Gayb ile ilgili nadir açıklamalar
Muammer b. Hallâd şöyle rivayet etmiştir: “Fars halkından bir adam, Ebu’l-Hasan’a (a.s.) ‘Gaybı bilir misiniz?’ diye bir soru sordu. Buyurdu ki: ‘Ebu Câfer (Muhammed Bâkır aleyhisselâm) şöyle derdi
01.04.2024 17:36:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Muammer b. Hallâd şöyle rivayet etmiştir: "Fars halkından bir adam, Ebu'l-Hasan'a (a.s.) 'Gaybı bilir misiniz?' diye bir soru sordu. Buyurdu ki: 'Ebu Câfer (Muhammed Bâkır aleyhisselâm) şöyle derdi:
İlim bizim önümüze serilir, biz de biliriz. Sonra bize karşı örtülür, biz de bilemez oluruz. İlim Allah'ın bir sırrıdır. Onu gizlice Cebrail'e tevdi eder, Cebrail, Hz. Muhammed'e (s.a.v.), Muhammed (s.a.v.) de Allah'ın dilediği kimselere.'
(Kimi zaman imamların gözlerinin önüne serilen ve kimi zaman da onlardan saklanan ilim, insanların ihtiyaç duydukları dinî hükümlere ilişkin ilim değildir. İnsanların dinî anlamda ihtiyaç duydukları bir hususla ilgili olarak imamdan bir şey sorulup da, onun 'Bilmiyorum' demesi mümkün değildir.
Dolayısıyla, bu hadiste, insanların ihtiyaç duydukları dinî ilimlerden başka bir ilim türü kastedilmiştir. İmamlar helâl ve haramlarla ilgili dinî hükümlerin kapsamına giren her şeyi bilirler)."
İMAMLAR NE ZAMAN ÖLECEKLERİNİ BİLİRLER VE ANCAK KENDİ İSTEKLERİYLE ÖLÜRLER
Hasan b. Cehm şöyle rivayet etmiştir: "İmam Rıza'ya (a.s.) dedim ki: 'Emir'ül-Müminin Ali (a.s.), kim tarafından ve hangi gece ve nerede öldürüleceğini biliyordu. Ayrıca, kazların evde öttüklerini duyunca, 'Bu ötmeleri, mâtem inlemeleri izleyecek' demişti.
Sonra Ümmü Gülsüm, 'Bu gece namazı evde kılsan ve başkasına, insanlara namaz kıldırmasını emretsen olmaz mı?' demişti ama o, bunu reddetmiş ve gece boyunca sık sık silahsız olarak dışarı çıkıp gelmişti. Oysa o, İbn Mülcem'in -Allah'ın laneti üzerine olsun- kendisini kılıçla öldüreceğini de biliyordu.'
'Acaba bu davranış, işlenmesi câiz olmayan hareketler kapsamına girmez mi?'
Buyurdu ki: Dediğin doğrudur; ancak o, o gece yaşamak ile Allah'a kavuşmak arasında muhayyer bırakıldı. Ali (a.s.) da Allah Azze ve Celle'nin kendisiyle ilgili takdirinin cereyan etmesini tercih etti."
Musafîr şöyle rivayet etmiştir: "Ebu'l-Hasan er-Rıza (a.s.) bana dedi ki: 'Ey Musafir! Şu su kanalında balıklar var mıdır?'
'Evet, vardır kurban olduğum!' dedim.
Bunun üzerine şöyle buyurdu: 'Ben Resûlullah'ı (s.a.v.) dün gece rüyamda gördüm. Bana şöyle diyordu: Bizim yanımızda olan, senin için daha iyidir.'
(İmam demek istiyor ki, şu su kanalında balıkların bulunduğu ne kadar somut ve gerçek bir şeyse, benim Peygamberi rüyamda görmüşlüğüm de o kadar açık ve gerçektir)."
İMAMLAR MUHADDES VE MÜFEHHEM KİMSELERDİR
Muhammed b. İsmail şöyle rivayet etmiştir: "Ebu'l-Hasan'ın (a.s.) şöyle dediğini duydum: İmamlar sâdık (doğru), müfehhem ve muhaddes âlimlerdir."
Ali b. Câfer, Ebu'l-Hasan'dan (a.s.) şöyle rivayet etmiştir: "İmam bana dedi ki: Biz imamlar, ilim ve cesaret bakımından eşitiz; ama bağışlar da herkese emredildiği oranda verilir." (Prof. Dr. Haydar baş İmam Ali Rıza eserinden)
İlim bizim önümüze serilir, biz de biliriz. Sonra bize karşı örtülür, biz de bilemez oluruz. İlim Allah'ın bir sırrıdır. Onu gizlice Cebrail'e tevdi eder, Cebrail, Hz. Muhammed'e (s.a.v.), Muhammed (s.a.v.) de Allah'ın dilediği kimselere.'
(Kimi zaman imamların gözlerinin önüne serilen ve kimi zaman da onlardan saklanan ilim, insanların ihtiyaç duydukları dinî hükümlere ilişkin ilim değildir. İnsanların dinî anlamda ihtiyaç duydukları bir hususla ilgili olarak imamdan bir şey sorulup da, onun 'Bilmiyorum' demesi mümkün değildir.
Dolayısıyla, bu hadiste, insanların ihtiyaç duydukları dinî ilimlerden başka bir ilim türü kastedilmiştir. İmamlar helâl ve haramlarla ilgili dinî hükümlerin kapsamına giren her şeyi bilirler)."
İMAMLAR NE ZAMAN ÖLECEKLERİNİ BİLİRLER VE ANCAK KENDİ İSTEKLERİYLE ÖLÜRLER
Hasan b. Cehm şöyle rivayet etmiştir: "İmam Rıza'ya (a.s.) dedim ki: 'Emir'ül-Müminin Ali (a.s.), kim tarafından ve hangi gece ve nerede öldürüleceğini biliyordu. Ayrıca, kazların evde öttüklerini duyunca, 'Bu ötmeleri, mâtem inlemeleri izleyecek' demişti.
Sonra Ümmü Gülsüm, 'Bu gece namazı evde kılsan ve başkasına, insanlara namaz kıldırmasını emretsen olmaz mı?' demişti ama o, bunu reddetmiş ve gece boyunca sık sık silahsız olarak dışarı çıkıp gelmişti. Oysa o, İbn Mülcem'in -Allah'ın laneti üzerine olsun- kendisini kılıçla öldüreceğini de biliyordu.'
'Acaba bu davranış, işlenmesi câiz olmayan hareketler kapsamına girmez mi?'
Buyurdu ki: Dediğin doğrudur; ancak o, o gece yaşamak ile Allah'a kavuşmak arasında muhayyer bırakıldı. Ali (a.s.) da Allah Azze ve Celle'nin kendisiyle ilgili takdirinin cereyan etmesini tercih etti."
Musafîr şöyle rivayet etmiştir: "Ebu'l-Hasan er-Rıza (a.s.) bana dedi ki: 'Ey Musafir! Şu su kanalında balıklar var mıdır?'
'Evet, vardır kurban olduğum!' dedim.
Bunun üzerine şöyle buyurdu: 'Ben Resûlullah'ı (s.a.v.) dün gece rüyamda gördüm. Bana şöyle diyordu: Bizim yanımızda olan, senin için daha iyidir.'
(İmam demek istiyor ki, şu su kanalında balıkların bulunduğu ne kadar somut ve gerçek bir şeyse, benim Peygamberi rüyamda görmüşlüğüm de o kadar açık ve gerçektir)."
İMAMLAR MUHADDES VE MÜFEHHEM KİMSELERDİR
Muhammed b. İsmail şöyle rivayet etmiştir: "Ebu'l-Hasan'ın (a.s.) şöyle dediğini duydum: İmamlar sâdık (doğru), müfehhem ve muhaddes âlimlerdir."
Ali b. Câfer, Ebu'l-Hasan'dan (a.s.) şöyle rivayet etmiştir: "İmam bana dedi ki: Biz imamlar, ilim ve cesaret bakımından eşitiz; ama bağışlar da herkese emredildiği oranda verilir." (Prof. Dr. Haydar baş İmam Ali Rıza eserinden)
