Türk Milleti ve Devleti üzerinde yıllardır ve hatta asırlardır hazırlanan tezgah tıkır tıkır işlemekte, milli ve dini bütünlüğümüz, toprak bütünlüğümüz tehdit altına girmekte; toplumda ayrışma ve değişim süreci devam etmekte, maalesef bu kadar önemli meseleleri tahlil edebilecek, görebilecek ve sezebilecek bir muhalefet ve toplum bilincine de sahip olmadığımız görülmektedir.
İktidar sahipleri de toplumun bu halini gayet iyi bildikleri için istedikleri değişiklikleri, kanunları, uygulamaları kendi arzuları istikametinde yerine getirmektedirler. Yapılan değişimi anlayan, milletimize ve devletimize uzun vadede verebileceği zararları görebilen, sezebilenler de maalesef hem azınlıkta kalmakta, hem de karşı koyacak siyasal bir güce erişememektedirler.
Devletin ve milletin bütünlüğünü ilgilendiren yığınlarca önemli konular, kamuoyunda dahi fazla tartışılma zemini bulamadan iktidarın elde etmiş olduğu siyasal güç neticesinde kanunlaşmakta, Sağ olsun Cumhurbaşkanlığı makamı bekletmeden onaylamakta, istenilen noktaya doğru süratle gidilmektedir.
Baş döndüren değişimlere kısaca biz göz atalım:
Milli bayramların kutlanma şekilleri değişiyor.(adım adım kaldırılıyor aslında) Yabancılara toprak satışlarının oranları ve satış şekilleri değişiyor. Dış politikada sözde Arap baharına, dolayısıyla Büyük Ortadoğu Projesine (BOP) taşeronluk ediliyor; bu politika nedeniyle komşularımız ile her an savaşın eşiğine gelinebilecek davranışlar sergileniyor. İçinden ne çıkacağı bilinmeyen yeni bir anayasa değişikliğine gidiliyor. Başkanlık sistemi tekrar tartışmaya açılıyor. Sporda şike davası her gün ayrı bir çehreye bürünüyor, sahalarda gerginlik alabildiğince artıyor. Dalga sayısını bile saymanın, akılda tutmanın imkânsız hale gelebileceği kadar dalga dalga askerin üzerine gidiliyor. Velhasıl bu kadar yoğun gündemi bizler dahi takip etmekte zorlanırken, toplumun bu kadar önemli değişiklikleri, yaşanan trafiği anlayacak ne ilminin ne fikrinin ne de gönlünün müsait olmadığını görüyoruz.
Bu kadar yoğun değişimin, yaşanan olayların, süratli seyri ve şekli çok fazla tartışılmadan ve millet bilgilendirilmeden bilerek yapıldığı kanaatindeyim. Milletimiz yoğun gündemde boğuluyor, iktidar sahipleri de istedikleri gibi at koşturmaya devam ediyor. Sonuç mu? Türk Milleti, sonu görülmeyen karanlık bir tünelde yolculuğa mecbur edilmiş, akıbet meçhul görünüyor. Allah sonumuzu hayreyliye…
İktidar sahipleri de toplumun bu halini gayet iyi bildikleri için istedikleri değişiklikleri, kanunları, uygulamaları kendi arzuları istikametinde yerine getirmektedirler. Yapılan değişimi anlayan, milletimize ve devletimize uzun vadede verebileceği zararları görebilen, sezebilenler de maalesef hem azınlıkta kalmakta, hem de karşı koyacak siyasal bir güce erişememektedirler.
Devletin ve milletin bütünlüğünü ilgilendiren yığınlarca önemli konular, kamuoyunda dahi fazla tartışılma zemini bulamadan iktidarın elde etmiş olduğu siyasal güç neticesinde kanunlaşmakta, Sağ olsun Cumhurbaşkanlığı makamı bekletmeden onaylamakta, istenilen noktaya doğru süratle gidilmektedir.
Baş döndüren değişimlere kısaca biz göz atalım:
Milli bayramların kutlanma şekilleri değişiyor.(adım adım kaldırılıyor aslında) Yabancılara toprak satışlarının oranları ve satış şekilleri değişiyor. Dış politikada sözde Arap baharına, dolayısıyla Büyük Ortadoğu Projesine (BOP) taşeronluk ediliyor; bu politika nedeniyle komşularımız ile her an savaşın eşiğine gelinebilecek davranışlar sergileniyor. İçinden ne çıkacağı bilinmeyen yeni bir anayasa değişikliğine gidiliyor. Başkanlık sistemi tekrar tartışmaya açılıyor. Sporda şike davası her gün ayrı bir çehreye bürünüyor, sahalarda gerginlik alabildiğince artıyor. Dalga sayısını bile saymanın, akılda tutmanın imkânsız hale gelebileceği kadar dalga dalga askerin üzerine gidiliyor. Velhasıl bu kadar yoğun gündemi bizler dahi takip etmekte zorlanırken, toplumun bu kadar önemli değişiklikleri, yaşanan trafiği anlayacak ne ilminin ne fikrinin ne de gönlünün müsait olmadığını görüyoruz.
Bu kadar yoğun değişimin, yaşanan olayların, süratli seyri ve şekli çok fazla tartışılmadan ve millet bilgilendirilmeden bilerek yapıldığı kanaatindeyim. Milletimiz yoğun gündemde boğuluyor, iktidar sahipleri de istedikleri gibi at koşturmaya devam ediyor. Sonuç mu? Türk Milleti, sonu görülmeyen karanlık bir tünelde yolculuğa mecbur edilmiş, akıbet meçhul görünüyor. Allah sonumuzu hayreyliye…
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Türk siyasetinin Hüseyin Baş’a ihtiyacı var / 01.06.2024
- Hüseyin Baş soruyor: Ne derdin var anayasayla? / 31.05.2024
- ‘Neden hep Müslümanlar katlediliyor?’ / 30.05.2024
- Nüfustaki düşüş felaketmiş! / 29.05.2024
- Nasihat edenlere öğütler / 28.05.2024
- Nasihatten nasip almamanın tehlikeleri / 27.05.2024
- Nasihatle sizin aranızda gurur perdesi vardır / 25.05.2024
- Nasihat samimiyet ilişkisi / 24.05.2024
- Milli bayramlarımızın bir gayesi vardır / 23.05.2024
- ‘Atatürk vatandır Atatürk bayraktır’ / 22.05.2024
- Hüseyin Baş soruyor: Ne derdin var anayasayla? / 31.05.2024
- ‘Neden hep Müslümanlar katlediliyor?’ / 30.05.2024
- Nüfustaki düşüş felaketmiş! / 29.05.2024
- Nasihat edenlere öğütler / 28.05.2024
- Nasihatten nasip almamanın tehlikeleri / 27.05.2024
- Nasihatle sizin aranızda gurur perdesi vardır / 25.05.2024
- Nasihat samimiyet ilişkisi / 24.05.2024
- Milli bayramlarımızın bir gayesi vardır / 23.05.2024
- ‘Atatürk vatandır Atatürk bayraktır’ / 22.05.2024