hiçbir erkek onlarla evlenmek istemez. Böyle bir durumda da kötü yola düşmek zorunda kalabilirler. Oldukça eğitimli ve zengin bir aileden gelen Nikola da üç kızı için üç külçe altını geceleyin gizlice fakir adamın penceresinden içeri atar. Böylece kızları kötü yola düşmelerine engel olmuş olur. Bu Hristiyanların inanışı. Haliyle bizler, Müslüman olarak saygı duyuyor ama asla inanmıyoruz. Günümüzdeki Noel baba! imajı ise hem maddi kapitalizmin hem de haçlı batı medeniyetinin İslam dünyasında ki, manevi sömürü araçlarından biridir. Dikkat edin yılbaşı kutlamaları adı altında bin bir promosyon yapan mağazalar, bankalar, alış, veriş merkezleri vs. filan insanların yeni yıla daha mutlu girmeleri için mi gayret gösteriyorlar, yoksa kendilerinin yeni yılını bol kazançlı yapma gayretindeler mi? Kullandıkları araç ne? Yeni yıl ve Noel baba (!)İşin manevi boyutu ise bambaşka. Yıllarca birileri bu güzel ülkede hep uçları tartıştırdılar. Bir kesim yılbaşı veya Noel kutlamalarını medeniyetin simgesi olarak millete aşılamaya gayret ederken, bir başka kesimde onları din dışına itme gayretine girmişlerdi. Haliyle eksi ve artı kutupların bir araya gelmesi elektriğe dönüşmüş ve bu elektrik milleti çarpmıştı. İşin garibi o yıllarda eksi ve artı kutuplarda ha bire birbirine giren bu insanlar (siyasette, sosyal etkinliklerde, vakıflarda vs.) şimdi tek kutba yönelmiş, yani kendilerini nötrleştirmiş (değersizleştirmiş) vaziyetteler. Ne yapacağız? Önce niyetimize bakacağız; Bu günü ben, niçin önemsiyorum? Bu günün diğer günlerden farkı ne? Eğer bu günde bir etkinlik, bir eğlence yapacaksam ne için, kimin için ve hangi amaçla yapacağım? Bu yapma niyetinde olduğum etkinlik (her ne yapacaksan) birilerini taklit etme amacıyla mı yapacağım? Yoksa arada bir mesela 10 Martta, 28 Mayıs'ta veya 15 Eylül'de vs. yatığım gibi üç beş arkadaş, dost veya akraba ile oturup, muhabbet edeceğim, gündemi, geçmiş yılı, gelecek yılın olasılıklarını değerlendireceğim bir gece mi? Aslında işin özeti; "Kim bir kavme benzerse onlardandır" hadisi şerifinde. Biz birilerine benzemek için iş yapmayacağız. Kendimiz gibi olduktan sonra tarihlerin hiç önemi yok.  Bizim için 31 Aralıkta aynı, 3 Martta, 2 Ekimde vs. aynı. Sen sende olduktan sonra bize her yer Türkiye.