ÖYKÜ / Cazibe IRMAK
-Dilimizi koruyap geliştirme konusunda gösterdiğimiz duyarlılığı başka alanlarda da göstermelilyiz değil mi Çiğdem abla. Örneğin, kültürümüzü, sanat eserlerimizi, doğayı korumak konusunda görevlerimiz, sorumluluğumuz var, öğrenciler olarak.
-Senin ve senin gibi düşünen öğrencilerin varlığı yurdumuzun geleceği açısından umut verici. Ancak sanat eserlerimize sahip çıkma, yeşillikleri koruma konusunda daha çok bilinçlendirmek gerek insanları.
-Gittiğimiz piknik yerlerini, parkları, çocuk bahçelerini temiz tutarsak, sağlık ve huzur buluruz. İyi bir tatil geçermiş olduğumuz için, yeniden büyük bir istekle koşarız okulumuza.
-Anlattığın çok güzel ve doğru Ebru. Ancak her konudaki en önmli şey eğitim. Küçük yaştan başlayarak öğrenmeli çocuk, kendine ve çevresine yararlı olan her değeri. Bu değerlerin anlamını ve önemini kavrayabilmeli. Saygı, sevgi, sorumluluk ve gerektiğinde özveri gösterme konusunda duyarlı olmalı. Bu bilinç doğrultusunda yetişmeli geleceğe hazırlanırken.
***
Şener ile Murat okulun bahçesindeydi.
-Bugün okuldan çıkınca bulamadığımız ders kitaplarımızı arayalım dilersen, dedi Şener. Murat ses çıkarmayınca yeniden sordu:
-Neden konuşmuyorsun?
-Bilmem, öyle daldım, diyerek başını arkadaşına doğru çevirdi Murat.
Arkadaşını biraz üzgün ve düşünceli gören Şener, merakla:
-Canını sıkan bir şey mi oldu? diye sordu.
-Çok şeyler oluyor canımı sıkan.
-Neler bunlar anlatır mısın?
-Anlatırsam ne yararı olur ki?
-Ama biz yıllardır arkadaşız Murat. Sen benim sorunlarımla ilgilenmiştin daha önce. Şimdi ise ben sana yardımcı olmak istiyorum.
Şener'in bu sözleri üzerine Murat anlatmaya başladı:
-Annem birkaç gündür hastaydı. Dün hastaneye yatırdık. Kardeşimi de bu yıl okula yazdırdık. Okullar açılalı bir hafta oldu. Ancak okula bir türlü alışmıyor yaramaz. Dün sabahleyin kolundan tutup sürükleyerek okula getirdim. Sınıfındaki sırasına zorla oturttum.
Sener, arkadaşını dikkatle dinledikten sonra:
-Annene şifalar dilerim Murat. İnşallah bir an önce iyileşip evinize döner. Kardeşni zorla okula götürmen ise yanlış diye söyledi. Murat sordu bu sözü üzerine;
-Ne yapabilirim, okula gitmeden olur mu?
-Ona baskı yapmadan okula alıştırabilirsin. Okuma yazma öğrenmenin güzel bir şey olduğunu anlat. Kardeşine, seveceği şiir ve öyküler oku. Dilersen kitapçıya gidince kardeşin için güzel bir kitap seçebilirsin.
-Kardeşime de bir kitap alsam gerçekten iyi olur. Bu düşünceni çok beğendim Şener.
Bu sırada ders zilinin çalışıyla birlikte sınıflarına doğru yürüdü Şener ile Murat.
Okuldan çıktıktan sonra yine birlikteydi Şener ile Murat. Kitap almak üzere yola çıkmışken; elele, düşünerek ve gönül birliği içinde ilerliyorlardı. Birbirinin sorununa çözüm arayan, destekleyen arkadaşlığın örneğini sergiliyorlardı en güzel biçimde.
Kitap almaya giderken yanlarında kardeşlerini de götürmeleri bir başka güzellikti. Böylece yalnız olmadıklarını, sevildiklerini duyumsayacaktı küçük çocuklar. Onları kitaplarla tanıştırmak ise yepyeni bir dünyaya kapı açmak demekti. Gerçekte küçük çocuklar körpe zihinlerine bir şeyler yerleştirme çabası içindedir, her zaman. Onlara yapılacak en büyük iyiliklerden biri de; incitmeyen, sevgi dolu yaklaşımla, doğruyu, güzeli yararlı olanı öğretmek, zihinlerini aydınlatacak ışığı sunabilmektir.
Devam edecek...
-Dilimizi koruyap geliştirme konusunda gösterdiğimiz duyarlılığı başka alanlarda da göstermelilyiz değil mi Çiğdem abla. Örneğin, kültürümüzü, sanat eserlerimizi, doğayı korumak konusunda görevlerimiz, sorumluluğumuz var, öğrenciler olarak.
-Senin ve senin gibi düşünen öğrencilerin varlığı yurdumuzun geleceği açısından umut verici. Ancak sanat eserlerimize sahip çıkma, yeşillikleri koruma konusunda daha çok bilinçlendirmek gerek insanları.
-Gittiğimiz piknik yerlerini, parkları, çocuk bahçelerini temiz tutarsak, sağlık ve huzur buluruz. İyi bir tatil geçermiş olduğumuz için, yeniden büyük bir istekle koşarız okulumuza.
-Anlattığın çok güzel ve doğru Ebru. Ancak her konudaki en önmli şey eğitim. Küçük yaştan başlayarak öğrenmeli çocuk, kendine ve çevresine yararlı olan her değeri. Bu değerlerin anlamını ve önemini kavrayabilmeli. Saygı, sevgi, sorumluluk ve gerektiğinde özveri gösterme konusunda duyarlı olmalı. Bu bilinç doğrultusunda yetişmeli geleceğe hazırlanırken.
***
Şener ile Murat okulun bahçesindeydi.
-Bugün okuldan çıkınca bulamadığımız ders kitaplarımızı arayalım dilersen, dedi Şener. Murat ses çıkarmayınca yeniden sordu:
-Neden konuşmuyorsun?
-Bilmem, öyle daldım, diyerek başını arkadaşına doğru çevirdi Murat.
Arkadaşını biraz üzgün ve düşünceli gören Şener, merakla:
-Canını sıkan bir şey mi oldu? diye sordu.
-Çok şeyler oluyor canımı sıkan.
-Neler bunlar anlatır mısın?
-Anlatırsam ne yararı olur ki?
-Ama biz yıllardır arkadaşız Murat. Sen benim sorunlarımla ilgilenmiştin daha önce. Şimdi ise ben sana yardımcı olmak istiyorum.
Şener'in bu sözleri üzerine Murat anlatmaya başladı:
-Annem birkaç gündür hastaydı. Dün hastaneye yatırdık. Kardeşimi de bu yıl okula yazdırdık. Okullar açılalı bir hafta oldu. Ancak okula bir türlü alışmıyor yaramaz. Dün sabahleyin kolundan tutup sürükleyerek okula getirdim. Sınıfındaki sırasına zorla oturttum.
Sener, arkadaşını dikkatle dinledikten sonra:
-Annene şifalar dilerim Murat. İnşallah bir an önce iyileşip evinize döner. Kardeşni zorla okula götürmen ise yanlış diye söyledi. Murat sordu bu sözü üzerine;
-Ne yapabilirim, okula gitmeden olur mu?
-Ona baskı yapmadan okula alıştırabilirsin. Okuma yazma öğrenmenin güzel bir şey olduğunu anlat. Kardeşine, seveceği şiir ve öyküler oku. Dilersen kitapçıya gidince kardeşin için güzel bir kitap seçebilirsin.
-Kardeşime de bir kitap alsam gerçekten iyi olur. Bu düşünceni çok beğendim Şener.
Bu sırada ders zilinin çalışıyla birlikte sınıflarına doğru yürüdü Şener ile Murat.
Okuldan çıktıktan sonra yine birlikteydi Şener ile Murat. Kitap almak üzere yola çıkmışken; elele, düşünerek ve gönül birliği içinde ilerliyorlardı. Birbirinin sorununa çözüm arayan, destekleyen arkadaşlığın örneğini sergiliyorlardı en güzel biçimde.
Kitap almaya giderken yanlarında kardeşlerini de götürmeleri bir başka güzellikti. Böylece yalnız olmadıklarını, sevildiklerini duyumsayacaktı küçük çocuklar. Onları kitaplarla tanıştırmak ise yepyeni bir dünyaya kapı açmak demekti. Gerçekte küçük çocuklar körpe zihinlerine bir şeyler yerleştirme çabası içindedir, her zaman. Onlara yapılacak en büyük iyiliklerden biri de; incitmeyen, sevgi dolu yaklaşımla, doğruyu, güzeli yararlı olanı öğretmek, zihinlerini aydınlatacak ışığı sunabilmektir.
Devam edecek...