logo
18 MAYIS 2024

İmam Rıza’nın çeşitli din ve mezhep âlimleriyle münazarası

İmam (a.s.)’ın Ali bin Muhammed bin Cehm’e peygamberlerin (a.s.) mâsumluğu konusunda verdiği cevaplar
25.03.2024 08:55:00
Haber Merkezi
İmam Rıza’nın çeşitli din ve mezhep âlimleriyle münazarası
İmam Rıza’nın çeşitli din ve mezhep âlimleriyle münazarası
İmam (a.s.)'ın Ali bin Muhammed bin Cehm'e peygamberlerin (a.s.) mâsumluğu konusunda verdiği cevaplar:

Ebu Salt-i Herevî, şöyle diyor: 'Memun, değişik İslam mezheplerinin âlimlerini ve yine Yahudi, Hıristiyan, Mecûsî, Sabii âlimlerini, bir takım ilim ve kelam ehli kimseleri Hz. Rıza'nın (a.s.) yanına topladığı sırada, mecliste soru sormaya kalkışan herkes, net bir şekilde gereken cevapları alarak boğazları tıkanmışçasına susup kaldılar.

Son olarak Ali bin Muhammed bin Cehm ayağa kalkarak şöyle dedi: 'Ey Resûlullah'ın torunu! Acaba siz, peygamberlerin (a.s.) mâsum olduklarına mı inanıyorsunuz?'

İmam: 'Evet, inanıyorum.'

İbn-i Cehm: 'Peki, o halde Allah-u Teala'nın şu ayetleri hakkında ne diyorsunuz: 'Adem, Rabbine karşı gelmiş oldu da şaşırıp kaldı.'   'Ve balık sahibi (Hz. Yûnus); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki, kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı.'   'Züleyha, Yûsuf'u kastetti ve Yûsuf da Züleyha'yı.'   'Dâvud, anladı ki Biz onu denemeden geçirdik.'   'Allah'ın açığa vuracağı şeyi kendi nefsinde saklı tutuyordun.'

İmam: 'Vay senin haline ey Ali (bin Cehm)! Allah'tan kork, kötülükleri peygamberlere nispet verme! Allah'ın Kitabını kendi reyin ve görüşünle tevil etme. Allah-u Teala buyurmuştur ki: 'Onun tevilini (yorumunu) Allah'tan ve ilimde derinleşenlerden başkası bilmez.' 

Ama zikrettiğin ayetlere gelince, Allah-u Teala'nın Hz. Adem hakkındaki; 'Ve Adem, Rabbine karşı gelmiş oldu da şaşırıp kaldı' şeklindeki buyruğuna gelince; şüphesiz Allah azze ve celle, Adem'i (a.s.) yeryüzünde hüccet ve beldelerinde bir halife olsun diye yarattı; onu cennet için yaratmadı. Adem'in (a.s.) yapmış olduğu fiil yeryüzünde değil, cennette vukû bulmuştur.

Hz. Adem'in ismetinin (mâsumluk ve günahtan arı olmasının), Allah'ın takdirlerinin tamamlanması için yeryüzünde olması gereklidir. İşte yeryüzüne indirildiğinde ve Allah'ın hücceti ve halifesi olduğunda Allah-u Teala'nın şu sözüyle mâsum oldu: 'Kesinlikle Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini âlemler üzerine seçti.' 

Sonra, 'Ve balık sahibi (Hz. Yûnus); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki, kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı' ayetine gelince; ayetteki 'zanne' (sanmıştı) kelimesi, yakîn etti mânâsındadır.

Yani, Allah'ın onu rızıkta sıkıntıya ve darlığa düşürmeyeceğine yakîn etti. Ayetteki 'len nakdira aleyh' cümlesi, 'ona gücümün yetmeyeceğini zannetti' mânâsında değildir.

Allah-u Teala'nın şu ayetini duymadın mı: 'Ama ne zaman onu deneyerek rızkını kıssa...'   Bu ayette 'yekdira' rızkı kesmek anlamındadır. Eğer Yûnus (a.s.), Allah'ın, kendisi üzerinde kudreti olmadığını sanmış olsaydı kâfir olmuş olurdu.

Sonra Hz. Yûsuf (a.s.) hakkındaki şu ayete gelince; 'Züleyha Yûsuf'a meyletti ve Yûsuf da ona.' Züleyha (Yûsuf'la) günah işlemeye meyletti; Yûsuf ise onu öldürmeye meyletti. Ancak Allah onu katle düşmesinden ve iffete aykırı işten korudu. Şu ayet: 'Böylelikle Biz ondan kötülüğü ve fuhuşu geri çevirmek için (ona delil gösterdik).'   Bu ayette kötülükten maksat katletmek, fuhuştan maksat da zinadır.

Hz. Dâvud'a (a.s.) gelince, sizin tarafta olanlar bu konuda ne diyorlar?'

İbn-i Cehm: 'Diyorlar ki; Dâvud (a.s.), mihrabında namaz kıl-makta iken şeytan, kuşların en güzeli kılığında ona göründü. Dâvud (a.s.) namazını bozarak kuşu yakalamak için ayağa kalktı. Kuş avluya çıktı, Dâvud (a.s.) da onun arkasından dışarı çıktı, kuş daha sonra damın üzerine uçtu, o da damın üzerine çıktı.

Derken kuş, Urya bin Hannan'ın evine uçtu. Dâvud (a.s.) kuşun gittiği yere bakınca gözü yıkanmakta olan Urya'nın hanımına ilişti; onu o halde görünce aşık oldu.

Öte yandan Dâvud, Urya bin Hannan'ı bir savaşa göndermişti. Derken savaş komutanının Urya'yı Tabut'un önüne geçirmesi için ona bir mektup yazdı. Komutan da Urya'yı öne geçirdi.

Fakat o müşriklere galip oldu. Bu durum Dâvud'a çok ağır geldi. Yine Urya'yı tabutun önüne geçirmesi için bir mektup daha yazdı. Komutan Uryayı tekrar öne geçirdi ve Urya da öldürüldü. Derken Dâvud (a.s.) da onun hanımıyla evlendi.'

Ravi diyor ki: 'İmam Rıza (a.s.), eliyle alnına vurarak şöyle buyurdu: İnna lillah ve inna ileyhi raciûn! Siz, Allah'ın peygamberlerinden birine namazı hafife almayı nispet verdiniz. Öyle ki, kuşun peşinden koşmak için namazını bozdu, diyorsunuz. Sonra da ona fuhşu nispet verdiniz, daha sonra da cinayeti!'

İbn-i Cehm: 'Ey Resûlullah'ın torunu! O halde Hz. Dâvud'un hatası neydi?'

İmam (a.s.): 'Vay haline! Dâvud (a.s.), Allah'ın, kendisinden daha bilgili birisini yaratmadığını sandı. Bundan dolayı Allah azze ve celle iki meleği onun yanına gönderdi. Derken onlar mihraba sıçrayarak (duvardan çıkıp Dâvud'un ibadet ettiği yere inerek) şöyle dediler:

'Biz iki hasımız. İçimizden birimiz, diğerinin hakkına tecavüz etmiştir, aramızda adaletle hükmet, hakkı aşıp adaletten çıkma ve bizi dosdoğru yola sevk et. Şüphe yok ki şu, benim kardeşimdir, doksan dokuz koyunu var ve benimse bir tek koyunum; böyleyken onu da bana ver dedi ve konuşmamızda beni alt etti.'  

Burada Hz. Dâvud, acelede bulundu ve hakkında dava açılan kişinin zararına hükmederek şöyle dedi: 'Senin koyununu, kendi koyunlarına katmak istemekle gerçekten de zulmetmiş sana.'  

Hz. Dâvud, (gerekli olduğu halde) iddiada bulunan şahıstan bir şahit ve delil istemedi. Ayrıca, aleyhinde iddia edilen şahsa, 'Bu konuda sen ne diyorsun?' diye de sormadı. İşte Hz. Dâvud'un hatası bu hakimlik usulü hakkındaki hata idi, sizin düşündüğünüz gibi değil. Allah-u Teala'nın şöyle buyurduğunu duymadın mı: Ey Dâvud, Biz seni yeryüzünde halife kıldık, artık insanlar arasında adaletle hükmet ve dilediğine uyma.' 

İbn-i Cehm: 'Ey Resûlullah'ın torunu! Peki, Hz. Dâvud'un Urya ile olan hikâyesi nasıldır?

İmam (a.s.): 'Hz. Dâvud'un (a.s.) zamanında, bir kadının koca-sı öldüğü veya öldürüldüğünde o kadın artık hiçbir zaman evlenmezdi. Allah'ın (c.c), ilk olarak kocası ölmüş kadınla evlenmesini mubah kıldığı kimse Hz. Dâvud (a.s.) idi. İşte, Hz. Dâvud (a.s.) Urya öldürüldüğünde iddeti geçtikten sonra onun hanımıyla evlendi. Urya hakkında halka ağır gelen şey, işte budur.

Ama Hz. Muhammed (s.a.v.) hakkında Allah-u Teala'nın şu kelamına gelince: 'Ve Allah'ın açığa vuracağı şeyi içinde gizliyordun, insanlardan korkuyordun ve Allah'tan korkman daha doğruydu, o daha layıktı buna.'   Allah-u Teala, Peygamberine, dünyadaki ve ahiretteki eşlerinin isimlerini ve onların mü'minlerin anneleri olduklarını O'na bildirdi.

O kadınlardan birisi Cehş kızı Zeyneb idi ki, o zaman Zeyd bin Hârise'nin hanımıydı. Peygamber Efendimiz, münafıkların, 'Peygamber başkasının evinde olan bir kadını kendi eşlerinden sayıyor' dememeleri için onun ismini içinde saklayarak açıklamadı. Resûlullah, münafıkların böyle söyleyebileceklerinden çekindi.

Allah azze ve celle şöyle buyurdu: 'Ve halktan korkuyordun, oysa Allah'tan korkman daha doğruydu.' Yani içinden bu sözün söylenmesinden korkuyordun. Allah azze ve celle üç kimsenin dışında kullarından hiç kimseyi bizzat kendisi evlendirmemiştir; onlardan biri Hz. Âdem ile Havva'dır, diğeri Hz. Peygamber ile Zeyneb'tir ki, bu konu hakkında şöyle buyurmuştur:

'Artık Zeyd, ondan ilişkisini kesince, biz onu (Zeyneb'i) seninle evlendirmiş olduk.'   Üçüncüsü ise, Hz. Fâtıma (a.s.) ile Hz. Ali'dir (a.s.)."

Râvi diyor ki: "Ali bin Muhammed bin Cehm, ağlayarak şöyle dedi: Ey Resûlullah'ın torunu! Ben artık bugünden sonra sizin beyan ettiğinizin dışında Allah'ın peygamberleri hakkında bir şey söylememek üzere tevbe ediyorum." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)
Beşiktaş'tan Mourinho hamlesi
Yücel: 1 aydır görüşüyoruz teklifimize sıcak bakıyor
Trabzonspor üçüncülüğü garantiledi
Onuachu bordo-mavilileri sırtladı
Özel'den sert mücadele mesajı
'Meydanlar bizimdir'
19 Mayıs bir dönüm noktasıydı
Yarın tüm yurtta coşkuyla kutlanacak
Genel merkezi binasını kapattı
'Yola dijitalde devam edeceğiz'
'Atatürk’ün partisini iktidara taşıma sorumluluğumuz var'
İmamoğlu'nu ziyaret etti
AKP'li Yılmaz'dan küskün seçmene mesaj
'İncinmişleri telafi edeceğiz'
Özgür Özel'i bu sözlerle hedef aldı
'Art niyetlilik, terör seviciliği ve ikiyüzlülük'
Son bir haftada 2 milyona yakın araç denetlendi
Yaklaşık 416 bin cezai işlem uygulandı
Ankara Emniyeti soruşturmasında 1 gözaltı daha
Haberleşmeye aracılık etmiş
Doğu Karadeniz'de bungalov tesis artışına tepki
Çay ve fındık bahçeleri kesiliyor!
AKP ve CHP'lileri buluşturan düğün
Takılar valizlerle taşındı
Erdoğan'a yanıt veren Gürer'den kritik soru
'İthal hayvanları kimler topluyor?'
TESK Başkanı'ndan hükümete 'vergi' çağrısı
'Artış değil yapılandırma lazım'
Zincirleme kazaya neden olan kadın sürücü
'Polis çağırmayın'
Beşiktaş'tan Mourinho hamlesi
Yücel: 1 aydır görüşüyoruz teklifimize sıcak bakıyor
Trabzonspor üçüncülüğü garantiledi
Onuachu bordo-mavilileri sırtladı
Özel'den sert mücadele mesajı
'Meydanlar bizimdir'
19 Mayıs bir dönüm noktasıydı
Yarın tüm yurtta coşkuyla kutlanacak
Genel merkezi binasını kapattı
'Yola dijitalde devam edeceğiz'
'Atatürk’ün partisini iktidara taşıma sorumluluğumuz var'
İmamoğlu'nu ziyaret etti
AKP'li Yılmaz'dan küskün seçmene mesaj
'İncinmişleri telafi edeceğiz'
Özgür Özel'i bu sözlerle hedef aldı
'Art niyetlilik, terör seviciliği ve ikiyüzlülük'
Son bir haftada 2 milyona yakın araç denetlendi
Yaklaşık 416 bin cezai işlem uygulandı
Ankara Emniyeti soruşturmasında 1 gözaltı daha
Haberleşmeye aracılık etmiş
Doğu Karadeniz'de bungalov tesis artışına tepki
Çay ve fındık bahçeleri kesiliyor!
AKP ve CHP'lileri buluşturan düğün
Takılar valizlerle taşındı
Erdoğan'a yanıt veren Gürer'den kritik soru
'İthal hayvanları kimler topluyor?'
TESK Başkanı'ndan hükümete 'vergi' çağrısı
'Artış değil yapılandırma lazım'
Zincirleme kazaya neden olan kadın sürücü
'Polis çağırmayın'

Son bir haftada 2 milyon araç denetlendi

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 9-16 Mayıs'ta 1 milyon 968 bin 551 aracın denetlenerek, 416 bin 230 lira cezai işlem uygulandığını bildirdi
18.05.2024 19:16:00
AA
Son bir haftada 2 milyon araç denetlendi
Son bir haftada 2 milyon araç denetlendi
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 9-16 Mayıs'ta 1 milyon 968 bin 551 aracın denetlenerek, 416 bin 230 lira cezai işlem uygulandığını bildirdi. Yerlikaya, sosyal medya hesabından, trafik ekiplerince 9-16 Mayıs'ı kapsayan 1 haftalık sürede yapılan trafik denetimleriyle ilgili verileri paylaştı. Söz konusu tarihlerde 1 milyon 968 bin 551 aracın denetlendiğini aktaran Yerlikaya, ışıklı ya da sesli uyarı işareti bulunan cihazları (çakar) mevzuatta izin verilmeyen araçlara takarak kullanan 241 sürücüye işlem yapıldığını belirtti. Ali Yerlikaya, 104 bin 382'si aşırı hız nedeniyle olmak üzere 416 bin 230 işlem yapıldığını bildirerek, "Lütfen trafik kurallarına harfiyen uyalım, aşırı hız yapmayalım. Emniyet kemeri takmayı ihmal etmeyelim. Yolculuklar sizleri sevdiklerinize kavuşturmak için vardır, ayırmak için değil" ifadelerini kullandı.

19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, yarın yurtta ve dış temsilciliklerde coşkuyla kutlanacak

19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, yarın yurtta ve dış temsilciliklerde coşkuyla kutlanacak. 19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki dönüm noktalarından biri 
18.05.2024 14:34:00
Yenal Arman
 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, yarın yurtta ve dış temsilciliklerde coşkuyla kutlanacak
 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, yarın yurtta ve dış temsilciliklerde coşkuyla kutlanacak
Türkiye'nin dönüm noktalarından biri olan ve Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkışını anma amacı taşıyan 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı yarın tüm yurtta ve dış temsilciliklerde coşkuyla kutlanacak. Bu tarih, Atatürk'ün gençliğe verdiği değeri ve milletin kurtuluşunda genç fikirlerin önemini vurgulayan bir dönüm noktası mesabesinde. Atatürk'ün "Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir" sözü, bu anlayışın özünü yansıtıyor. Atatürk'ün gençliğe hitaben yaptığı konuşmalar, onun gençlik kavramını sadece yaşla sınırlı olmayan, fikirde yeniliği ve doğruyu görebilme yetisini ifade eden bir anlayışla ele aldığını gösterir. Bu nedenle, 19 Mayıs'ın "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanması, Atatürk'ün gençliğe ve yenilikçi düşüncelere verdiği önemi simgeler. Atatürk'ün 16-19 Mayıs 1919 tarihleri arasında İstanbul'dan Samsun'a yaptığı yolculuk, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecindeki önemli olaylardan biridir. Bu yolculuk, Birinci Dünya Savaşı sonrası zor koşullar altında kurtuluş arayan Türk Milleti için umut ışığı olmuş ve Atatürk'ün liderliğinde Samsun'dan başlayarak millî mücadele yolunu açmıştır.

Neden Samsun?

Samsun, işgal kuvvetleri için stratejik bir öneme sahipti ve Karadeniz'den Orta Anadolu'ya açılan en güvenilir kapı olarak görülüyordu. İngilizlerin 9 Mart 1919'da Samsun'a asker çıkarması ve buna karşılık Türk Makinalı Tüfek Birliğinden bir teğmenin dağa çıkarak gösterdiği tepki, bölgenin önemini daha da artırmıştır. İngiliz Yüksek Komiserliği'nin Türk halkının silahlandığına dair şikayetleri üzerine, Atatürk bu bölgeye dönemin padişah Vahdettin tarafından, Anadolu'daki askerlerin silahsızlandırılması göreviyle olağanüstü yetkilerle gönderilmiştir.

Bandırma Vapuru'nda 18 kişi vardı

Atatürk'ün yolculuğuna eşlik eden 18 kişilik ekip, 16 Mayıs 1919'da "Bandırma" vapuruyla İstanbul'dan ayrılmış ve 17 Mayıs'ta İnebolu'ya, 18 Mayıs'ta ise Samsun'a ulaşmıştır. Atatürk'ün Samsun'a çıkışı, şehrin zor durumunu ve İngiliz işgal kuvvetlerinin varlığını gözler önüne sermiştir. Atatürk ve beraberindekiler, Hıntıka Palas'ta kaldıkları süre boyunca bu sorunlar üzerine yoğunlaşmış ve millî mücadele için planlar yapmışlardır. Atatürk ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında 18 kişi eşlik edecekti. Bu 18 kişinin adları şöyleydi: "III. Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet Bey (General Bele), Müfettişlik Kurmay Başkanı Kurmay Albay Manastırlı Kâzım Bey (General DIRIK), Müfettişlik Sağlık Bakanı Doktor Albay İbrahim Talî Bey (ÖNGÖREN), Kurmay Başkan Yardımcısı Kurbay Yarbay Mehmet Ârif Bey(AYICI), Karargâh Erkân-ı Harbiyesi İstihbarat ve Siyâsiyât Şubesi Müdürü Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey(GEREDE), Müfettişlik Topçu Komutanı Topçu Binbaşı Refik Bey(SAYDAM), Müfettişlik Başyaveri Yüzbaşı Cevad Abbas(GÜRER), Kurmay Mülhakı Yüzbaşı Mümtaz (TÜNAY),Kurmay Mülhakı Yüzbaşı İsmail Hakkı (EDE), Müfettişlik Emir Subayı Yüzbaşı Ali Şevket (ÖNDERSEV), Karargâh Komutanı Yüzbaşı Mustafa Vasfi (SÜSOY), Kurmay Başkanı Emir Subayı ve Müfettişlik Kâlem Âmiri Üsteğmen Arif Hikmet (GERÇEKÇI), İaşe Subayı Üsteğmen Abdullah(KUNT), Müfettişlik İkinci Yaveri Teğmen Muzaffer (KILIÇ), Şifre Kâtibi, Birinci Sınıf Kâtip Fâik (AYBARS), Şifre Kâtibi Yardımcısı, Dördüncü Sınıf Kâtip Memduh (ATASEV)." Bu tarihi yolculuk, Türk Milleti için kurtuluşun başlangıcı olmuş ve Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basmasının anlamı, bu tarihin Türk gençliğine armağan edilmesiyle daha da pekiştirilmiştir. Atatürk'ün gençliğe olan inancı ve onlara duyduğu güven, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atılmasında büyük bir rol oynamıştır.

Başkale'de askeri araç kaza yaptı: 11 yaralı

Van'ın Başkale ilçesinde askeri aracın devrilmesi sonucu 11 asker yaralandı.
18.05.2024 14:23:00
İhlas Haber Ajansı
Başkale'de askeri araç kaza yaptı: 11 yaralı
Başkale'de askeri araç kaza yaptı: 11 yaralı
Edinilen bilgiye göre kaza, öğlen saatlerinde Esenyamaç Mahallesi'ne bağlı Yeşilbulak mezrasında meydana geldi.

Başkale'ye 60 kilometre uzaklıktaki Esenyamaç Mahallesi'ne bağlı İran sınırındaki Yeşilbulak mezrasında devriye görevi yürüten askeri araç, sürücüsünün kontrolü kaybetmesi sonucu yoldan çıkarak devrildi.

Meydana gelen trafik kazasında 11 asker yaralandı. Olayın yaşandığı bölgeye 112 sağlık ekipleri ve jandarma personeli gönderildi.

Yaralı askerler ambulanslarla Başkale Devlet Hastanesine getirildi.

Yaralı askerlerden durumu ağır olan 6'sı Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilirken, diğer yaralıların durumunun iyi olduğu belirtildi.

Dışişleri Bakanlığından, Kırım Tatar ve Çerkes sürgünü mesajı

Dışişleri Bakanlığından, Kırım Tatar sürgününün 80'inci, Çerkes Sürgünü'nün 160'ıncı yılı vesilesiyle paylaşılan mesajda, "Kırım Tatarlarının ve Kafkasya'nın kardeş halklarının acılarını paylaşıyor ve hatıralarını saygıyla yad ediyoruz." ifadesi kullanıldı.
18.05.2024 11:14:00
Anadolu Ajansı
Dışişleri Bakanlığından, Kırım Tatar ve Çerkes sürgünü mesajı
Dışişleri Bakanlığından, Kırım Tatar ve Çerkes sürgünü mesajı

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Kırım Tatar Türk halkının 18 Mayıs 1944'te Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) tarafından sürgüne gönderilmesinin 80'inci yıl dönümünün hüzün ve teessürle hatırlandığı vurgulanarak şunlar kaydedildi:

"80 yıl önce bugün, yüz binlerce Kırım Tatarı ana vatanlarından zorla çıkartılarak çeşitli ülkelerdeki çalışma kamplarına sürülmüş; maruz kaldıkları gayriinsani koşullardan dolayı yaşlı, çocuk ve kadın çok sayıda kişi hayatını kaybetmiştir. Üzerinden 80 yıl geçmiş olmasına rağmen Kırım Tatar halkının gasp edilen hakları iade edilmemiş, acıları dinmemiştir. Kırım'ın hukuk dışı ilhakı yeni acılara kapı aralamıştır."

Açıklamada, Türkiye'nin geçmişte olduğu gibi bundan sonra da Kırım Tatarlarının kimliklerinin korunması; güvenlik, refah ve esenliklerinin sağlanması için onların yanında olmaya devam edeceğinin altı çizildi.
 

'Çerkes Sürgünü'nün, Türkiye'nin üzüntüyle hatırladığı bir trajedi olduğu belirtilen açıklamada, "Bundan 160 yıl önce 21 Mayıs'ta Kafkasya halkları çok ağır şartlar altında ana vatanlarını terk etmek zorunda bırakılmış ve çok sayıda insan hayatını kaybetmiştir." denildi.

Açıklamada, "Kırım Tatarlarının ve Kafkasya'nın kardeş halklarının acılarını paylaşıyor ve hatıralarını saygıyla yad ediyoruz." ifadesine yer verildi. 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.